İsrail ve Demokrasi

İsrail, Batıda Gazze saldırısına yöneltilen eleştirilerden rahatsız. Orada görevli batılı gazeteciler her gün İsrailliler'in sataşmalarına hedef oluyormuş. Bu sataşmalar zaman zaman batı medyasına yansıyor. Batılı gazetecilere yapılan sataşmalar özellikle " Savaşımızda haklıyız. Hamas korkunç bir örgüt. Onlara daha sert davranmak gerekir. Siz olayı anlamıyorsunuz. Uzun yıllardan beri köktendinci cihatçı örgütlerle savaşıyoruz. Suriye'ye giden cihatçılar dönünce ne demek istediğimi anlarsınız vs".

İsraillile'i en çok çileden çıkartan, Arap dünyası kılını kıpırdatmazken, Paris'te, Berlin'de, İstanbul'da Gazze gösterilerinin yapılması. İsrail'in protesto edilmesi.

Batılı gazeteciler İsrail'de eleştiri ortamının ortadan kalktığı kanısında. Artık sağcısı olsun, solcusu olsun herkes İsrail ordusunun arkasında saf bağlamış vaziyette. Siyasette ve Medyada tarafsızlık ortadan kalkmış.

Tel Aviv'deki İsrail Genelkurmayı en büyük sansür ajansına dönüşmüş vaziyette. Uluslararası bir İnsan hakları kuruluşunun yorumsuz olarak çıkardığı Gazze'de ölen çocukların isim listesinin bile yayınlanmasına, tahrik edici olduğu gerekçesiyle izin verilmemiş. Ayrıca dün Gazze bombardımanının yol açtığı tahribat fotoğrafları hiçbir ulusal İsrail gazetesinde yayınlanmamış.

Bugünlerde İsrail'de, "Ya benden yana, ya bana karşı " zihniyeti yürürlükte deniyor. Yabancı basın mensupları evlerinde bile misafirleriyle bazı şeyleri konuşmaya korkuyor. Yabancı gazeteciler İsrail Ordusunun her yaptığını desteklemek konusunda halk üzerinde ağır bir mahalle baskısından söz ediyor.

Eleştirinin her çeşidi ihanet sayılıyor.

Kendisini Ortadoğu'da yegane demokrasi gibi takdim eden bir ülkede bu gelişmeler gerçekten endişe verici.