Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Issız ada' m

Çocukluğumda bakardım evimizin parmalıklarından, kapımızın önündeki badem ağacının baharı karşılarken büründüğü gelinliğin rengine. Yıllar sonra yine bakarken aynı duygulara dönmek oldukça heycan vericiyidi. Adadaydım yıllar sonra. Eski taş evimizde. Rum yapısı iki katlı dubleks evdi bu. Annem şimdi tek başına yaşıyordu bu eski baba evinde.
Bakarken parmaklı camdan yine, içimden havalanan kuş gibiydi kopan anılarım...
Bu duygulları anlatmak yazmaktan daha kolay mıdır bilemiyorum? Deniyorum..

Gündemde olan spotla başlık verdim yazıma.. " Issız Ada'm"..
Buradaki Adam; Isısz Ada'm benim...
Issız olan "Ada"... Benim Adam.. Bizim Ada'mız... Adalıyım ben..
Fırtınadan, yağmurdan sonra sığınacak bir adanız oldu mu sizin? Fırtınaya yakalanmış gemilerin sığındığı ada. Umut adası. Bir adanız olsun sizin de... Issız da olsa olsun...

İzledim o filmi; Isısz Adam..
Yanımdaki ıssız bir kadınla izledim.. Isısz Adam ve Isısz Kadın...
Isısz Kadın; klasik davranışlarıyla simgeliyordu filmin baş rol oyuncusunu. Haklıydı ıssızlık sadece erkelere has değildi. Kadın da ısısz ve umursamaz, duyarsız olabiliyor.

Mart ayının ilk günüydü Ada'ya tam yedi yıl sonra gelişimdi bu geliş.. Baba evinde yalnız yaşayan annemin yanına geldim. Issız Ada'mdayım...
Bademler çiçekteydi Can Baba'ya inat.. Ege'nin enkuzeyinden en güneyine bin selam... Selam sana süslenmiş badem dalı.. Selam sana Knidos, İmbros'tan bin selam.. Selam sana Can Baba...

Ada'da yaşayanlar gibi ben de Adalıyım derim..
Ada, gençliğime adım attığım, sevdayı yaşadığım, aşkı tattığım yer.. Isısz Ada'm...
Adada yaşamak değişik bir psikolojinin içinde olmak demektir. İç güdüsel bir olgudur sanki.. Etrafınızın suyla çevrili olduğunu bilmekle başlar bu psikoloji. Bunu ancak yaşandığında anlamak mümkündür. Temel yaşam şeklidir insanlık adına dayanışma içinde olmak Adalılar için..
Kış günlerinde, Ada'ya ulaşımın kolay olmadığı günlerde komşularınızla ekmeğinizi de paylaşmak bir ayrı keyiftir. Adalı olmak işte bu paylaşımı hissederek yaşamaktır..Ada ne ile yaşar? İnsan insana yarar..

Bu gece bu duyguları yaşadım yeniden.
Her köşe gibi Ada'da değişmişti. Benim ilerleyen yaşım gibi.Otuz beş yıl önce geldik bu Ada'ya.. Gökçeada.. Eski adıyla İmroz..
Eski Rum evlerinin çevrelediği dar sokaklarda dolaştığımız günleri ve sevdalarımızı birbirmize anlattığımız günleri anımsadım..

Eleni... İlk sevdam Eleni'yi andım.. Penceren dışarıya bakarken.Evlerinin penceleri tahta perdelerle kapatılmış ve duvarları artık yağmurlara karşı dayanmaya, rüzgara karşı ayakta durmaya çalışıyordu taşlarıyla.. Bizim ev gibi.. Karşı karşıya olan evler, eski günleri taş duvarlarında kitabeler gibi yazmaktaydı, aralarından sızan sularla.

Bir anda kendimi Ada'daki eski dostlarımın arasında buldum şimdi. Bir arkadaşım seçim havasında.. Ada'yı yönetmeye talip. Demokrasilerin gereğidir bu değil mi? Ada'dan uzaklaşan sürgünler şimdi eski yerlerine dönüyor gibiydi.
Ada adına, demokrasi adına, var olmanın adına demokrasi..
Şİmdi destek gerek Ada'ya.. Özgür düşüncelerin destekleri..Var olmanın verdiği destek. Ada'nın eski günlerine hasret olanların desteği gerekli. Badem ağaçlarında asılı çiçeklerin meyveye dönüşünden önce...


Yaşasın sürgünler ve badem ağaçları..
Bin selam olsun Ege'nin derin sularına..

 
Toplam blog
: 6
: 974
Kayıt tarihi
: 20.02.09
 
 

Eğitim fakültesi mezunuyum. İstanbul'da  yaşıyorum. Yazar ve eğitimciyim. Eğitimin yanında matema..