Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

İşsizlik Fonu'nu nasıl değerlendirelim?

İşsizlik Fonu'nu nasıl değerlendirelim?
 

Geçtiğimiz sene bu zamanlarda dünya krizin arifesine gelmiş, bir kaç finans kuruluşu ile otomotiv devlerinin ekonomik darboğaz açıklamaları yapılmaya başlamıştı. Krizi yaratan asıl sebep ise Amerika'daki konut sektörü ve mortgage kredilendirilme sisteminin tıkanışı olarak gösterildi. Konut sektörünü destekleyen ve onu bir anlamda kredilendirip, bundan nemalanan bir takım fonlar da krizle birlikte battılar.

Dünyada faizler düşünce paradan para kazanmanın başka yolları aranır oldu. Para önce bir takım fonlarda toplandı sonra bu fonlar da kâr getiren sektörlere kaydırıldı. İnşaat bu sektörlerin en başına yazılan endüstri oldu. Ne demek istiyor olduğumuzu bir örnek vererek açalım.

Biliyorsunuz Türkiye bir alış-verişmerkezleri cenneti oldu. AVM'ler de genellikle yabancı yatırımcıların desteği ile yapılıyor. Yabancı yatırımcı parayı nereden bulur? Bir çok yabancı yatırımcının iç yapısı incelendiğinde tam bir konsorsiyum olduğu görülür. Şirket merkezi örneğin Hollanda'dır ancak ortakları arasında bir çok ülkeden başka katılımcılar vardır.

Aslında bu şirketler bir çeşit fon yönetim aracılarıdır.

Örneğin Kanada'nın bir emekli fonu vardır. Bu fonda sürekli para birikmektedir; ancak birikim dolaşıma girmediğinden ve reel faiz çok düşük kaldığından güncel değerini yitirmektedir. Söz konusu yatırımcı sayesinde bu fon bir başka ülkede bir gayrimenkul projesinin yatırım sermayesi haline getirilerek uzun vadeli bir kâr ortaklığının kaynağı haline getirilir. Sistem doğru ve verimli çalıştığı sürece fona düzenli bir geri dönüşüm yaratılır. Ancak ne zaman Amerika'da olduğu gibi konutta bir kriz olur, o zaman fon da para kaybetmeye başlar. Önemli olan fonların sürekli doğru işlere yöneltilebilmesidir.

Bu kadar detaylı girişi neden yaptım?

DİSK bir kaç gündür eylem halinde. Hükümet, işsizlik fonunda biriken yaklaşık 45 milyar Türk Lirası'nın başka yatırımlara yönlendirilmesi ile ilgili bir kanun çıkardı. Fonun gerçek sahipleri olan işçiler de haklı olarak isyan ediyorlar.

"Türkiye'de 6 milyon işsiz insan varken, bu fondan sadece 300 bin kişi yararlanabiliyor ve fon bütçenin %15'i gibi bir büyüklüğe ulaşmışken, geçmiş örneklerinden tecrübe ile sabit, nereye harcanacağı meçhul bir yere aktarılmasını doğru bulmuyoruz!"

Benim bildiğim kadarıyla bu fon GAP ve bütçe açığının kapatılmasında kullanılacak. Belki de GAP adı altında "Kürt Açılımına" bir kaynak oluşturulacak. Bilmiyoruz. Sorun bu kaynağın harcanması değil; nereye harcanacağı ve dünyadaki benzerleri gibi tekrardan fona kâr olarak dönüp dönmeyeceğidir.

Alın size liberalizm ve demokratik açılım. Buyrun hep beraber uygulayalım. Ben sistemin doğru çalışması tarafında durduğumu bir kere daha söylüyorum. Dün köprü ile ilgili yazımda da belirtmiştim. Demokratik bir açılım ve platform oldu da karşı mı çıktık? Hayır! Mesele demokratik açılım yaptığını söyleyen insanların demokrasiden uzak duruşlarıdır.

İşsizlik Fonu bir kaynaktır. Bu fonun yasa ile nasıl nemalandırıldığını bilmiyorum. Ancak nemalandırılması gerektiğini, kitaba uygun olarak çalıştırılmasını savunuyorum. Yani liberalizm doğru şekilde çalışmalıdır. Fon piyasanın dolaşımında kâr edecek şekilde dolaşabilmelidir.

Ancak hükümet ne yapıyor?

Çok koyu bir devletçi politika uyguluyor. Bizim koyu liberallerimiz ne yapıyor? Sus pus olmuşlar başka tellerden demokrasi dersleri veriyor.

Bu fon Avrupa Birliği kriterlerine uygun olarak oluşturuldu. Üstelik benzerlerinin olumsuz tecrübeleri gözönünde bulundurularak kötü kullanımı da engellendi. Ancak giderek de büyüdü ve birilerinin iştahını kabartır hale geldi. Ancak o fonun sahibi çalışanlardır. Kamunun işsizlik sigortası, güvencesidir. Devlet kamu yararına biriktirdiği, denetlediği bu fonu, başka yasalarla destekleyerek kullanamaz. Kullanmamalıdır. O fonun özel bankada biriken fonlardan bir farkı yoktur. O fonları yasa ile nasıl dilediği gibi kullanamazsa bunu da kullanmamalıdır.

Ancak...

Girişte verdiğim örnekte olduğu gibi hükümet bir fon yönetimi oluşturup, bu fonun piyasada dolaşıma girmesine, çeşitli yatırımlara kaynaklık etmesine aracılık edebilir, etmelidir de. Özellikle 6 milyon işsiz insanın iş edinmesine yardımcı olacak, istihdam yaratacak projeler fonun işlevini çeşitlendirebilir. Ancak bu fon benzerleri gibi piyasada izlenebilir olmalıdır.

Yoksa Özal'ın yıllar önce kaynak yaratmak için yarattığı ve bir süre sonra işlevsizleşip, devlete de yük olan fonlara döner. 1999 depreminden sonra toplanan ve hala nereye kullanıldığı belli olamayan paralar gibi.

Son söz de aydınlarımıza...

Bırakın demokrasicilik oyununu da demokrasinin doğru çalışması için önünüzde duran pratiklerin takipçisi olun.

Uzay Gökerman



 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..