Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '08

 
Kategori
İstanbul
 

İstanbul’u ne yapmalı?

İstanbul’u ne yapmalı?
 

İstanbul


İstanbul’u görüp duyup da hayran olmayanımız yok. 2010 Avrupa kültür başkenti seçilen yedi tepeli kentin aynı zamanda bir finans merkezi olarak planlanması bir paradokstur. Bu yanlıştan daha işin başında dönülmelidir. Eğer İstanbul sadece 2010 yılında değil, her dönemin kültür başkenti olmak istiyorsa bir tercih yapmak zorundadır. Kültür mü, finans mı?

Son yirmi beş yıldır, İstanbullular başta trafik, hava kirliliği ve çarpık kentleşme olmak üzere çeşitli problemlerle uğraşıyor. Bütün bu sorunlara karşın şehrin cazibesini kaybettiğini söylemek ise abartılı olur…

İstanbul’u yönetenler kendilerine ivedilikle "İstanbul nasıl bu hale geldi ve bu işin çıkış yolu nedir?" sorularını yöneltmelidirler.

Cevabı da çok uzaklarda aramalarına gerek yok. Bence İstanbul` un bugün yaşadığı sorunların tamamının sebebi "Anadolu’dan batıya göç ve aile planlamasının ülkemizde yaygınlaşmaması sonucu göç edenlerin de hızla çoğalması" Bunu yaşı 50’leri geçmiş ve birazcık muhakeme yeteneği olan her İstanbullu bilir, gidin sorun! Peki, çözüm ne?

Aslına bakarsanız, çözümde kolay…

Bu işleyişi tersine çevirmek yeterli olacaktır!

Anadolu’dan göç eden insanların Anadolu’ya geri dönmesi ve aile planlamasının halkımız arasında yaygınlaştırılması sorunu çözecektir.

Bunları yapmak kolay mıdır? Çok kolay değil tabi…

Ama 10 köprü, 550 kavşak, boğaza alttan üstten tüp geçit, bir sürü imar planı...

Bütün bunları yapmak da çok kolay olmasa gerek!

Bence işe Anadolu kentlerini, öncelikle ekonomik açıdan, yaşanabilir hale getirerek başlamalıyız. Anadolu kentlerine yatırım için verilen devlet teşviklerinin bir işe yaramadığı bilinen bir gerçek. O zaman, devlet vaz mı geçmelidir? Hayır! Hükümet derhal populizmden arınmış sağlıklı bir teşvik politikası geliştirmelidir. Ancak bu işin sadece bir ayağı…

AKP, neo-liberal politikalarını en azından doğu ve güneydoğu Anadolu bölgeleri için bırakmalı ve devletçi politikaları devreye sokmalıdır. Bölgenin yeraltı kaynakları, devlet eliyle işletilmek ve yöre insanı istihdam etmek üzere, değerlendirilmelidir. Devletimiz, büyük kitlelere istihdam olanağı sağlayacak fabrikalar açmalıdır.

Örneğin, Demir-Çelik fabrikalarında çok işçi istihdam edilebilmektedir. Kuşkusuz bunun ekonomik maliyeti olacaktır, ama işin PKK`ya katılımı engelleme boyutunu da düşünürsek buna değecektir. Bu fabrikalarda istihdam edilecek insanların, kalabalık ailelere sahip olmasına ve büyük şehirlerin varoşlarında yaşıyor olmalarına da dikkat edilirse, hem terörün önlenmesine, hem de büyük şehirlerin nüfusunun azalmasına katkısı olacağı kesin.

Sözünü ettiğim devletçi politikaların maliyeti, emin olun, İstanbul`a yapılması planlanan köprüler ve tüp geçitlerin maliyetinden ve teröre karşı silahlanmaya harcanan paradan daha az olacaktır. Kısacası, en azından doğu illerimizde "devlet baba" efsanesi geri dönmelidir. Vatandaş devletini tekrar sevmeye başlamalıdır.

Bütün bu yatırımlar, doğu ve güneydoğu illerinde çalışan memur ve işçilerden vergi alınmaması, bu bölgelerde yaşayan emekliye daha fazla maaş bağlanması gibi ek uygulamalarla desteklenirse Anadolu’ya geri göç kısa zamanda başlayacaktır.

İstanbul başta olmak üzere, ülkenin her tarafında büyük bir "aile planlaması" seferberliği başlatılmalıdır. Ülkemiz bunun için geç bile kalmıştır. Türkiye, bu çalışmaları yapacak eğitimli insan gücüne sahiptir.

Bütün bu çalışmalar, uzun vadede, büyük şehirlerimizin sorunlarının çözümü ile sonuçlanacaktır. Çünkü ülkemizin en önemli sorunu nüfus dağılımındaki dengesizlik ve aşırı nüfus artışıdır.

Konuyu İstanbul özeline indirger isek karşımıza, diğer büyük şehirlerimizden farklı olarak, organize olamamış sanayi çıkar. İstanbul içi ve civarındaki sanayi tesislerini İstanbul artık taşıyamamaktadır. Mantıklı bir planlama ile bu sanayi tesislerinin en azından bir kısmı Anadolu’ya taşınmalıdır. Bu uzun vadede yapılabilecek bir iştir ama derhal işe koyulmalıdır.

İstanbullular, turizm kenti olarak bilinen, kültür ve sanat etkinlikleriyle her daim dünya gündeminde olan, sokaklarında milyonlarca insanın balık sürüleri gibi yaşamadığı bir İstanbul düşlüyorlar.

 
Toplam blog
: 85
: 540
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

İlk, orta ve lise öğrenimimi Karabük TED Kolejinde tamamladıktan sonra İngiliz Dil Bilimi okumak ..