Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İşte böyle birşey!

İşte böyle birşey!
 

Eric olalı beri, hiç fena hikayeler çıkmıyor! Oysa ben Eric’ten farklı olarak son dere reel bir yaşam güdüyorum kendime; evet, bir şirketten ve 2 çocuklu bir aileden sorumluyum! Ki baba sorumluluğu eşimle beraber müteselsil (karşılıklı devam eden) bir sorumluluk; yani fırlatıp bir köşeye atamıyorsun!

Kendime ayıracak hiç ama hiç zamanım yok!

Hayat sanki elimde bir romancasına okunarak yaşanıyor, yani yaşanamıyor!

Spor yapamıyorum çünkü hiç boş vaktim yok!

Çocukların ihtiyaçları hiç bitmeyen önceliğimiz ve eşim de, ben de, açıkçası, bitkiniz!

Bitkiniz ama mutluyuz! Mutluyuz ve nesneyiz ve tüm öznelliğimizi yitirmişiz!

Bazen eşim isyan ediyor fakat ne için? İsyanını ne ben duyabilyorum, ne de hayat, ne de çocuklar! Çünkü bu yola baş koymuş ilerliyoruz...

Onları, yani Ecrin ve Yetkin’i, mutlu-mesut yetiştirmek için gerekli tüm hamleleri ardısıra gerçekleştiriyoruz... Yemiyoruz, yediyoruz! İçmiyoruz, içiriyoruz! Giymiyor, giydiriyoruz!

Tipik bir Türk ailesi!

Tek farkı; yaşlı ve bilinçli!

Meşhur kişiyle evlenseydim çocuğum 19 yaşında olacaktı! Bugün Ecrin 3, Yetkin 5 yaşında!

Nasıl bir baba olabilirdim? Pek emin değilim... Nitekim 23 yaşında baba olacaktım!

Şimdi nasıl bir babayım? Kesinlikle 10 üzerinden 8! Yani vasatın bir hayli uzağında, hem emin, hem de güvenli!

Hayat benimle hep oyun oynar ve bazen üst-üste gelen günlerde bile! Bazen Allah beni kafesin içine yerleştirir ve etrafı gözlemlememe olanak sağlar... Bu hafta sonu da öyle oldu ve öyle inanılmaz ki, geçmişime dair en azından 10 kişi karşıma dikildi bu iki günde! Hepsiyle ilgili hayata ait bir hikayem var ve o kadar ki, yarım kalmış hayatların bile nereye ilerlediğine ilişkin net fikirler verecek kadar burnuma kadar yaklaştırdım bu kişileri! Hatta, dedim kendi kendime, çılgınlık bu! Nesi çılgınlık dersem, cevap “HAYAT bir çılgınlık MÜESSESESİ”!

Bu mu ne demek? Anlatayım:

Issız Adam filminin en son sahnelerinin birinde, kahramanlar yüzleştirilir ve iç sesleriyle birbirleriyle konuşturulur! Herkes için aranan cevaplar biz seyircilere, olasılık olmaktan çıkarılarak, doğru ve düzgün biçimde verilir ki pişmanlıklar olamasın hayatta! Yani onlar etti, siz etmeyin! Benim hayatımda da böyle iki uzun gün oldu! Hem karımla, hem hayatımla, hem çocuklarımla, hem de geçmişimle yüzleştim! Geçmişimden ardısıra ve farklı zamanlarda tanışmış olduğum insanlarla dur-durak bilmeyecek şekilde arka-arkaya karşılaştım ve o günlere ait duygularımla bugünkileri karşılaştırarak dengeye vardım! Yani;

KUŞ MİSALİ GÖKYÜZÜNE SALDIM KENDİMİ VE BENLİĞİMİ,

YA DA,

GEÇMİŞİMDEKİ BENİ SATILIĞA ÇIKARDIM VE SATTIM!

YANİ,

GEÇMİŞİM GEÇMİŞE GÖMÜLDÜ VE KAYBOLDU!

NASIL MI?

GEÇMİŞİMDEN KALAN TÜM SORU İŞARETLERİ BİR HAFTASONU TATİLİYLE BERABER SON BULDU!

Nasıl mı?

Tabii ki geçmişimle yeniden yüzleşerek!

Çünkü geçmişimdeki ben ile bugünkü ben arasında herhangi bir ilişki kalmamış da ondan! O tamamıyla başka birisi benim için artık! Sebep bu kadar basit!

Yani 21 yaşında Ayşegül’e aşık olan kişi çoktan ölmüş! Ya da başka birileriyle beraber olan kişi de! Ya da aşık olabilen kişi de mesela, o da kesinlikle ölmüş!

Dirilen adam ise, farkli bir isimle(Eric Van Buyten), farklı bir kimlikle yeniden doğmuş; özcesi benden bahsediyoruz fakat, yepyeni benden!

Bu kadar basit birşeyi, ne kadar sır dolu anlattım! Matematikte sorun çözerken genelde cevap da, nedense, çok basit olurdu ve bu durumda böyle bir durum!

Özcesi hayat böyle birşey!

Tıpkı gemi üstünde seyehat ederken dalgalardan korkmak gibi!

Ya da umutsuz bir bekleyişte susuzluktan ölmek üzereyken ayağının çamura saplanması gibi!

Çok ama çok derine daldığında vurgun yiyerek yaşamak için su yüzüne çıkmak gibi!

Herşey Allah için belirliyken bizim için kesinlikle belirsiz!

KADER VE YAZGI VE MUKADDERAT VE KONJÜKTÜR VE LİMİT vE PARADOKS ve HAAAAAA_____YYYYYYYYAAAAAAAAAA_____TTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTTT!

İşte böyle birşey!  

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..