Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

İstediğiniz bu muydu?

İstediğiniz bu muydu?
 

DAĞDAN DA OVADAN DA TEHDİT YAĞIYOR...


Bir "Açılım" süreci yaşıyoruz da, neyi ne kadar ne zaman açtığımızı veya açacağımız bilmiyoruz.
 
Bu bir gazete haberi: "KCK üyesi birisi, çözüm sürecinin yeniden başlamasının tek yolunun İmralı’da bulunan çocuk katili, PKK elebaşısı  ile yeni koşullar ve yeni bir formatta müzakereye başlanması olduğunu ifade ederken, aksi halde tıkanmış olan sürecin çatışmalı bir döneme yol açacağını söyledi."
 
Sanırım istedikleri, başbakan ile cani, PKK militanı, karşı karşıya gelsin, konuşsunlar isteniyor.
 
Bu da Gülten Kışanak zırvalaması: "Eğer ayın 7'sine kadar bu utanç duvarının durdurulduğu haberi gelmezse, biz ve halkımız bu utanç duvarını kaldıracak."
 
Burada da devlet, Suriye sınırında önlem olarak "Duvar" yapıyor muş...
 
Kışanak ve terör örgütü "Kaldır" diyor.
 
Sormak gerekir, niye?
 
Öyle bir duvarın oraya yapılmasını "Anlayış" olarak ben de kabul etmiyorum. Bana göre o duvar, "Aciz"lik göstergesidir. Bir devlet, sınırlarına sahip çıkabilmek için duvar yapmaz, gücünü ortaya koyar.
 
Peki; Kışanak niye karşı çıkıyor?
 
O'nun karşı çıkışı, benim düşüncemle aynı paralelde değil. O, kevgire dönen sınır boyunu istediği gibi kullanamayacak, o nedenle karşı çıkıyor.
 
Yarın, yani vade verdiğin ayın yedisinde duvar yıkılmadı, n'apacaksın?
 
Diyor ki "... biz ve halkımız bu utanç duvarını kaldıracak."
 
Bunun adı, halkı isyana teşvik etmektir. Bunun adı, devlete kafa tutmaktır.
 
İktidarı istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz... Eleştiriyoruz da, ama... Devlete kafa tutulmasına hiç kimse izin vermez.
 
İktidara kafa tutmanın yolu da, hukuk içinden geçer.
 
Bu davranışların hepsini yanlış görüyoruz. Ancak bir başka yanlış gördüğümüz, "Açılım" diyerek ya da komşularımız ile kavgaya girerek devletin bütünlüğünün, milletin birliğinin tehlikeye düşürülmesidir. İşin en acı tarafı da zaten bu. Görünen o ki, başbakan Kızılcahamam kampında bu ateşi daha da körüklemektedir.
 
Terör örgütü ile karşılıklı ateşi körükleyen iktidar, bakın bir başka yaptığına...
 
Denizli'de devletin "Üniversite" yurtları yeterli gelmeyince, kız erkek aynı evde kalıyorlarmış. Bu durum, iktidarın "Muhafazakarlık" anlayışına ters" oluyormuş ve Vali'ye talimat verilmiş "Denetleyin" denilmiş...
 
Yanlış anlamadım ise; yurtlarda kız-erkek aynı yerde kalamaz ve yurt da yok ise kızlar, erkekler biraraya gelmişler, bir ev tutmuşlar, öğrenci evi, birlikte oturuyorlar.
 
Şimdi, Vali bunun neresini denetleyecek? Var say ki denetlemelerde bu türden ev buldu, kızlar-erkekler birarada aynı evi paylaşıyorlar. Ne diyeceksin?
 
Elbette "Muhafazakar anlayışınız" ile yola çıktığınızda bir çok karşı çıktığınız uygulama olacaktır. Ya bu öğrenciler "İmam nikahı" yaparlarsa, ki sonuç oraya doğru gidiyor, o zaman "Anlayışınıza" düz mü gelecek?
 
XXX
 
Rahmetli babam, bir gün beni karşısına aldı "Bak" dedi "Yazı yazıyorsun, anlıyorum. Lakin bir dala basıyorsun, kırk dal yerinden oynuyor, n'apacan bırak bu işleri" demişti de ben de "Oynarsa oynasın" demiştim. Sonradan düşündüm, doğru söylüyor. Evet arada dallara basmaya devam ediyoruz da, öteki kırk dala dikkat ederek.
 
Şimdi iktidar, dal mal bırakmıyor, "Ben böyle istiyorum" diyor, bodoslama gidiyor. Allah akıbetinin hayır eylesin... İstediğiniz bu ise, mesele yok...
 
Ama bir gün gelecek elbette...
 
05 KASIM 2013 
İBRAHİM PEKBAY
 
Dip Not:
Bu yazının yazılmasından sonra Bülent Arınç'dan bir açıklama geldi. Aynen aktarıyorum.
 
"...Ancak gazetelere yansıdığı şekliyle ‘özel evlerde kalan talebelerin şu veya bu şekilde denetlenecekler’ veya baskınlar yapılacağı şeklindeki yazılanlar gerçeği hiçbir şekilde yansıtmamaktadır. Düpedüz asparagas bir haberdir. Bizim böyle bir yetkimiz yok düşüncemiz de yok. Başbakanın buna benzer bir ifadesi de kesinlikle söz konusu değil. Ama Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı olan tüm yurtların, özel ticari amaçlarla kişiler tarafından açılmış olan yurtların da denetlenmesi hem Milli Eğitim Bakanlığımızın hem de Gençlik ve Spor Bakanlığının görevleri içindedir. Yoksa özel kiralanmış evlerde kimler kalıyor, kimlerle birlikte kalıyor, ne yapıyorlar, ne yapmıyorlar, bunlar bizim ilgi alanımız içerisinde değil. Bunu kesinlikle reddediyorum bu tür haberleri ve maksatlı buluyorum.”
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..