İzmir-Kayseri hattında!

Bir on gün kadar Kayseri ziyaretim oldu. Dini Literatür de memleket ziyaretine "sıla-yı rahim" denir. İnsanın maddi ve manevi bağları olan yerleri ve insanları ziyareti bir dini vecibedir yani...

Tabi, memleket ziyaretlerinin bu dini kazançlarından başka faydaları da oluyor. Benim her İzmir-Kayseri hattındaki yolculuklarım, yeni bilgi ve görgüler kazanmamı sağlıyor... Şehirleri kıyaslıyorum her defasında...

Kayseri'ye girişten itibaren, İzmir'den çıkışta gördüğüm manzaraların tam tersini görüyorum. Kayseri almış başını gidiyor. Daha şehre girişte, bakımlı bir şehrin aydınlık yüzünü görüyorsunuz... Muntazam yollar, modern binalar ve göz alıcı bir temizlik...

Kayseri zaten öteden beri geniş caddeleri ile muntazam bir şehir görüntüsü verirdi. Yeni yapılan Kadir Has stadyumu ve çevre düzenlemesi ile şehrin bir ucundan başlayıp diğer ucuna kadar uzanan hafif metro Kayseri'yi tam bir Avrupa şehri görünümüne büründürmüş...

Kanada'dan getirilen ağaçlarla metro raylarının etrafı örülmüş... Bu ağaçlar Kayseri'nin sert ikliminine karşın çabuk büyüyen ağaçlarmış... Zaten şimdi den göz doldurucu hale gelmişler bile... Kayseri, sadece modern kent olma yolunda değil, yeşillenme yolunda da İzmir'i sollamış...

On günlük Kayseri ziyaretimden sonra İzmir'e dönüşüm hiç de muhteşem olmadı haliyle... İzmir'in girişinden Üçyol'a kadar şehirle karşılaşmıyorsunuz... Her taraf gecekondu ve her taraf perişanlık içinde... Üçyol'a geldikten sonra ise işiniz daha da zorlaşıyor. Bitmek bilmeyen metro çalışmaları dolasıyla kapalı olan Hatay caddesi yerine arka sokakların labirentlerinden dolaşarak Üçkuyular'a ulaşacaksınız... Eh ondan sonra yolunuz açık...

Şayet imkanım olsaydı, İzmir'liler için İzmir-Kayseri turları düzenlerdim... Tüm İzmir'lilere şehircilik nasıl olurmuş, şehre ve insana hizmet neymiş göstermek isterdim. Oysa, Kemalpaşa'dan sonrasını "Doğu" sayan İzmir'li, ne yazık ki, Anadolu içlerine pek seyahat etmez. Şimdi bunu zorla yapmaya kalkışsak demediklerini bırakmayacaklar...

Neyse... İşin şakası bir yana, defalarca yazdığım gibi, İzmir, Anadolunun gelişen şehirlerine göre 20 yıllık duraklama devrini yaşıyor. Belediye seçiminde ki ideolojik tutum İzmir'i buna mahkum etti...

Peki, İzmir için hiç mi iyi haber yok? Var!... Kayseri'de iken televizyon haberlerinden izledim; İzmir-İstanbul arasını üç buçuk saate indirecek otoyol inşaatına başlanıyor... Başbakan bizzat açıkladı bunu... En geç beş yıl içinde bu proje tamamlanacak... Projenin bir parçası da dünyanın en uzun köprülerinden biri olacak olan İzmir körfezi üzerine yapılacak olan köprü...

Bu haberin İzmir'de büyük bir çoşkuyla karşılanacağını umuyordum (umuyor muydum??)... İzmir'e gelince şöyle bir etrafı dinledim; İzmir'liler duymamışlar bile...

Belki de duydular da duymamazlıktan geldiler...Korkum şudur ki, bir zamanlar Bayburt'luların İnönü'ye hitaben söyledikleri "Madem ki biz İzmirliyek, gendi körpümüzü gendimiz yaparuk..." itirazının İzmirden de yükselmeye başlaması...

Ne de olsa, yapan Tayyip Erdoğan... İzmir'linin bu"Tayyip korkusu" beni korkutuyor işte!...