Kadını tahrik eden altın nokta

Amerika’da yapılan bir araştırmada, bilim adamları ve psikologlar kadının en çok tahrik olduğu noktayı tespit etmişler.

Hemen yazmayacağım neresi olduğunu.

Erkek aceleciliği yapmayın hemen.

Sabredin.

Önce okuyun lütfen, Ön okuma yani....

Sadece son cümleyi okuyuverip çıkmak olmaz.

Sizce kadınlar neresine dokunulduğunda tahrik olurlar?

Göbek deliklerine mi?

Omuz başlarına mı?

Göğüs uçlarına mı?

Ayak bileklerine mi?

Bu konularda pek çok farklı yazı okumuş, yorum dinlemişsinizdir.

Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır tarzında yaklaşanlarda olmuştur kuşkusuz. Yani her kadın başka bir yerinden heyecanlanır diye düşünen de vardır.

Fakat her kadın, ama her kadın bir tek yerinden tahrik olur.

“Beyninden.”

Kadının beynine giden yol biraz uzundur. Önce kalbine uğrar çünkü. Bu yüzden mutlaka sevgi olmalıdır bakışlarınızda. Sevmeden sevişen bir canlı türü değildir çünkü.

Erkekten ve kediden farklarından birisi de budur.

Kadının heyecanlandığı tek şey vardır; sevgi ile yaklaşmak. Çıldırır kadın.

Sevgi ile uzatın da elinizi, neresine dokunursanız dokunun. Tüyleri diken diken olur. Isınır, terler, ıslanır, kadın. Kadın, sevdiği ve sevildiğini bildiği zaman deliler gibi sevişir.

Kadın en çok nerede tahrik olur peki?

Yatakta mı?

Koltukta mı?

Mutfakta mı?

Banyoda mı?

Yatak hariç her yerde...

Koridorda, mutfakta veya salonda heyecanlanır, kadın. Ona sevgi ile dokunduğunuz yer alışveriş merkezinin yürüyen merdivenleri bile olsa, sevişmek için can atar kadın.

Ama “sadece yatakta” olan dokunmayı sevmez.

Ona sadece yatakta dokunuyorsanız ve bunu onu biraz heyecanlandırmak ve çiftleşmeye renk katmak için yapıyorsanız kadın size sadece rol yapacaktır.

Mutfakta yemek yaparken dokunduğunuz da, önemsiz ve sıradan bir günde çiçek verdiğiniz de, televizyonda haberleri seyrederken yanağına öpücük kondurduğunuz da kadın sizinle gerçekten sevişmek isteyecektir.

Birisinden borç isteyeceğiniz zaman etrafında dönüp durduğunuz gibi, kadını sadece işiniz düştüğünde okşarsanız, kadın bunu anlamaz mı sanıyorsunuz?

Dokunuşunuzdaki samimiyetsizliği bile bile bir kadın size karşı nasıl içten olabilsin ki?

Yatak odasını çalışma ofisi, yatma saatini mesai başı, sevişmeyi ise “evlilik görevi” olarak yaşatırsanız eğer bir kadına, sizinle sevişmez, sadece yatar. Onu da çok istediğinden değil, öyle gerektiğinden yapar.

Kısaca,

Mutlu bir sevişme birbirini seven iki kişi arasında gerçekleşir.

SEV-iş-mek.

“sev” fiilin köküdür. Yani o olmadan kelime anlamsızlaşır.

“iş” bu fiilin birden fazla kişi arasında geçtiğini anlatan bir ektir.

“mek” ise fiilin mastar ekidir.

Mış gibi yaparak, tahrik edici oyunlar bularak olmaz bu işler. Yani kadını “kandırmanın beş yolu” şeklinde yaklaşımlara itibar etmeyin.

Sevmiyorsanız ve sevilmiyorsanız sizin aynı yatakta ne işiniz var?

Alizarin’den sevgilerle...