Kadınlar büyük sever!!!

Evet….

Başlıktaki yazı hiç birinize yabancı gelmedi değil mi?

Aslında böyle bir yazıyı yazmayı hiç istemiyordum ama reklam o kadar gözümüze sokuluyor ki pek çok hanım yazarın es geçtiği konuyu bari ben gündeme getireyim dedim.

Hangi siteyi tıklasak ekranın bir kenarcığında bu ve benzer reklamlar var.

Kimi "Kadınlar büyük sever" yazıyor

Kimi de "Kadınlar daha büyük ister" diye vurguluyor.

Şimdi ben sormaz mıyım?

Bu reklamı yazan "dahi", acaba hangi kadına karşı düştüğü duruma karşılık böyle bir başlık hazırladı?

Ya da hangi yönden eksiği var ki kadını öne sürerek bu reklama gereksinim duydu?

Bir başka reklam…

Araba reklamı bu…

"Erkekler büyük düşünür, sahip olan kadınlardır…"

Her reklamda kadın olmazsa olmuyor değil mi?

Hem üstünlük taslayıp, hem de kadını akıllarınca yücelten bir yaklaşım tarzı bu…

Reklamı hazırlayanlar acaba kadınlara bazı sorular yöneltip, anket sonucuna göre mi böyle bir reklam hazırladılar diye sormak da hakkım.

Kadınlar büyük sevmez aslında…

O duygu ve düşünce sadece erkeklere has bir durum.

Kadın,

Büyüklükten ziyade küçük ama göze de, gönüle de hitap eden objeleri daha çok sever.

Bazen bir demet papatya ya da bir tek gül ile mutlu olabilir.

Hatırlanmayı sever.

Önemsenmeyi, yok sayılmamayı, itilip kakılmamayı, özel günlerde hatırlanmayı, sıcacık sevgi dolu bir dokunuşu, anlaşılmayı, bir diğeri ile mukayese edilmemeyi, gururunun okşanmasını, kıymetinin bilinmesini sever.

Kadın, saçının telinden , tırnağının ucuna duygu yüklüdür.

İçinde duygu olmayan her ne var ise, ister en büyüğünü koyun önüne, ister en küçüğünü kadın için önemi yoktur.

Erkek büyük düşünür de kadın düşünmez mi?

Eğer erkek büyük düşünüyorsa sonuçta sahip olan neden bir kadındır?

Kadın da büyük düşünür ama belki de en büyük hatası teferruatlara takılmasındadır.

Ama o teferruatların arasında erkeğin kendilerinde gördükleri eksiklikler yer almaz..

Kadına özel, kadınsı ayrıntılar erkeklerinkinden çok daha farklıdır.

Kadını anlayamayanlar ise kendi eksikliklerine, ya da kendilerince koydukları kriterlere göre kadını değerlendirmeyi marifet sanırlar.

Reklamlar, kadını kullanarak erkeği on ikiden vurmayı hedefliyor ise bunda kadının değil erkeğin dar bir bakış olduğu akla geliyor.

Zira kendini dünyanın merkezine oturtan, gücün, aklın velhasıl her şeyin sahibi olduğunu zanneden erkek, neticede kendi eksikliklerinden beslenen reklamlarla yine kendi açığını ortaya koymuş olmuyor mu?

Kadını anlamayı denememekte ısrar ededurun ne yapalım.

Kendinizde eksik sandığınız ve size göre çok önemli olduğunu düşündüğünüz her ne var ise sizi onlarla baş başa bırakıyoruz.

Biz aklımız, sabrımız ve olmazsa olmaz duygularımızla ağır ağır, derinden ama hep ileriye doğru yürümekteyiz.

Bilmiyorsanız öğrenin…

.