Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

18 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Kafese alışınca

Kafese alışınca
 

“Bunların memleketin hayrına benim vatandaşımın yararına yapacağı projeleri bile yok, olsa bile söyleyemezler, bunların huyu suyu bu. Üç beş Koyunu gütmesini bile bilemezler ki memleketi yönetebilsinler…”

Bunları neredeyse tam on bir yıldır hemen her gün duyuyoruz. Bu bir stratejidir, beyin yıkama stratejisi…

Başarılı olmuş mudur? Olmuştur ki vatandaşın aklında gerçekten uzak  “alternatifi olmayan” iktidarı yaratılmıştır böylece. Bunu akılsızlıkla mı anlatayım esaretle anlatayım bilemiyorum…

Rahmetli babam “Bir kuşu kafesten çıkarabilirsin ama kafesi kuşun aklından çıkaramazsın” derdi. Gözünün önünde teller, minicik beyninde anıları ve içinde kafesin kokusu vardır.

İnsanların ayağına prangalar ellerine kelepçeler takarak tutsak edemezsiniz sadece, aklını karıştırarak içine esaretin alışkanlığını sokarak da yapabilirsiniz bunu…

Bazıları bu tutsaklığa öylesine alışır ki içine sinmiştir, alabildiğine özgür olmasına rağmen kendi kafasında kendini mahkûm etmiş ve şahısları kurumları alternatifsiz olarak görmeye başlamıştır artık.

Geçmişte yaşananlar olumsuzluklar haksızlıklar hafızalarımızın bir kenarında hep çıkmayı beklerler. Bunların hemen sonrasında bir şekilde az veya çok, insanlar aniden özgürleşince özgürlükten ve kendi kararlarından korkmaya başlar çaresizlik içinde “kendilerini tutsak edecek liderler seçerler”

Son yılların siyasi açıklaması aynen budur; “Kafese alışınca” içindeki kafesi atamayan açık bırakılan kapıdan çıkamayan haklarını bilmeyen bilse bile arayamayan sorgulamayan tutsaklar…

Ve kuş kafesten çıkmak istemeye başlayınca yapılması gereken de şudur; Yaşadığı çevreyi düzenlemek ve onun uyum sağlayacağı hale getirmek. Eski bir Cumhurbaşkanımızın bir söylemi vardır hiç unutmam; Köylüyü köyünden çıkarabilirsiniz ama “köylülüğü” içlerinden kolay kolay çıkaramazsınız” yerden göğe haklı bana göre. Geçmişin alışkanlıkları içimizde hep gezmeye devam eder ve edecektir. Çevreyi değiştirebilirsiniz ama geçmişin islerini asla silemezsiniz.

Bana toplantılarda hep soruyorlar” hocam iktidarın başarısı” nedir diye. İşte iktidarın ve iktidar partisinin başarısının temelinde yatan gerçek budur.

Alt sınıflar alınganlıkları, gurur ve kompleksleri arabesk düşünce ve söylem alışkanlıklarını, taşralı tavırlarını kendisine hatırlatan onları kendi silahları ile vuran tutsak eden lideri arıyordu, buldurlar. Muhalefet ve iç sabotajlar kurnazlıklar artık umurunda değil, doğruyu ilkeyi etikliği bir kenara koydu, içindeki alışkanlıkları korku ve koku yanı başında “bağnazlık, eziklik ve agresiflik” alkış alacak şey midir insanlık tarihinde “alkışı aldı” işte. Ve artık kesin bir kanı var” Kuş kafese” alıştı…

Şunu artık herkes anlamalıdır; İnsanların bunları bir kenara koyması hatta atması çok kolay bir iş değildir. Tıpkı arşive istiflenmiş mührü zamanı bekleyen belgeler gibidir, bunlardan bir kalemde kolayca kurtulamazsınız.

Muhalefet bu açıdan baktığı zaman bu tarihi süreci sabırla akıl ve mantıkla çözmek gerektiğini görmelidir. Evet demokrasilerin olmazsa olmazıdır “muhalefet” öyle olur olmaz zamanlarda her kafadan bir ses çıkarak “muhalefet yapmak” artık imkânsızdır “Kafese alışınca”

Şimdi var mı bilmiyorum çünkü oğlumun derslerine bakıyorum zaman zaman, eline bir gün “pergel” aldığını görmedim. Bizim zamanımızda pergel çok önemli bir aletti.

İktidardakilere tavsiyemdir kendinizi “pergel” gibi düşünün, bir ayağınızı sorunların odağına koyun diğer ayağınızla yeni önemli kabul görecekler şeyleri deneyin…

Kendinize kafese alışan kuşları salıverme değil onlara yeni çevreler sunacak ama asla akıllarından kafesi çıkarmayacak projeler hatta teoriler üretin. Bir partinin muhalefetin projeler ve teoriler üretmesi tıpkı azgın akan bir nehir üzerine köprü kurmak veya hayat nehri üzerine barajlar kurmak gibidir.  Bugünkü siyaset anlayışı halkın “tutsaklaştırıldığı” dönemleri yaşıyor, özgürlüğü düşünüyor ama geçmek zorunda olduğu “hayat nehrinde” kendisine projeler sunacak sunduğu kadarıyla da kalmayıp eyleme geçecekleri arıyor. Sanıyor musunuz ki herkes hayatından memnun, hayır efendim memnun falan değil sadece kararsız korku içinde, amiyane tabirle şaşkın ördek gibi…

Siyaset tıkanmış, memleket günü birlik olaylarla çalkalanıyor, sokağa çıktığınızda ise hiçbir şey olmamışçasına yaşam aynı haliyle ve büyük bir hızla akıp gidiyor, görüyorsunuz.

Sokağa çıkın, gidin gezin görün yerine öğrenin diyor bir büyük siyaset adamı yıllardır, dinlemiyor kimse. Eyleme mi geçmek istiyorsunuz düşüncelerini orada bırakmayın eylem başarıyı getirir, hayat başarıyı bir şekilde ödüllendirecektir.

Yine rahmetli babamın atalardan kalma bir lafı vardır hiç unutmam “Gezen tavşan yatan aslandan daha önemlidir…”

Yoksa gerçekten koyun güdemeyenler sizin “koyun” güdemeyeceğinizi söylemeye devam edecekler. Siz bilirsiniz. Elbette çok büyüksünüz, diyebilirsiniz ki bu gariban bizden daha iyi mi bilecek? Haklısınız onun için hep gelip takılıp kaldığımız yer zurnanın “zırt” dediği yerler…

İyi haftalar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..