Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kahretsin ayrılığı

Kahretsin ayrılığı
 

Yüreğimizde duygularımızla öylesine, öylesine taşmış bir sevgimiz vardı ki; Hep birbirimizi sevdiğimizi söylerdik. Sonra ikimiz de yalnızlığın, kimsesizliğin kollarına düştük. Anlık mutluluklarımızı dahi özler oldum. Anlamadığım, neden biz olmuştuk bu kaybediş hikayesinin kahramanları. Neden ?.. Oysa ben bu sevgide seni yaşamak için, sana ulaşmak için gökyüzümden bile vazgeçtim, sen benim için tek bir yıldızı dahi feda edemiyorsun. İnanıyorum ki bu akşam gözlerini kapattığında kendini dinlerken, kalbini sızlatan bir şarkı alıp götürecek seni uzaklara, eskilere. Aklına ben geleceğim. Derken yağmurlar başlayacak yüzünde, şimşekler çakacak yüreğinde acıtarak içini. Kaybolup gittiğimi göreceksin uzaklara, haykıracaksın ama yüreğine kazınan adımı söyleyemeyeceksin. Belki de dokunmak isteyeceksin ama sana yıldızlar kadar uzak olduğumu farkettiğinde, başını yastıktan kaldırırken yine başlayacak o amansız yangın. Söndürmek için her çabaladığında yangın daha da büyüyecek ve keşkelerle geçen her anında arayacaksın ama bulamayacaksın o meçhul aşkını.Çünkü, kapattığın istasyondaki aşk treni çoktan kalkmıştır. Geçmişte yaşadığımız aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak, inkar etmek de bize yakışmaz. Bu önce yaşadığın kişiye saygısızlık ve kendine de haksızlık olur. Gerçekten seven sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmese de, acı çekeceğini hissetse de, yarın terkedileceğini bilse de, taviz vermemeli aşkından. Savaşmalı sonuna kadar, sahip çıkmalı aşkına. Sonuç ne olursa olsun '' SENİ SEVİYORUM '' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk işte ozaman aşktır ve bunun doğrusu yanlışı da yoktur. Sevdiğinden ayrılmanın ölmekten beter bir acısı vardır. Ne öyle açıktaki yaralar kadar çabuk iyileşir, nede çizilmiş arabalar kadar kolay tamir edilir. Ben aşkın heyecanını Kırçiçeğinin gözlerinde, sıcaklığını dudaklarını öpünce, aşk acısını ise ondan ayrı kalınca ona dokunamadığımda anladım. Tatlı mutluluklar çabuk geçiyor, pişmanlıklar çok acı veriyor ama gittiğin yoldan da dönüşü kabul etmiyor. Sevmek daima beraber olmak değil, o olmadan da onunla olabilmektir, onu onsuz da sevebilmektir. Sen ve ben bizi oluşturmaktan vazgeçtiğimizde bile seni özlemekten, görmeye çalışmaktan, sesini duymaktan kendimi alamıyordum çoğu zaman. Herşeye rağmen senin şuan mutlu olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Bazen, bunaldığım zamanlarda sana öyle sinirleniyorum ki, seni bin parçaya bölsem yinede hırsımı alamam. Ama bir parçana birşey olsa dayanamam. Seni tamamen kaybederkende cesur olmaya çalışıyorum, yüreğime güç ve sabır yüklüyorum. Çünkü, biliyorum ki her kaybedilen kazanılan bir derstir zaten!.. Sevgi insana çok şey öğretiyor, severken ve kaybederken. Sevgiyi kaybederken de, sevileni kaybetmenin ne kadar zor ve acısına katlanmanın çok güç olduğunu öğrendim. Bundan sonra daha dikkatli olmam gerekiyor, hem severken hemde kaybederken. Seninle yaşadıklarım öğretti bana, sevmeyi ve canından çok severken kaybetmeyi. Bilir misin dilimden hiç düşmedi adın, birgün belki gerçekten ölür inadın. En güzel düşlerim hep seninle, yalnız kalmış duygularım ise sende. Şimdi birbirimizden ayrıyız hiç istemesemde. Ben bu zamanda bile sevgimle koştum çocuksu çırpınışlarla sana doğru, ama ben yaklaştıkça sen dev adımlarla uzaklaştın benden. Enson nezaman bakmıştın gözlerime, ve enson nezaman gözbebeklerimiz karışmıştı birbirine. Gelecek yıllara tutunup, bende bıraktığın anılarıda umutsuzluğun sıcaklığında eritmeye çalışıyorum. Senle sensizlik arasındaki sınırda geçmişe nasıl direndiğimi bilemezsin. Belki, bir çok şeyi alıp gideceksin ömrümden, ama her defasında gözyaşlarım damla damla akacak yüreğine. Bazen acımasız, bazen umutsuz bakan o gözlerin, birgün gelecek beni çok arayacak. Eskiden eşimdin, şimdi yalnızca çocuklarımızın annesisin. 22 yıllık beraberliğimizde iyi veya kötü 17 yıl birbirimize eş olduk. Gerçekte olmasa da sonsuza kadar kalbimde bir eş olarak kalacaksın. Bazen sana kinayeli laflar ederdim, şimdi yazacaklarımı da öyle düşünme. Samimiyetimle söylüyorum, bundan sonraki hayatında acı çektiğini değil, ömrünün sonuna kadar hayatı dolu dolu ve mutlu olarak yaşadığını duymak istiyorum. Neyi, nerede, nasıl, kiminle yaşamak istiyorsan Allah' ım sana onları yaşatsın. Yalnıızzz, içinde mutluluk damlaları bulduğunda, ayağın bir taşa takılıp sarsıldığında, yolda biri sebepsizce takıldığında, Ne bileyim işte bana ihtiyaç duyduğunda.. Medeni halin ne olursa olsun. UNUTMA....Bir arkadaş, bir dost gibi telefon kadar yakınım , güven bana.. Damarlarımdaki son damla kan fedadır sana. Ayrıldıktan sonra çok üstüne düştüm ama sen hep kırdın şu kalbimi. Ben sevdiğimi söyledikçe sen kaçtın. Kapatmak için yaralarımı ben sardım sen açtın. İstemediğin için artık seni seninle başbaşa bırakıyorum. Artık sana kızmıyorum, belkide yaşadığımız hayatta birlikte aldığımız en doğru karardı ayrılmak. Buradan sana son kez sesleniyorum, barışmak için değil tebrik için. Biliyorsun Kasım ayının hayatımızda ayrı bir yeri, 19 Kasım' ın ise apayrı bir yeri var. Bugün 19 Kasım, hem evlenme hem de ayrılma yıldönümümüz. Evliliğimizin 19.cu, ayrılığımızın ise 2.ci yıldönümü. GÜNÜN KUTLU OLSUN KIRÇİÇEĞİ....

Mustafa TARKAN

 
Toplam blog
: 88
: 1496
Kayıt tarihi
: 06.05.09
 
 

İzmirli 1968 doğumluyum. Kamu kuruluşunda İnşaat teknisyeni olarak çalışmaktayım. Hayatta güzel ve y..