Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '12

 
Kategori
Kahvaltı
 

Kahve altı, Kahvaltı

Kahve altı, Kahvaltı
 

Yemek yemekle ilgili ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı ''C.Süreyya''


Yeni yıl gecesinin sabahı uyanmak zor olur diye düşünsek de, pazar sabahı yılın ilk gününe şöyle enfes bir kahvaltı ile başlamak şahane olur diye düşündük.

Hemen hazırlanıp çıktık yola. Malum pazar ve sahildeki kahvaltı kafelerinde yer bulmak imkansız. Fakat yollar bomboştu. Levent'ten Rumeli'ye taş çatlasın 10 dakikada ulaştık. Bu pazar gününün namına pek de yakışmayan bir deneyim oldu bizim için. Çünkü ne zaman pazar günleri sahile kahvaltıya mı insek diye düşünsek İstanbul'un trafik gerçeği aklımıza gelince bu fikrimizden tıpış tıpış vazgeçiyoruz. Ama bu trafiksizliğin nedeni ortada. Tarihler 1 Ocak 2012'yi gösteriyor ve insanlar bir önceki gece yağmurdan ve taksisizlikten kimbilir evlerine kaçta ulaştı. Herkes mışıl mışıl uyurken, biz Rumeli'deki Sade Kahve'ye attık kendimizi. Güne çok şanslı başlamıştık ve şans yine bizden yanaydı. Hiç beklemeden, en güzel manzaralı masalardan birine oturduk. Sade Kahve öyle bir yer ki; ''kahvaltı mı yapsam yoksa sadece çayımı içip, geçen vapurları mı izlesem'' diyebildiğim bir kahvaltı mekanı.

2012 ilk gününe gri başlamıştı o gün ve oldukça soğuk fakat masaların altına konan közler ayaklarınızı soba ısıtıyormuş hissi yaşatıyor. Öyle ki o buz gibi havada hiç üşümüyorsunuz. Sonra donatılıyor masamız güler yüzlü ve bir o kadar hızlı çalışanları sayesinde. 

Zeytin, beyaz peynir, tulum, tereyağı, hıyar, domates, menemen, reçel, bal, kaymak... Kıtır kıtır, sıcacık ekmek ve simit...

Bir açık çay lütfen diyorsunuz, sıcacık çay bir anda masanızda bitiveriyor. Biraz daha sıcak ekmek lütfen demenizin üzerinden saniyeler sonra közde ısıtılmış ekmekler masanızda... Bence bu tarz işletmelerdeki en önemli şey; servisin hızı. İnsan bekletilmediği zaman yüzü gülüyor resmen. Ama Sade Kahve'de tek varolan şey servis hızı da değil. Peyniri, kaymağı da ayrı lezzetli. Manzarası, denizin kokusu, uçan martılar, geçen gemiler ile karnınız doyuyor zaten.

Prag'tan yeni yıl için İstanbul'a gelen arkadaşım bu kahvaltıyı unutamayacağını ve Türk kahvaltısının ne kadar sağlıklı olduğunu söyleyince, hakikaten bir düşündüm ben de. Hem sağlıklı, hem çok zengin hem de bambaşka bir kültür bu. Kahvaltı kültürü...

Yemek yemekle ilgili ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı...

Cemal Süreyya öyle bir söz etmiş ki üzerine söz yok. Tamam, bazı insanlar sabah kahvaltısı için dışarıya çıkamayacak kadar tembel ve üşengeç olabilir fakat ben onlara Sade Kahve'yi keşfedin diyorum. 

Tabi ki yer bulabilirseniz :)

P.S: İsminden de anlaşılacağı gibi, kahvaltınızdan sonra közde pişirilen sade kahvesi ile keyif yapmayı atlamayın lütfen.

Sevgiler

Öznur

 
Toplam blog
: 13
: 521
Kayıt tarihi
: 29.12.11
 
 

Küçükken gözleri renkli olduğu için sadece renkli gözlü insanların Dünya'yı renkli gördüğüne inan..