Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kalbi bir duygu ile Kalben...

Kalbenden habersiz, kalbi bir duygu ile Kalben’i kaleme almak ...

 

Bu fikir aklıma geldiğinde sağ omzumda sırt çantası, sol elimde de evrak çantam vardı. 142 numaralı belediye otobüsünün 4 dakika sonra teşrif edeceği durakta, 5 numaralı özel halk otobüsünün gelmesini bekliyordum. Kaç insanın böyle bir durumda aklına Kalben gelir bilmiyorum. Bu yönümle Kalben’in kalbinde ayrı bir yer tutacağımı ümit ediyorum. Tutmalıyım bence, bu ayrıcalığı bana vermeli, hatta belki kahve bile ısmarlamalı. Mümkünse Türk Kahvesi, sade ve tarz-ı hususi.

Müzik tarzına, birazdan daha fazla uzak olduğum ancak nedenini halen çözemediğim bir samimiyetle kabullendiğim bir kadından bahsediyorum. Düşün ki sabah uyanıyorsun banyoya yüzünü yıkamaya giderken koridorda omuzlarında gitar “Ben olsam bakmam bana...” diyen bir kadın var. Sahiden bakmam bana diyorum, üç defa su çarptığım yüzümle aynada karşılaşınca. Sabah kahvesi düşüncesi ile terk ediyorum banyoyu. ‘‘Başka yerlerde, başka sabahlara uyanmak isterdim.’’ O kadar sıcak o kadar samimi söylüyorum ki bunu ona göz göze geldiğimizde bırakıyor gitarını ‘‘Sana da iyilik yaramıyor.’’  dercesine. Şu kızında hevesini kırdın ya, sahiden bakılmazsa sana diyorum kahveyi yudumlarken.

Şimdi Kalben hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse. 17 Ocak 1986 yılında İskenderun’da doğmuştur ünlü sanatçımız. Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslararası ilişkiler bölümünde yapmış, üstüne yetmemiş bir de Medya ve Kültürel çalışmalar alanında yüksek lisans eğitimi almıştır. 8 yaşında annesi …. Devamı için internet tarayıcınıza Kalben kimdir yazmanız yeterli. Bırakalım bunları ‘‘Bizim Umuttan Bahsetmemiz Lazım’’ Alpaycığım diyor, iki gözümün çiçeği. Beni bunlarla oyalamayın kardeşim. Bak UMUT diyor kadın…

Nerede kalmıştık?

Umurumda bile değildi piyangonun ne kadar devrettiği, ‘‘Ben her zaman sana aşıktım ...’’ Her ne kadar tarzına uzaksam da, dinlemeye başladıktan sonra beni bir o kadar kendine çeken bir kadından bahsediyorum. Sokağa çıktığımda kulaklığı takmam yeterliydi fizik kurallarını altüst etmem için, kendimi bir anda ağaçların arasında yürürken buluyordum veya boğazın serin sularına karşı bir bardak çay içerken. Hani şu köprüyü sağına alarak verdiğin poz vardı ya tam o noktada. Sahiden ben her zaman sana aşıktım..

‘‘Sen de bırak her şeyi sadece beni sev..’’ şarkılarında veya gitarının o eşsiz ahenginde farklı dünyaları bir tek ben hissetmiyorum elbette. Sesinin verdiği bir huzur var. Karşılıksız da sevmiyorum özünde, yalan değil iyi geliyor diye bu denli dinliyorum. Yalan mı? Çıkarların konuştuğu bir dünyada kim, kimi karşılıksız seviyor ki? Ancak bir bakıma kendi adıma çıkar gördüğüm şeyler, aslında kimsenin hayatından çalmadığım  küçük huzur parçacıkları. İtiraf etmeliyim seninle içeceğimiz kahve bahane, hiçbir şey istemedim, Sadece Beni Sev…

 

Gökyüzüm’e hasretle...

 
Toplam blog
: 4
: 72
Kayıt tarihi
: 30.08.19
 
 

Stj. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ..