- Kategori
- Siyaset
Kaleyi içten fethetmek
Temiz bir siyaset umudduyla...
Bundan beş-on sene öncesini düşünüyorum da siyaset sahnesinde neler değişmiş neler. Surları aşılamayan, hatta kaleye uzaktan şöyle bir bakıvereyim demekten bile çekinilen bir durumdan, o kaleyi fethedip, iç mimari yapısını değiştirmeye kadar giden büyük bir değişimden söz ediyorum. Bu kalenin iç mimari yapısının değişimi esnasında bir diktatörlük rejimi söz sahibi oldu. Kendi adına kurmayı düşündüğü rejimi demokrasi özgürlük vb sözlerle süsleyip, etrafında kalabalık boş seslilik korosu oluşturdu. Bu kuru kalabalık bu sözde rejimin, sözde sahipleri oldu. Yapılan her şey güya bu kuru kalabalık adına yapılıyormuş gibi gösterildi. Ama kendi alt yapılarını sağlamlaştırmak adına yapıldığı görülen bir gerçekti.
Peki görülen bu sanal gerçek neden asıl gerçeklerle yüzleştirilemedi. Çünkü bu kale dışarıdan öyle bir göz kamaştırıcı yapıya büründürülmüştü ki kimsenin aklına içyapısını düşünmek gelmedi. Aklına gelen kişilerin ise susturulup tasfiye edilmesi hiçte şaşırılacak bir durum değildi. Gündemi takip edenler bunun örneklerini birebir göreceklerdir. Kendi adalet sistemlerini, kendi burjuvazilerini, kendi fakirlerini, kendi memurlarını öyle bir yere oturttular ki bizlere “Size bu mecliste söz hakkı yok.” dercesine bir ima yoluna başvurdular.