Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '08

 
Kategori
Bayramlar
 

Kalitesi yüksek, coşkusu az bir 'Cumhuriyet Konseri'

Kalitesi yüksek, coşkusu az bir 'Cumhuriyet Konseri'
 

31 Ekim 2008...ADSO'nın Cumhuriyet Konseri.



Öyle ilginç şeyler oluyor ki AKM de, birden konserin önüne geçiveriyor.

Bu yılın Cumhuriyet Konseri'nde izleyicinin ve coşkunun az olmasıydı birincisi!

Bir başka örnek, çok kez dile getirdiğim; konser başladıktan sonraki giriş çıkışlar ve 6 yaşından küçük çocukların salona alınmaması konusu. Artık bırakın çocukları, bebekler getiriliyor konser salonlarına! Bebekleri getirenlerdeki feraset sorununu anlayabiliyorum, ama salona neden alındıklarını bir türlü anlayamıyorum.

Şef dahil, salondaki herkesin konsantrasyonunu bozuyor bu olumsuzluklar.

***

Geçtiğimiz cuma akşamından söz edeyim ilk önce:

Önemli çellistlerden Jiri Barta'yı dinledik geçen hafta, A.Dvorak(1841-1904) akşamında. Benim favori viyolonsel sanatçılarımdan Jiri Barta, o akşam yurttaşı Dvorak'ın Op. 104 Viyolonsel Konçertosu'nu seslendirmişti. Ama ne duygulu çalıştı, anlatamam. Solist sanatçılarda dikkatimi çeken bir durum; kendi yurttaşlarının eserlerinde yeteneklerinin doruk noktasını zorluyorlar. Barta'da bende o izlenimi bıraktı. Hakkını yememem gerek, geçen yıl Elgar Op.85.'de de aynı duyguyu yaşattı değerli sanatçı.

Eserle ilgili önemli not(*): J.Brahms, bu konçertonun partisyonunu inceledikten sonra, "Viyolonsel için böyle güzel bir konçerto yazılabileceğini nasıl bilebilirdim?Doğrusu, bilseydim, bugüne kadar bir tane de ben yazardım" demiştir.

...


Aradan sonra, o çok bilinen 9 No.lu (Yeni Dünya'dan) senfonisini seslendirdi ADSO, Dvorak'ın. Bu yaratı, bestecinin ABD'de geçirdiği mutlu günlerin(1891-1895) izlerini taşıyor (konser programı notu).

İsrailli şef Omri Hadari (İDSO'nun çok sevdiği şef)'ye de bir alkış göndermek gerek.

Hem solist sanatçının yer aldığı, hem de ikinci bölümdeki senfonide izleyiciye tam not verdim desem sınırı aşmam sanki! Ne bölüm aralarında alkış oldu ne de çocuk sesi.

Girişteki yakınmam dikkat çekebilir; hem genel durum, hem de Cumhuriyet Konseri'ndeki saptamamdır.

Bir hafta arayla iki ayrı izleyici profili!

...

Konser dönüşü işyerime geldim, eşimle sohbet ederken içeriye sarışın bir hanımefendi girdi; bir opera eseri çalıyordu radyoda da. "Opera mı dinliyorsunuz?" diye sordu. 'Evet' dedim. "Ben de operacıyım da" dedi. Baktım yüzüne ama çıkartamadım; sahne kıyafetleriyle gündelik yaşamınki farklı oluyor tabiiki. Zorlandım, adını sormak durumunda kaldım, "Ebru Etizer" diye yanıtladı. Bir hafta sonraki afişte görmüştüm adını. Ancak ben kendisini 'Kaytmaz' ikenden biliyordum, anımsadım. "Haftaya ben de solistim" dedi, 'biliyorum, gelip dinleyeceğim' yanıtını verdim.

Sözümü yerine getirdim!

Bu minik anımı da e-günlüğe kaydetmiş olayım!

...

Bu hafta, Cumhuriyet Konseri'nin izleyicisiydik, AKM'ni dolduranlar olarak.

Şef, İbrahim Yazıcı, solistler; piyanist Gülsin Onay, soprano Ebru Etizer, tenor Atay Ergezen, bas Engin Suna'ydı. Başkemancı, İbrahim Sezer.

Ve Devlet Çoksesli Korosu...

Dünyada, en iyi Chopin icracılarının başında gelen değerli piyanistimiz Gülsin Onay çıktı ilk olarak izleyici karşısına.
Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırılan Devlet Sanatçımız, Chopin 2 numaralı Piyano Konçertosu'nu seslendirdi.

Aslında bestecisi tarafından 1. Piyano Konçertosu'ndan önce yazılan bu yaratı, yayınlanma tarihi geç olduğu için ikinci olarak sıralanmış.

Maestoso, Larghetto, Allegro vivace'den oluşan üç bölümlü konçertoyu, solistimiz Gülsin Onay çok güzel seslendirdi. Uzun zamandır programına Chopin konçertoları almayan ADSO'ya, bu konçerto için ayrıca teşekkür etmek isterim. Bazı sanatçıları dinlemek yetmiyor; izlemek te gerekiyor, tadına varabilmek için. Gülsin Onay'da işte o özelliğiyle izlemeye değer; piyanosuyla nasıl bütünleştiğinin görülmesi gereken bir sanatçı. İzlemek için; parmaklarını, mimiklerini, onu en iyi görebileceğim 4.-5. sıralar ve salonun ortalarının solunu kollarım, ancak geç kaldım. Açı değişti ama yine de hoşnuttum yerimden. Salondaki izleyiciden hakettiği alkışı alan Onay, bir bis'le teşekkür etti.

...

İkinci bölümde, Devlet Çoksesli Korosu ve Antalya Devlet Opera ve Balesi sanatçıları; soprano Ebru Etizer, tenor Atay Ergezen ve bas Engin Suna yer aldılar.

A.A. Saygun'un Eski Üslûpta Kantat'ı; piyanoda İbrahim Yazıcı, koro ve ANDOB sanatçıları Ebru Etizer, Atay Ergezen ve Engin Suna birlikte seslendirdiler. İbrahim Yazıcı zarafetinde; Etizer, Ergezen ve Suna partilerini güzel söylediler.

Cumhuriyet Konseri, daha sonra M.Sun'un 'Kurtuluş' Film Müzikleri'nden örnekler, N.K.Akses'in 50. Yıl Marşı ve C.R.Rey'in 10. Yıl Marşı ile sona erdi.

Tahmin edileceği üzere '10. Yıl Marşı' coşkunun doruk yaptığı final bölümüdür. İzleyicilerde katılırlar bu marşa; birlikte, coşkuyla söylenir! AKM'ni her zaman çınlatan işte o büyük coşkuyu yakalayamadım.

Güzel bir Cumhuriyet Konseri'ydi... ama coşkusu eksikti! Buruk ayrıldım konserden açıkçası.

...

Cumhuriyet Konseri'nin basına yansıyış şeklini bekledim, bugüne değin. Ne yerel basında ne de 'Akdeniz' eki veren ulusal gazetelerin eklerinde.

Görmemişler, duymamışlar!






(*) Dinleyicinin Kitabı, Üner Birkan


Geçen yılki Cumhuriyet Konseri yazısı:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=72473#


Konser fotoğrafları için:

Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE

http://picasaweb.google.com.tr/hdulun/CumhuriyetKonseri#





 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..