Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kalp mozağinin parçaları

Sık gitmediğimiz bazen de burun kıvırdığımız bir yerdi orası. Ne de olsa bazı şeylere takıntılı, tiplerdik kendimizce ya da değildik.

Gün geceye yol alırken ağır aksak deve tellal iken pire berber iken misali, bizde de fikirler yalpalanıyordu  o akşam tıngır mıngır.... Yine çöreklendik bildik dostlar ile Kadıköy Sular idaresinin karşısında adı meyhane olan bir yere…

Haller hatırlar soruldu, saklandı kötü şeyler söylenmedi atıldı içerideki kalp kumbarasına.

Ne olsun iyidirler, Allah’a şükürler filan. Sonra da dilekler, temenniler ve kapanış gibi oldu kelamlar.. Sohbet koyulaştı, anason karıştı damarlardan vücudun her bir yerine. Sokak köpekleri sevildi, çingene kızlara bahşişler verildi ve gönüller rahatladı.

Sonra biri çıktı geldi ilerleyen saatlerde. Hafif tıknaz, güler yüzlü ve onu gören herkesin sandalyeden kalkıp hürmet ve saygı gösterdiği birisi..

Adı ‘’Yanni’’ yetmişli yaşlarda eski İstanbul’lu bir Rum, bir beyefendi. İlişti bir masanın kenarına, önce şöyle bir etrafa baktı Yanni bey..

Selamladı herkesi. Masasında ki rakı bardağından bir yudum aldı. Sonra elinde  mikrofunu o Rumca şarkılar, o sesi aldı götürdü bizleri bir yerlere, ya da nereye gitmek istiyorsak oralara.

Sonraki gelişimizde masamıza buyur ettik Yanni beyi.. Oturdu masamıza güler yüzü ile kırmadı bizi. Şişe dibine yakın camlı gözlüklerinin arkasından ışıl, ışıl baktı bize boncuk gözleri ile..

Anlattı, anlattı, anlattı . . .

Nerede doğduğunu, ne işler yaptığını, altı yedi Eylül olaylarını… Ve şimdi neler yaptığını ve en önemlisi üç gün önce dede olduğunu, torun sahibi olduğunu anlattı . . .

Yanni bey, bizim kalp haritamızdan bir mozaik, nadide bir mozaik.. Aynı annemin Kadıköy Direkli pasaj'da çalışırken patronu olan Aron gibi, ya da benim ilk işimdeki Patronum Sebetay Baruh (Sami bey) gibi, yıllarca yine beraber çalıştığım Serkis Reizyan (Selçuk abi) gibi.. Ama çoğu zaman bu mozaikler kırıldı, eksildi ya da eksilttik.. En azından elimizde kalan son mozaiklere sahip çıkalım, artık o mozaikler ne yazık ki çoğalmayacak..

Kaybetmeyelim kalanları . . . 

 
Toplam blog
: 37
: 234
Kayıt tarihi
: 05.09.12
 
 

Munis, halis öyle işte .. Bazen ben bile şaşırıyorum kendime... Ya bu ben değilim diye... Ben bende..