Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '20

 
Kategori
Edebiyat
 

karanfiller

KARANFİLLER

Bana ıssızlığımı ver, kuytularımda kaybolmak istiyorum bu gece.. ruhumda tramvaylar istasyonlar otogarlar ,otobüs durakları havaalanları.. Bir kavuşup kendime, bir vedalaşıyorum kendimle.. Bir elim ötekinin üzerinde.. zaman zaman kollarımı doluyorum boynuma sıkıyorum omzumu gücüm yettiğince. .Güçlüsün maşallah diyorum, istemsizce gülümsüyorum kendime.. Sonra gülümsediğimi fark edip bir de buna gülümseyiveriyorum.. Ne tuhaf insansın yahu diyorum,kahkahayı patlatıveriyorum o an..Bir öksürük yapışmış boğazıma öyle kuru..Ben gülünce o da sırası gelen bir banka müşterisi gibi sökülüveriyor ciğerlerimden..Farkında olmadan kendi kendime sırtıma vururken yakalıyorum kendimi..

Sabah yolcuyum, bana ıssızlığımı ver birkaç günlüğüne ihtiyacım var ona.. uzun zamandır çok kalabalığım,kafamda sesler,cümleler kulağımda uğultular rüyalarımda korkular..sahi ben çocukluktan beri rüyamda korkmuyordum,nerdeyse unutmuştum bu korkuları..Aklımda sorular fikrimde alakasız yanıtlar,konuşuyorum konuşuyorum konuşuyorum durmaksızın anlatıyorum dere tepe hava su kuş çiçek…sorulan bir soruyu bilmediği halde doğru cevabın etrafında dolaşan bambaşka bir bilgiyi  satırlarca yazarak öğretmeninin puan vereceğini uman bir çocuğun öğretmenini kandıracağını düşünmesi gibi hayatın da bu kadar sesli düşünceye bu ucu bucağı olmayan cümlelere güzel bir şeyler yaşatarak cevap vereceğine inanmak istiyorum, dilimdekiler kalbimdekiler değil..Ne öğretmen puan veriyor ne hayat kanıyor oysa. Bu yıl da kaldık büte..Hayattan yedik bir gol daha…Bana ıssızlığımı ver..Uzun zamandır  çok kalabalığım..

 Anlatmak istediğim hiçbir şeyi anlatamadan şişmiş bir başla yatağa uzanıyorum,zorla uyuyorum..saatin tik takları konuşuyor bu sefer, ayıptır günahtır desem de nafile..o biter sinek vızlar.. Uyumayana bahane mi yok.. Her gece bir sıcak süt bir ılık duş muhabbeti dönüyor benimle kendim arasında..Ama ne yataktan kalkıp sütü ısıtıyorum..Ne de ılık bir duş alıyorum..Acaba hayatımın bir döneminde benden nefret eden biri kafamın içerisine eski tip merdaneli bir çamaşır makinası yerleştirdi ve bir saatin alarmını kurar gibi bu makinayı çalışması için otuzlu yaşlarıma mı ayarladı…Beynimin içinde yankılar..Gene kim konuştu? Yetti,bitti gari..Bedensel yorgunluk olsa iş yerinizden izin alır dinlenirsiniz birkaç saatlik verimli uykunun halledemeyeceği hiçbir problem yok ama anladığım kadarıyla sizin kafanız yorgun diyor uzman psikolog, teşekkür edip ayrılıyorum deri koltuklu ,klasik müzik çalan ve kahve kokusuyla dolup taşan danışma merkezinden… güzel bir aydınlanmaydı farkındalık kazandım diyorum yüzümde çocukluğumdan kalma alaycı gülümseme cepte kalan son parayla bir hamburger yiyeyim diyorum bu sefer gelen sesin midemden olduğunu anlamanın mutluluğuyla..Gülümsemem yüzümde donuyor, eve nasıl gideceğim geliyor aklıma vazgeçiyorum bu düşünceden,paran yoktu niye sıyırdın avanak mı dedi biri ..Kes ulan konuşmayı..Toplu taşımadasın,bari burda yirmi dadika adam ol…off bu gülmelerim…Bir bu eksikti..geldik mi şoför bey ?

Bu ne gürültüdür yahu? Kim bu konuşan? Hangi ben? Biraz sessiz olur musun ,susayım  susayım diyorum ama bu da kafa,değil mi ama? Sen iyisi mi bana ıssızlığımı geri ver, işinde gücünde normal bir hayatı olan ve günlük kaygılar yaşayan biri olmam için bu ıssızlığa ihtiyacım var..

Karanfillerimi sulayayım, belki suyun sesi içimdeki sesi bastırır ,bu sabah kahvemi karanfillerimin yanında içmeliyim belki karanfillerin bir tanesi kalbimde kırmızı bir bahar çiçeği olur açar, gözüm gönlüm tatlı bir sohbete başlar bir de bakmışım ıssızlığım ben geldim, bu evi, bu havayı ,bu kokuyu özlemişim sana da karanfilli sakız getirdiğim çocukluğumuzun en güzel yıllarından.. der. Ses kesilir,gürültü biter… Temmuz/2018

 

 
Toplam blog
: 22
: 83
Kayıt tarihi
: 26.08.14
 
 

Çocukluğumda çok iyi bir rüya senaristiydim. Çevremdekiler sıkılsa da küçük olduğum için bir şey de..