Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Kardelen ve İdam Cezası

Kardelen ve İdam Cezası
 

Kardelen


Kardelen sekiz yaşında bir kız çocuğu.

Almanya’nın Paderborn kentinde ailesi ile birlikte yaşıyordu.

Yaşıyordu!

Artık hayatta değil Kardelen.

Tecavüze uğradı ve öldürüldü.

Daha küçük bir çocuk iken, şiddetin en kötü şekline maruz kaldı ve bu yetmiyornuş gibi, boğularak öldürüldü. Çocukluğu, ailesi, geleceği, ümitleri, sevinçleri, oyunları, yaşamı, herşeyi en çirkin ve en acımasız şekilde elinden alındı.

<ı>Oyun oynamak üzere çıkmıştı evinden Kardelen. <ı>Bütün diğer çocuklar gibi, oynamak, sevinmek, çocukluğunun tadını çıkarmak için.

Çocuk bedenini, bilmediği, anlamadığı bir eziyetle, hunharca bir biçimde kullanan, sonra da genç yaşamını, genç bedeninden gaddarca ayıran katili, onu küçük ve mutlu dünyasından koparan insan kılığındaki azraili, henüz bulunamadı.

<ı>Annesini perişan, babasını yıkılmış bırakıp, uçup gitti küçük Kardelen.

İdam cezası, günümüzde birçok ülkede kaldırıldı. Birçok ülkede de halen tatbik edilmekte. <ı>Amnesty International’ın son verilerine göre, 138 ülke idam cezasını kaldırmış durumda. Bunlardan 93 ülke, bu cezayı kanunlarından tamamen çıkardı, 11 ülke yalnız olağanüstü durumlarda, örneğin savaş hukuku içinde geçerli sayıyor, geri kalanları da verilmiş idam kararlarını on yıldır uygulamıyor.

Altmışaltı ülke ve otonom bölgede ise idam kararları halen verilmekte.

Bir insanın hayatını elinden almak suretiyle onu cezalandırmanın doğru olmadığını düşündü insanlar, idam cezasını kaldırırken. Suçu ne olmuş olursa olsun. <ı>Kimsenin, bir başka insanın yaşamını bitirmeye, onun bu dünyadaki günlerine son vermeye hakkı olmadığını kabul ettiler. Temelinde bu düşünce yatıyor idam cezalarının kaldırılmasının.

Öldürme suçuna hapis cezası veriliyor birçok ülkelerde. Tecavüz ve öldürme suçu hiç şüphesiz ki en ağır cezayı alıyor. Suçlular uzun zaman kalıyorlar cezaevlerinde. Almanya gibi ülkelerde, tecavüz ve öldürme suçluları, şayet daha önceden de aynı konuda sabıkaları varsa, “Triebtäter” yani içgüdüsel suçlu sayılıyorlar. Bunun anlamı, bu kişilerin hasta olduğu. Böyleleri uzun uzun tedavi de görüyorlar. Konforlu cezaevlerinde, kitap okuyarak, televizyon seyrederek, çeşitli işlerde çalışarak dolduruyorlar zamanlarını<ı>. Özgürlükleri kısıtlanarak ve gerekirse <ı>tedavi edilerek yeniden topluma faydalı insanlar olacakları düşünülüyor.

Bazıları cezalarını doldurup çıktıktan sonra, yeni bir kurban bulup, ayni suçtan tekrar düşüyorlar adaletin eline. Ayni hikaye, tekrar baştan başlıyor. Zaman zaman bu tip suçlulara daha ağır cezalar verilmesi tartışılıyor kamu oyunda. Ama sonra vazgeçiliyor tekrar bu atılımdan. Yeni bir tecavüz ve öldürme olayı, yeniden herkesi ayağa kaldırıncaya kadar. Sonra tekrar yazılıp çiziliyor, konuşuluyor ve herşey olduğu gibi kalıyor.


Kardelen'in katili, en fazla uzun süreli bir hapis cezası alabilir. Eğer yakalanırsa tabii.

İdam cezası, suçluların işlediği suçu devletin de işleyemiyeceği düşüncesiyle birçok ülkede kaldırıldı.

<ı>Çünkü kimsenin, bir başka insanın yaşamını sonlandırmaya hakkı yok. Devletin bile.

Peki Kardelen’in yaşamını, Kardelen’lerin yaşamlarını bitirmeye kimin hakkı var?

 
Toplam blog
: 165
: 1414
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..