Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '17

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Karizmatik babaannem

Karizmatik babaannem
 

Zayıf incecik elleri vardı, pek de narin sayılmazdı. Çünkü zamanında tarlada çalışa çalışa, ıslak sularda romatizmadan bütün eklemleri şişmişti! Eklem romatizması.. 
 
O zayıf ama şiş parmaklarının arasında daima bir cigara vardı. Sigaraya cigara derdi! Cigarası ya ağzında, ya iki parmağının arasında dururdu. Sürekli acı bir acı dolu bir sesle insanlardan nefret ettiğini söyleyen babaannemin, incecik dudakları arasında sıkıştırdığı cigarası ile hafızama son derece karizmatik bir şekilde kazınmış. Kendi sardığı sigarası elinden hiç düşmediğinden iki parmak sapsarı olmustu. 90 yaşında artık cigarasına veda etmişti. Doktor söyle demişti: "Teyzem sen turp gibisin! Maşallah taş gibisin yaşına göre! Ancak ciğerlerin iflas etmiş. Artık sigara içmemelisin." Zaten artık aldığı nefes bile onu zorluyordu. 92 yaşında hayata veda ettiğinde ona bu kadar üzüleceğim aklıma gelmezdi. Çünkü onu sevmediğimi zannediyordum. 
'40 yaşında iken' gencecik hayata veda eden halam ile bize ne zaman gelseler hep bir sorun yaşardık. Babannem, babamın anneme aşık ve anneme hayran hallerini sevmez ve sürekli ona pısırık derdi. Haliyle babamı dünyalar kadar seven biri olarak ve anneme direk giden bu laflar yüzünden babaanneme çok kızardım. O bir kere kadınları hiç sevmezdi. "Allah bu kadınları niye yaratmış ki?!" derdi hep! Erkek gibi davranarak sanki kadınlığını yok etmeye çalışırdı. Tencerenin kapağı yere düşse sigaradan sertleşmiş sesiyle geçmişini ... diye başlayan meşhur küfürünü söylerdi. Bana o hali çok sempatik geliyordu ve her seferinde kardeşlerimle gülüşüyorduk. Hemen bize dönüp "kız niye gülüyorsunuz?" diye muzipçe azarlardı.
 
O ölmeden 10 yıl önce ingilizce öğretmeni olan halam kanserden vefat etmişti. İstanbul'a bizim yanımızda tedavi olmaya gelmişti. Onun ölümü babaannemin kimyasını bozdu. Ve kendisi ölene kadar hep annemle babamı suçladı. "Kızımı siz öldürdünüz. Niye istanbula geldik?" diye ağlardı. O ağlarken bizde ağlardık ama annemle, babama yüklediği bu suç çok ağırdı. O yüzden ona sempatim gittikçe azaldı. 
 
Ama!....
Damarlı ve becerikli ellerinin yaptığı kara lahana çorbası ve mısır ekmeğini yemeğe doyamazdık. Giresun'a ne zaman gitsek, denizden her döndüğümüzde salon mutfak karışımı odanın şöminemsi bacası altındaki kuzinede yaptığı, tadına doyulmaz yemekler ve odamıza koyduğu kızgın külleri olan mangal ile içimizi ısıtan güzel davranışları vardı. Birde yemek hazır olana kadar üzerine trabzon tereyağı sürdüğü, fırından yeni gelmiş taze, sıcacık ekmek dilimleri unutulmaz. Tabii ki pazar günleri özel hazırlayıp mahallenin fırınına götürdüğü Karadeniz pidesi asla asla unutulmaz. O tadı artık hiç bir yerde bulamıyorum. Son olarak pazardan alınan tadı buruk mantar yahnisi en favorim olan yemeklerindendi. 
 
Ve canım halam ile oynadığı Giresun karşılaması ve söylediği türküleri... hergün onlarca kez baktığı kağıt falları ve acıklı hayat hikayesi ile sert söylemleri. 
 
Babaannemi hayat hikayesi yüzünden acı ile yad ediyorum. 5 çocuğu ile onu boşayıp, kendine daha genç bir kadın alan ve tüm çocuklarına arkasını dönen dedemi hiç tanımadan nefretle andım çocukluğumda! Babamın hayata karşı kırılgan davranışı hep bu eksiklikten! Çünkü o annesinden yana tavır aldı ve babasını hiç affetmedi. Anneme duyduğu sevgisi, onun annemi kendi annesine duyduğu şefkat gibi sarıp sarmalamasını sağladı. Annemi kimseye ezdirmedi. Bu babaannemin gücüne gitti. Belki de çok haklı. Çünkü büyük, çok büyük sevgi eksikliği vardı ve oğlu kendisinin hiç görmediği sevgiyi eşine veriyordu.
Onun hayata karşı savaşçı ve agresif davranması ve kadınları sevmemesi falan beni ne kadar üzdü ise de onu şimdi anlıyorum. O büyük bir tepki duyduğu kadınlar için ne kadar derinden üzülüyormuş şimdi anladım. Bu acısı diline vurdu, tatlı şirin bir küfür olarak! Davranışlarına vurdu kadınlığını unuttu erkek gibi davranmaya çabaladı. Çünkü kendini güçlü hissetmek istiyordu.
Canım, yüreğim babaannem, nur içinde yat!
 
Dünya Kadınlar günü öncesi aklıma geldiğin için sağol. Seni inan ki çok seviyorum ve en önemlisi kalben anlıyorum. Işıklar uyu Mehri Aksu..
 
Babaannelerin en tatlısı, yaşarken seni anlamadığım için beni affet.
 
Hepimizin Dünya Kadınlar günü kutlu olsun. 
 
Hayatta verdiği savaşlarda tüm kadınları anlamak dileğiyle sevgiler. 
 
Berrin Aksu
 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..