Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '09

 
Kategori
Deneme
 

Kartallar kırkında yeniden doğarlar

Kartallar kırkında yeniden doğarlar
 

Son günlerde CHP içerisinde yaşanan ‘değişim’ istekli eylemi düşünürken, İstanbullu dost Sami Umut’un gönderdiği slayt gösterili iletiden söz etmeden geçemeyeceğim…

Gelen ileti ‘Yeniden Doğuş’ adını taşıyor.

Kuş türünün en uzun yaşayabilen, ancak kırk yaşlarında alabileceği bir kararla yetmiş yaşa dek yaşaması olanaklı olan ‘kartal’ anlatılıyor…

Kartal deninde ‘Boş Beşik’ filmini anımsarım, çocukluk yıllarımın…

Kartala karşı ‘hep’ katı kurallı oluşumuzun altında, ‘çocuksu’ beynimize kazınan ‘o acımasızlıkları, o vahşilikleri’ olmalı.

Öyle değil mi?

Kartal; parçalar!

* * *

‘Yeniden Doğuş’ olayını yaşam felsefesi olarak benimseyen kartalların bu özelliğini öğrendiğimde, Nazım Hikmet’in ‘Benerci Kendini Neden Öldürdü’ adlı yapıtını da anmadan edemeyeceğim…

Kartalın ‘yaşam ile ölüm’ arasında seçim yapması gibi, Benerci’nin de ‘davasına’ verebileceği ‘yarar ile zararın’ sentezlenmesiyle ortaya çıkan sonuca göre bir ‘yol’ belirleme süreci bana aynı ‘şeyleri’ düşündürdü…

* * *

Kartallar kırk yaşlarına geldiklerinde, bazı olumsuzluklar yaşarlar:

Pençeler kalınlaşır.

Tüyler kartlaşır.

Gaga hem ağırlaşır, hem de içe doğru kıvrımlaşır…

Kartallardaki bu değişim beslenmesinden, tüm hareketlerine değin birçok zararlar verir; eskisi gibi uçamaz, avlayamaz, gagasını kullanamaz, beslenemez…

İşte burada kartallar bir karar vermek zorundalar; ya bir yana çekilip ölümlerini bekleyecekler, ya da fazla rahatsız olamayacakları yüksek bir kayaya sığınıp ‘orada’ ‘Yeniden Doğuş’larını gerçekleştirecekler…

Birincisinde her şey bitmiştir…

İkinci ‘kuralı’ benimsemişse de zorlu bir uğraşla baş başadır.

Kartalın bu ‘zorlu’ uğraşı yüzelli gün sürecektir…

Başta gagalarını sertçe kayaya vuracaklar, gaga yerinden sökülecek, gaga düşecek.

Yeni gagalarının çıkmasıyla birlikte kalınmış pençelerini söküp-atacaklar.

Yeni pençeler ile de eski, kalınlaşmış-kartlaşmış tüylerini yolacaklar.

Yüzellinci gün dolduğunda o yeni gagalarıyla, pençeleriyle, kanatlarıyla yirmi yıl daha yaşamak için ‘Yeniden Doğuş’ uçuşu için kanatlanacaklar…

* * *

Yeniden Doğuş’u başarabilmenin ilk yolu; ‘o’, anatomiden atıldığında vücudun daha özgür olabileceğine inanmaktır…

Engels ‘özgürlük, gereksinmelerin karşılanmasıdır’ demişti.

Ekonomik, politik, sosyal, ya da diğer gereksinmelerimizi karşılayabiliyor muyuz?

Yanıt ‘evet’se, sözüm yok!

Ama yanıt ‘hayır’sa; demek ki özgür değiliz…

Sözüm ona o ‘yeniden doğuşa’, o ‘kabuğu atmaya’, o ‘alışılmışı sökmeye’ zorunluyuz…

Çünkü ‘özgürlüğü’ yaşamak istiyoruz…http://yenimuhalefetport.com/index.asp

 
Toplam blog
: 59
: 373
Kayıt tarihi
: 29.10.09
 
 

Selam ... Yaşam bir garip labirent, karışık bulunca karışıyor. Öyle çok ayrıntı var ki, onları si..