Kaybediyoruz

<ı>"Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir." Mustafa Kemal Atatürk<ı>

Küresel,bölgesel ve kendimize ait bir çok sorun gündelik hayatı ciddi olarak etkiliyor.

Küresel olarak açlık,kuraklık,kirlilik,iklim değişiklikleri ve ekonomik krizler…

Bölgesel olarak savaş,terör ve uygulanmaya çalışılan siyasi projeler…

Ülke genelinde ise;küresel ve bölgesel sıkıntılar ikinci plana atılarak, saymakla bitmeyecek kadar çok sorunla yaşamaya alıştırılıyoruz.

Sorunlar bir ortaya çıkıyor,ortalık toz duman.Ardından bunu bastıran bir diğer sorun,o da yetmiyor,bir başkası başlıyor.

Terör,türban,çeteler,soruşturmalar,anayasa değişikliği,sosyal güvenlik yasa tasarısı,enflasyon,milli gelir,kapan

sın kapanmasın,derin devlet,gerginlik,sağ duyu,uzlaşma derken…

Kaybediyoruz…

Muhalefet iken,58-60 yaşa karşı çıkıp,iktidara gelince 65 yaşında emekliliği savunarak politikalar yapınca,

Erbakan hakkında mahkumiyet kararı çıktığı zaman “ayıptır 80 yaşında insan hapse atılır mı..”deyip, iktidara gelince 83 yaşındaki gazeteci yazarın sabaha karşı göz altına alınmasına sessiz kaldıkça,

Hukukun üstünlüğü yerine, kendi hukukumuzu oluşturmaya çalıştıkça,

Oy için kentlerde oluşan varoşlara göz yumdukça,

Laikliği dinsizlik olarak algıladıkça, ya da laikliği baskı aracı olarak kullandıkça,

Din ile kişi arasına birilerinin girmesini körükledikçe ve din baskısı oluşturdukça,

Kaybediyoruz…

Borsada,bankalarda yabancı sermaye payları,arttıkça,tüketim,yan sanayi, montaj ve patent üretimlerle sanayi

leşiyoruz dedikçe,

Artan borçları gelişmenin göstergesi olarak gördükçe,

Madenlerimizi,limanlarımızı,ulusal haberleşme ağlarını yabancılara satmayı marifet saydıkça,

Özelleştirme ve yüksek faizle ekonomik gelişmeyi sürdürdükçe,

Sayısal büyümeyi reel büyüme gibi anlattıkça,

Her alanda sık sık af çıkarıp,vergiden,adalete kadar bir çok alanda beklentiler yarattıkça,

Bir çok konuda toptan kabul ya da red etme alışkanlığını bırakmadıkça,

Sosyal demokratlar” muhalefet etmiş olmak için muhalefet etmeyi “bırakıp halka kendini anlatan projeler üretmedikçe,

Birbirimize tahammül edemeyip, “onlar,bunlar” diyerek ayırdıkça,

Ben yerine biz,biz yerine hepimiz diyebilen politikacılar çıkmadıkça,

Cumhuriyeti,demokratik,laik,sosyal bir hukuk devletini anlamadıkça,

Birileri kazanıyor ama,Türkiye kaybediyor…