Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '12

 
Kategori
Basketbol
 

Kaybetmeyi hak eden takım Galatasaray

 

Dün oynanan derbi maçta Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Medical Park’ı 74-67 yendi. Sonuç bence hiç sürpriz olmadı. Galatasaray’ın oynadığı basketbola ve eldeki oyunculara bakarsak Fenerbahçe’nin daha büyük kazanması muhtemeldi.

 

Fenerbahçe Ülker’in beşi Bo McCalebb-Ömer Onan-Romain Sato-İlkan Karaman-Mike Batiste; Galatasaray MP beşi ise Jamont Gordon-Cenk Akyol-David Hawkins-Milan Macvan-Furkan Aldemir şeklinde oldu. İlk beşlere baktığımızda, Fenerbahçe Ülker’in ufak da olsa bir avantaja sahip olduğunu görüyoruz. Maçın ilk periyodu itibariyle Galatasaray daha iyi basketbol oynadı ve öne geçti. Bu bölümde Fenerbahçe Ülker’de Bojan Bogdanovic-Emir Preldzic-David Andersen-Oğuz Savaş oyuna girerken Galatasaray’da ise oyuna dahil olan oyuncu sayısı sıfır oldu!

 

Galatasaray’lı oyuncuların yorulmasının da etkisiyle Fenerbahçe Ülker kontrolü ele aldı ve oyunu açmayı başardı. Ergin Ataman Pınar Karşıyaka maçında yaptığı hatada ısrar etmeye devam etti. Gordon yetenekleri yüksek bir oyuncu olmasına rağmen bu tempoda bir maçı 30-40 dakika aralığında oynayacak bir oyuncu değil, son çeyrekte ayakta zor kaldığını gördük. Macvan hiç bu tempoların oyuncusu değil, Ndong yaşı nedeniyle bu tür maçları kaldıramıyor, zaten Barcelona’da 25-30 dakika süre aldığını pek göremedik. Galatasaray pota altında bu maçın temposuna uyum sağlayacak tek isim Furkan Aldemir’di. Ergin Ataman da Furkan’ı ilk 11 dakika sahada tutarak oyundan düşmesine neden oldu ve sonraki 9 dakikada da hiç oyuna almayarak pota altını Fenerbahçe Ülker’e tamamen açmayı başardı. Bir de, Galatasaray’da Ersin Dağlı diye bir oyuncu vardı. Oyun başladıktan sonra uzun süre girmeyince kadroda yok diye düşündüm. Ergin Ataman onu kenarda unutmuş ve ilk yarının bitimine sadece beş dakika kala aklına onu almak geldi.

 

İkinci yarıda ise Galatasaray’da pota altı rotasyonu tuttu ama dış rotasyon tutmadı. Burada öncelikle Galatasaray yönetimini sorular sormak lazım. Galatasaray’ın bu sezon başında uzun süren pazarlıklar sonucunda kadroya kattığı Henry Domercant gerçekten de çok becerikli ve etkili bir oyuncu. Domercant bu sezon sadece bir lig maçında oynayabildi ve sezonu kapattı. Aynı pozisyonda oynayan bir diğer oyuncu da Göksenin Köksal. Köksal da ağır bir sakatlık geçirdi ve sezonu kapattı. Bu oyuncuların alternatifi ise, NBA’e gidemeyen, Avrupa’da da oynayamayan, kapasitesi oldukça sınırlı olan Cenk Akyol. Bu durumda transfer yapmanın herhangi bir mantıklı açıklaması var mı? Galatasaray’ın elinde ayrıca Jaka Lakovic diye bir oyuncu var, bilmem tanıdık geliyor mu? Lakovic’in kariyeri ortada. Muazzam bir oyuncu olmayabilir, kondisyonu da yukarılarda olmayabilir ama bu tip maçlarda 15-20 dakika sahada kalsa kötü mü olurdu? Galatasaray’da geçen sezonlarda Caner Topaloğlu isimli bir oyuncu vardı. Caner böyle kritik maçlarda önemli süreler alıp, genellikle de verimli oynuyordu. Ama Ergin Ataman bey, transfer edebileceği yabancılar varken öyle Türk oyuncuları ister mi? Galatasaray’ın geçen sezonki dış oyuncu rotasyonu Ender-Lakovic-Gordon-Shipp(Djedovic)-Caner-Tutku-Haluk iken bu sezon Ender-Gordon-Hawkins-Cenk’e bağımlı kalındı. Bu kadar dar bir rotasyonda oynarken de kondisyonu yetersiz Gordon, istikrarı olmayan Cenk ve mental kapasitesi soru işareti olan Hawkins’le ancak bu kadar oynanıyor.

 

Maçın son altı dakikasında fark 11 sayıya gelmişken, Ergin Ataman mola aldı ve moladan sonra fark bir dakika içinde üç sayıya geldi. Bu noktada da, Simone Pianigiani mola aldı, bu nokta bence maçın dönüm noktası oldu. Moladan sonraki Galatasaray hücumunda hücum süresinin bitmesine üç saniye kala top dışarı çıktı ve Ergin Ataman mola aldı. Ataman molada öyle bir oyun çizdi ki, sahadaki oyuncularla onu yapmak neredeyse imkansızdı. Topu oyuna sokacak olan Gordon topu öyle bir noktaya verdi ki, David Hawkins’in ordan atması için oldukça yüksek bir şansa sahip olması gerekiyordu. Gordon ayrıca topu verdikten sonra hiç yardıma falan da gitmedi, Hawkins ne yaptı? Karşısında bekleyen Bojan Bogdanovic’e karşı ya çok yüksekten bırakacaktı, ya da fast-break olmasın diye top kaybı yapacaktı, Hawkins ise blok yiyeceği apaçık belli olmasına rağmen topu fırlattı ve sonra da sportmenlik dışı faul yaptı.

 

Peki, bu maçın sonucunda Fenerbahçe Ülker’in hiç katkısı yok mu? Tabii ki var. Fenerbahçe Ülker’in koçu elindeki rotasyonu en iyi şekilde kullandı ve rakibini mat etti. İlk çeyrekteki Bojan Bogdanovic hamlesiyle momentumu eline geçerdi, Emir Preldzic yıllardır olduğu gibi yine bir Galatasaray maçında sazı eline aldı, Bo McCalebb-David Andersen ikilisi beklentilerini karşıladı, Fenerbahçe’nin dört-beş tane de boş üçlük kaçırdığını düşünürsek, farkın çift hanelere çıkması çok muhtemeldi.

 

Şimdi ne olacak derseniz, Galatasaray için iyi haber bu maçın pek bir önemin olmamasıydı. Ancak, Pınar Karşıyaka maçında da aynı eksiklikler görülmesine rağmen, Ergin Ataman ‘’Ben ders almam, ders veririm.’’ havasında olduğu için hiçbir gelişme kaydedilemedi. Bu sonuçtan sonra iki numara pozisyonuna yeni bir transfer mi yapılır, Jaka Lakovic mi oynatılır bilemem ama Galatasaray’ın böylesine maçlarda böyle bir oyuncuya ihtiyacı olduğu açık ve nettir.

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..