Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '11

 
Kategori
Mizah
 

Kayseri Kuralları

Kayseri Kuralları
 

NETTEN


Güzel memleketimin kendine has özelliklerini anlatmaya devam etmek çok keyifli benim için. Uzun zamandır Kayseri'ye gitmesem de, iletişim yolu ile unuttuklarım, aklıma gelmeyen pek çok davranışı konuştukça hatırlıyor ve gülme krizine giriyorum her seferinde:)) 

Kayseri'de çok kesin kurallarla belirlenmiş bir çocuk eğitme metodu vardır, her ailenin çok önem verdiği bu katı kurallar silsilesiyle büyür çocuklar ve bu sayede hayatın her zorluğunun üstesinden en akılcı yol ile gelirler. Ben okula başladığımda, annem çalıştığı için sevgili ciciannem( dayımın eşi) hazırlardı okula. Onun kızı da benden 4 yaş büyüktü.Beraber giyinirdik, saçlarımız sırayla örülürdü. Ciciannem hem giydirir, hem o tadına doyulmaz öğütlerine başlardı bize: 

- Aman yavrım, mekdebe girdiniz mi hemen terbiyelice sıranıza girin. Öğretmene çemkirilmez, size bişiy dedi miydi hemen: Pekiyi efendim! diyeceksiniz. Müzumsuz gonuşmayın yanınızdakiynen, her derslere gulağınızı açın.. Ben itiraz ederdim: Bana ne? Oğlanlar bana tekme atıyor, ben niye atmayacakmışım?. Canımın içi c.annem benim, gözlerini kocaman açar, işaret parmağıyla korkuturdu hemen: Sus, vallaha anana söylerim bak. Hanım hanım gızlarınan oyna, niyçun oğlan bebeleriynen oynuyon gız?. 

Kayserili, tembel insanı hiç sevmez. Bu nedenle, her türlü insan ilişkilerinde referans noktası şudur: 

" Ayağına çevik olmak" Bu vasıf, hayatın her alanında en bilindik dedikodu malzemelerinin başında gelir. Mesela eve gelin alınır, bir süre sonra akrabalar, komşular v.b dostlar arasında şikayetler başlar. Şimdi Anşe hanım gelin almış olsun, Kevser hanımda ona oturmaya gitsin, dinleyelim: 

Kevser göz ucuyla gelinin hal ve hareketlerini izler, karşısında Anşe hanımla göz- kaş işaretlerini bi izleseniz, dünyanın en komedi tiyatro oyunu olsa bu kadar gülemezsiniz.( Bunu burada yazıyla anlatmama imkan yok, ama ilk fırsatta tek kişilik komedi gibi videoya çekip yayınlayacağım inşallah.) Gelin çay servisini yapar, son derece nazik bir ses tonuyla onları yalnız bırakması gerektiğini bildiğinden: Anne, siz oturun da benim birez ütüm var, beyim kızmasın yapıp geleyim! Ohoo, annenin beklediği an budur zaten: 

- Voo, git yavrım git işine bak sen! Kevser tiyzen yabancı mı? Değel mi Kevser hanıım? 

- Tabiyi canııım, git guzum efendinin niy işi varısa gör. Aferim yavrım, maşallah nası düşüngeli gız, görüyon mu yıldırım gibi bize hizmetini gördü, efendisini de görecek. Allah ömür virsin, hadi git gızım. 

Yalaan, iki gaynana nasıl bir iştahla yanaşırlar birbirine görmek lazım. Hemen başlarlar çeneye: 

- Nası gelin Anş'aanım? Ayağına çevik gibi duruyor ya, ne bilek? 

- Voo, hem nası ayağına çevik ki Kevser hanım! Geldi geleli şu filcanı alıp şoruya goydurmuyor bana, maşallah ateş gibi! Aynı anda gözüyle işaret eder kaynana( şordan bak bağalım Kevser hanım, gapıyı dinler de başımıza iş çıkatmıyak) Kevser dedektif Nik misali inceler kapıları: 

- Yok gitti gı! 

- Bacım iyi hoş da, söylemeden yapmıyor işte. Nebiliyim, ağşamınan horanta toplanıyok mesela. Oğlan eve gelinci çekiliyorlar odalarına, hadi taze gelin sesimizi çıkatmıyok, amma evde bekar gız var, oğlan var. Üç beş dakka hokulaşın, çıkın gelin değel mi bacım? Yağnış mı gonuşuyom şimci bunu? 

- Doğrusun Anşe hanım, bizimki de aynı anam şimdiki gelinler bir çişit olmuş neyise. 

- Oğlan cıvııık, iş oğlanda biter. Buldumcuk gibi oldu neyise? Bek civelek bacım, geçen ağşam bir çekildi odasına, başı ağrıyormuş. Oğlanı görsen, deli goyun gibi dolanıyor. Ana gelininin hiç dadı yok, iyisi mi yatsın uyusun bari. Temam oğlum didim, ne diyim? On dakka oturdu oğlan bizimnen, yalandan bir esneme, bubası da ökelendi; 

- Lan oğlum ağzın yırtılacak ağşamın 7 sinde bu ney uykusuymuş? Galk git cehennem ol yat yirine! dedi. Utanma arlanma galkmış gayrı. 

Kayserili'nin pisliğe hiç tahammülü yoktur. Evde, her şey mutlaka yerli yerinde olmalıdır. Banyoda kullandığınız lif var ya, işte o lifin banyodan sonra ne yapılması gerektiği ile ilgili öyle komik sözler üretilmiştir ki, hani yazılsa rahat bir tez konusu olur. Banyodan sonra lif önce sıcak suyla iyice yıkanmalı, sonra mutlaka soğuk su ile durulanıp asılmalıdır. Aksi takdirde, sıcak suyla yıkanıp asılan lif SASI SASI KOKAAR! Bu kural şüphesiz her Türk ailesinde geçerlidir, fakat bu bizimkiler kadar bu konuyu memleket meselesi haline getirenler var mıdır bilmem? 

Kayseri'de yolda yürümek ayrı bir renktir, etraftaki insanların konuşmalarını dinleye dinleye akşama kadar yürüyün yorulmazsınız:)) İki hanım yürüsünler, karşıdan tanıdıkları başka iki hanım geliyor olsun. O sahte gülüşler, incelik dolu iltifatlarla yapılan ayaküstü sohbetten sonraki konuşmalar ömre bedeldir. Ayrılan iki hanım, diğerlerinden uzaklaşır uzaklaşmaz başlar yorumlar: 

- Gördün mü Allahın Tavlusunlu'sunu( Tavlusun bir kasabadır, kalkınmamıştır) , şordan çabıdınan geldiler, adam oldular. 

- Hiç sorma bacım, o nası kerim kerim kertilmelermiş öyle? Aslını bilmesek de, herif şorda bazarda gadın tül çorabı satardı üç sene evel. Ah şu Almanya var ya, böyle bunları laf sahabı etti işte. Almanyaya gitmeyinen bişiy olduk sanıyorlar işte gendilerini. 

- Gördün nü golundaki burmaları? 

- Gördüm, amaan eşşeğe altın semeri vurmuşlar da, ille vatanım demiş( böyle deyimleri birbirine karıştırırlar) 

- Yok apla gı, o öyle değeldi. Neyidi acep? Dilimin ucunda da , getiremiyom işte. 

- Aman neyise işte, bak heraretlendim gine ben.Ağşam herife söyleyim de, Trabzon alsın hemide dakımını, örtesi günü onların mahallesinden yörüyek göstere göstere. Bunu yimem ben, güp diyi oturdu ciğerime gı.. 

Bu bölümü bir Kayseri fıkrasıyla bitirelim: 

Kayserili'nin biri Almanya'ya çalışmaya gitmiş. 6 ay sonra dönmüş, köye gelmiş. Babası sormuş: 

- N'öördün oğlum, nası işler? 

- N'öörüyüm buba, gettim çalıştım. Geçen ay da fabrikanın yarısına ortak oldum geldim işte. 

Babanın suratı ekşimiş: 

- Bırak lan bu ayakları, ben de seni akıllı bir döl sanırdım. O gader gettin de, yarısına mı ortak olabildin? Oğlan kızmış: 

- N' öörüyüm baba yav? Bilip bilmeden gonuşuyon, fabrikanın öteki yarısı da Gayserilinindi.Hadi al bağalım nası alacaasan?:))) 

2. fıkra: Kayserili ölüm döşeğinde yatıyormuş, tüm çocukları toplanmışlar. Adam son bir gayretle sormuş: 

- Oğlum mesut burdamısın? Burdayım buba! 

- Gızım Hacer burda mısın? Burdayım buba! 

- Oğlum Osman burda mısın? Burdayım bubamm! 

- Oğlum Mükremin burda mısın? Burdayım baba deyince baba hırsla doğrulmuş yerinden: 

- Lan hepiniz burdasınız da, Tükana kim bakıyo eşşoğlueşşekleeer!.. 

Sağlıcakla kalın dostlar. 

 
Toplam blog
: 95
: 736
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Emekli öğretmenim, 52 yıllık hayatımdan amatör mizah, bağlama, sürrealist resimler, yitikler, sev..