Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '16

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Kendine inan ey insan!

Kendine inan ey insan!
 

KİMİ ZAMAN HAYATA DIŞARIDAN BAKMAKTIR SEVDA


Hayatın içinde öyle mücadelelere şahit oluyor ki insan, bir şeyler yapmaya çalışanların tek engeli yine bir başka insanın fikirleri, durumu, duruşu oluyor. Birbirimizin eksiklerinin aranması yüce kitabımızda ihtarla yapmaması gereken bir hareket şeklinde belirtilirken, eksik arama sevdasıyla bir arpa boyu yol alamıyoruz. Hiç sormuyoruz aslında memleket adına bir şeyler yapmaya çalışan insanların bu çabası acaba hakkaniyet davası boyutunda mı? “Bu adam ne yapmaya çalışıyor, idareci olarak savurduğu kılıç Hakk için mi, hakkaniyetten yana mı?” demeden biz elimizdeki kılıcı bir neşter keskinliği ve kılıç ustalığıyla eleştireceğiz diyerek, boyuna sağa sola savuruyor, yine çözüm bulmamız öncelikli olanlar için uğraşmamız gerekirken, her şey masaların üzerinde çözümsüz kalıyor. Birileri alıp eline kılıçtan keskin kalemi, en usta yazar edasıyla köşelerde boy gösteriyor, üstün körü yorumlarla insanların akışını yönlendirmeden önce elindeki kalemin ne kadar etkili bir silah olduğunun farkına varmadan ne söylediğini bilemeyebiliyor, yine üzülenler ise taraflar, yine bizim insanlarımız oluyor.

Yıllarca şiir, sinema, tiyatro sevdasını, hizmet alamadıkları için ömrümüzden ve Rabbimin bize verdiği rızıktan elimizden geldiği kadar paylaşarak köy çocuklarının ruhsal ve kişisel gelişimlerini sağlamak amacıyla on beş sene verilen emeğin karşısında dalga geçer bir ifadeyle durup ahkâm kesiyor zamane gençlerinin bir kısmı. Birileri de yıllar önce yapmaya çalıştığımız memleket sevdasının ne demek olduğunu, tanıtımın ne derece önemli olduğunun farkına yeni yeni varıyor. – Hoş farkına varmaları bile bu memleketin insanı için bir lütuftur- Bizler elimizde imkânsızlık nedeniyle fotoğraf makinesinin video bölümüyle filmler çekip memleketi tanıtma sevdasındayken ardımızdan fikrimize, zikrimize, memleket sevdamıza küfreden insanların var olmasına rağmen yıllar sonra da olsa bu bilince ermelerini görmek bizi memnun etmekle kalmıyor, aslında temellerini attığımız fikirlerin ölümsüzlüğünü gösteriyor. O dönemlerde de aynı olan değişmeyen tek şey var yıllar sonra da olsa; memleketin içinden memleketin çocuğunu yetiştirmek varken, onlara gereken eğitimler verilip nitelikli ve inançlı gençlik yetiştirmek mücadelesinde olmamız gerekirken, bizler tanıtım adına dışarıdan gelen insanları madden kazandırırken, kendi insanımızın emeklerini hiçe sayıp, memleketin değerlerine “Kimsesizsin!” dedirtebiliyoruz. Bu da bizim ileriye götürmektense geriye gitmemizin sebeplerinin başında yer alıyor. Kara kuru, yıkıcı eleştirilerden ziyade artık memleketin gençlerinin fikirlerine değer verip, yapıcı, birlikte çözüm arayışı içerisinde ve sonuca ulaştıracak bir oluşumla bunun gerçekleşeceğine inanıyorum ki, memleketin gencinin tek sıkıntı yaşadığı üretmek değil maddi ve ilmi imkânsızlıklardır. Bizler kurum ve kuruluşlara, genç kitlelere kişisel gelişim adında bizden talep edilen seminerleri verirken, emeklerimizin karşılığında kul hakkına girmemek adına gereken yapılarak alınan hizmetlerin içerisinde beni en çok üzen noktasıdır; memleketimin gençlerine yönelik bu tür çalışmalarda yer alamamak! Ama bundan sonraki dönemlerde birlikte çok güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum. Bizler dışarıda aldığımız eğitimlerle memleket için alınması gereken yol ve yordamı öğrendik, gerekli eğitimi aldık. Kalan ise sadece yönetici olarak memlekete hizmet eden büyüklerimizin sözümüze değer vermesidir.

Geçen gençlerin sorusuna yönelik düşüncelerimi beyan ederken aslında ifade konusunda ne kadar eksik olduğumuzu da tespit ettim, gençlik yetişiyor ama nasıl yetişiyor, kendine güvenen, inancı tam, öncelikle ne istediğini ve ne yapabileceğini bilen bir gençlikten gelecek için verim bekleyebilirsiniz. Bunun alt yapısını yerel idareler sağlamalıdır ki, gençlerden oluşan bir platform, bu platformun başında nitelikli ve görevlendirilen kişiler olmalı ve tekrar ediyorum, bu yine bizim kendi içimizden olmalı ki, memleketi en iyi anlayan o sınırlar içerisinde yaşanlardır. “Ne olacak abi bizim halimiz, birçok projem var ama ne yapacağımızı bilmiyorum?” diyen bir gençliğin bana ifade edişinde ilettiğim cümle aslında ne şekilde yol almamız gerekenin en nitelikli haritasıdır. “Öncelikle senin fikirlerin ve projelerinden Belediye başkanının fikri yok ise, kendi çabaların ve fikirlerin içerisinde düğüm olursun, nitelikli bir şekilde önce kendine inanmalısın, temeli inanç olan ve inançla yol alınan her işin sonunda mutlaka hayıra ulaşan bir sonuç yatar. Onun dışında fikirlerini kendine saklamak yerine gerekli idari amirlerine ileterek bir sonuca ulaştırabilirsin, onların tüm açık yüreklilikle seni dinleyeceklerine eminim. Sen yol, yordam bilmiyor isen gerekli yöntem belirlenerek zaten çözüme ulaştırılacak ve ne gerekirse yapılacaktır. İfadelerin insanların sana açacağı kapılardır, güzel ifade etmelisin.” dediğimizde gördüm ki bizlerim kişisel gelişim noktasında gerekli eğitimler verilmelidir.

Sonuç olarak; insanların ve özellikle yöneticilerin yaptıklarını kırıcı eleştirilerle yapmak yerine yapıcı bir hal tavır içerisinde memleket için yol alınmalıdır. Polemiğe girecek, tartışmaya açılacak yahut sorun oluşturacak söylemler yerine çözümler üretilmeli belki de bunun üzerinde kafa yormalıdır. Adil olunmaya çalışılan tavırlar yerle yeksan edilerek değil, takdir edilerek devamlılığı sağlanacak fikirler ve sözlerle desteklenmelidir. Serinhisarlılar Derneği tanıtım filmi hazırlamış, ne mutlu bir gelişme ki, darısı diğer derneklerimizin başına. Bu ve buna benzer çalışmalar memleketin içinde bu zamana dek söylediklerimiz dikkate alınmış olsaydı, kendi içimizdeki gençlerle birlikte birçok yarışmalara katılacak ve memleketi temsil edecek seviyede gençler yetiştirmiş olurduk. Görülüyor ki yıllar sonra da olsa bunun bilincinde olan insanların faaliyete geçip en azından kendilerini tanıtmak adına bir çabada bulunmaları memleket için sevindirici bir durumdur. Bu vesileyle başta İlker Özmen olmak üzere, desteklerini esirgemeyen tüm yönetim kurulunu ve Serinhisarlıları kutluyorum, bu çok güzel bir gelişmedir.

Gençler ile zaman zaman değerli idari amirlerimizin istişare etmeleri ve kabul günlerinin Cuma günü olması gerektiğini, böyle bir çalışma yapmalarının memleket açısında, halkın nabzının iyi tutulacağı bir çalışma olacağına inandığım için yapılması gerektiğini düşünüyorum, umarım ileri ki zamanlarda bu faaliyete geçecektir. Değerli yöneticilerimizin hiç birinizin belirttiğiniz fikirlerinizi, oluşturdukları komisyonlarla ve kriz masalarıyla, kendilerinin de bizzat iştirak ederek dinlememezlik edeceğini sanmıyorum.

Gençlerimizi geliştirecek, mesai saatleri dışında- çünkü hafta için ekmek davasında, okul yarışında gençlerimiz- hoş sohbet birlikteliklerle eğitim almaları için gerekenler yapılmalı yahut mesai saatleri içerisinde bile olsa eğitimlerde yer alacak kişilerin gerekli yetki ve izinlerle donanımlı hale getirilerek gerekli eğitimlerinin verilmesini sağlayacak çalışmalarda yer almaları sağlanmalıdır.

Gençlerin ruh hallerinin gelişmesini sağlamanın gelecek için ne kadar değerli olduğunu yeni fark edilmesi de sevindirici bir konudur. Serinhisar için, memleket adına tiyatro, şiir, sosyal faaliyetler adına yerel yönetimlerin faaliyete geçmek istemeleri ayrıca güzel bir çaba olarak desteklediğimi belirtmek istiyorum. Bu nedenle de adım atan tüm yöneticilerimize sonsuz teşekkür ederken, yıllarını bu uğurda hem eğitimleri ile hem de çabalarıyla kendini yetiştiren kişilerin sözlerine kulak vermeleri gerektiğine inanıyorum.

Buna benzer birçok çalışmaya imza atabileceğimizi tekrar belirtirken, memleketin insanının asla ve asla yalnız bırakılmaması gerektiğinin altını bir kez daha çiziyorum. Çünkü bir insanın acısından, halinden en iyi şekilde anlayanın ondan önce yaşayan başka bir insanın olduğu bir gerçektir. Daha güzel günlere yol alabilmek adına, birlikte üretmek, fikir birliği yaparken, inançlı nesillerin yetişmesine vesile kılarak, nitelikli bir gelecek için yeni neslinde kendine önce inanması gerekmektedir. Kendine inan ey geleceğim, kendine inan ey gencim, kendine inan ey neslim, kendine inan ey insan!

BAKİ EVKARALI

http://www.facebook.com/yazarbakican

İYİLİK HAREKETİ RESMİ SİTESİ

http://www.facebook.com/bakican

 
Toplam blog
: 121
: 758
Kayıt tarihi
: 13.03.14
 
 

1979 yılında Denizli'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Serinhisar ilçesinde tamamladıktan son..