Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '16

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kendine inan...

Kendine inan...
 

ınt


Zor şartlarla baş etmek zorunda kalan kişi içinde bulunduğu karanlıkla ışığı hayatına çağırır. Yaşadığı bu ateş gibi yakıcı deneyim, acı, ateşin ışığı gibi yaşamı aydınlatır. Yapılan yanlışlar doğrunun bulunmasına sebep olur. Yanlışlar yapılmadan doğruları bulmak belki imkansız ya da imkansız değilse bile doğruların değerini bilmemenize, onlara sahip çıkmamanıza sebep olur. 
 
Yaşam şimdiki anda yaşanır ve yaşamak en nihayetinde bir dizi şimdiki andan oluşmuştur. Ancak, şimdiki anda psikolojik olarak var olmak insanlar için oldukça zordur. Sıklıkla geçmişte ya da gelecekte yaşarız ve şimdiki deneyimlerimizi onlar hakkındaki değerlendirmelerimizle bulutlandırırız. Bunu yaparken de değerlendirmelerimizin deneyimlerle aynı şey olmadığını fark edemeyiz.
 
Yaşamda yaşadığınız utançlar, aşağılanmalar, hiç unutamadığınız ve kafanızda zaman zaman sanki şimdi yaşanıyormuşçasına hatırlanan zor deneyimler ders alındığı zaman bir daha aynısını yapmamayı seçmenize yarar.
 
Bununla ilgili kısa bir hikaye;
 
İki kere aramıştım açmamıştı telefonu. Bu sefer bir başkasıyla da konuşmuyordu. Telefon çalıyor, sonra meşgule dönüyordu.
 
Bir mesaj attım, sesini özledim ya da seni seviyorum diye değildi bu sefer.. Son kez aç, istiyorsan bir daha hiç açma diyebilmiştim. Çok geçmeden bir daha aradım; telefonu açtı. On, on beş saniye sustuk. - Neden? diyebilmiştim.
 
Ses vermemişti; Konuşacak yüzü olmadığından değil; anlatacak yalan bulamadığından kaynaklıydı. Yani ben öyle düşünmüştüm. - Neden,? diye yeniledim soruyu. Ağlamaklı olan ses tonu ile;
 
Özür dilerim, diyebildi sadece. O ana kadar, onun ağlamasına 3 kere şahit olmuştum. Ağlarken, boğazımda bir şeyler düğümlenir, konuşacak bir şey bulamazdım. Bu sefer ise, hiçbir şey hissetmiyordum.
 
Ne özürü ya? Ne özürü. Neden yaptın, ne eksiğim vardı? Neyim yetmedi sana. Ben okkalı bir tartışma, küfür kıyamet bekliyorken, o orada ağlamaklı ses tonuyla sadece ağlama sesini duyuruyordu.
 
Konuşmuyordu. Yüzü yoktu, ya da ben öyle sanıyordum. Ben devam ettim; - bu saatten sonra, hayatımda sen diye biri yok, öldürdüm artık seni gözlerimde. Neden yaptın? Yada neyse, söyleme. Bundan sonraki hayatında tamamen mutsuz olursun umarım. (defol gitten fazla canını yakmış olmalıydı ki ) telefonu kapattı.
 
Çok zaman sonra bir mesaj geldi Bir ton yalan dolan, özenle seçilmiş kelimeler, ve bir kelime 'AFFET' İşte o zaman, anlamıştım 'affet' diyen ölüyordu.?
 
Bu karşıt ile doğruyu bulmak değildir. Karşıt olandan kişinin içindeki yansımadır. Karşıtlıklar kişinin kendine tutulan aynalardır. Yanlıştan doğruyu bulmak yansıma değil, deneyimleyerek, öğrenme usulü ile gelişmektir. 
 
Yaşanan tüm zor şartlara, utançlara, yanlışlara ılımlı ve kabulcü bir yaklaşımla yanaşmak sonucunda doğrunun ışığı yaşama yayılır.
 
Farkındalıkta, düşünce ve duygular, reddedilmemekte, yargılanmamakta, bastırılmaya ya da onlardan kaçınılmaya çalışılmamaktadır. Olumlu ya da olumsuz bütün anlık yaşantılar kabullenilmekte ve serbest bırakılmaktadır. Böylece endişe, üzüntü, kaygı, öfke gibi olumsuz yaşantılara karşı tolerans kapasitesi de artmaktadır.
 
Ne kadar kaçarsak kaçalım, ne kadar hazır olursak olalım, gerçeklerle yüzleşmek her zaman zordur. Bazen en güzel günlerin geçmişte kaldığını fark ederiz, bazen aşkımızın sadece bize ait olmadığını, vücudumuzun zamana karşı koyamadığı gerçeğini anlarız, bazen de bütün çabalarımıza rağmen sevgiyi bulamayacağımızı. Hayallerimize kavuşmak için artık çok geç olduğunu görürüz, ya da en yakınlarımızla aynı hayalleri kuramadığımızı. 
 
Gerçekler hep ordadır, biliriz; yine de hep hazırlıksız yakalanırız. kimimiz katlanırız, kimimiz başa çıkamayıp vazgeçeriz...
 
Her sabah yollara dökülüp yol boyunca çeşitli cadde ve sokaklardan geçerek dokuzda işyerinde olmakla, akşama kadar çalışıp mesai bitiminde aynı yoldan eve gitmekle, ne kadar çalışırsan çalış ay sonunda aynı maaşı almakla, ücretli bir köleye dönüştüğünü anlıyorsan farkındalığın gelişmiş demektir. Yok eğer, kendini geleceğin efendisi olarak görüyor, bu koşullarda çalışma hayatını sana sunulmuş bir fırsat olarak düşünüyorsan, "bir gün benim de emrimde işçiler olacak" diyorsan liberalsindir.
 
Hayattan beklediğini bulamamış, denedikçe yanılmış, hayal kırıklığına uğramış kişiler olarak sahiptik bu fikirlere. Denemekten yorulmuş bir hale geldik tabi en sonunda da bu denemelerde de hep bir şeyler öğrendik. Öğrendiğimiz şeylerin başında da yalanlar geldi hep. O yalanları gördükçe daha da nefret ettik insanlardan, yaşam şekillerinden.
 
Farkındalık;
 
Yargısız bir şekilde
 
Şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla,
 
Dikkatinizi toplayabilmektir (John Kabat)
 
 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..