Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '08

 
Kategori
Kentleşme
 

Kentler, otomobiller için mi yoksa insanlar için mi tasarlanmalı?

Kentler, otomobiller için mi yoksa insanlar için mi tasarlanmalı?
 

- Bu soruya verilecek cevap tabii ki insanlar için olacaktır. Özellikle büyük
kentlerde yaşayan insanlar, kentin içinde dolaşırken çok sayıda otomobil ve otoparkın var olduğunu göreceklerdir.

- Bir yerin yaşanabilirliğinin en iyi tek göstergesinin PARKLARIN, OTOPARKLARA oranı, bu oran bir kentin insanlar için mi, yoksa otomobiller için mi tasarlandığının bir göstergesidir.

- 1900 Yılında kentlerde yaşayanların nüfusu 150 milyondu. 100 Yıl sonra 2000 yılında bu rakam 19 kat artışla 2, 8 milyara ulaştı. 2008 İtibariyle nüfusun yarısından fazlası kentlerde yaşar hale geldi. Bugün nüfusu 10 milyonu aşan mega kentlerin sayısı 20 yi aşıyor. Mesela, Tokyo 35 milyon, Kanada'nın toplam nüfusundan fazla insan yaşıyor. Meksiko'nun 19 milyonluk nüfusu
Avusturalya'nın neredeyse tamamına eşit. Newyork, Sao Paulo, Bombay, Delhi, Şanghay, Kalküta ve Cakarta digerleri.

- Bu kentler büyük sorunlar yaşıyor. Bazı kentlerde öylesine kirli ki, nefes alırken solunan zehir, günde 2 paket sigara içmeye eşdeğer oluyor. ABD'de işe gidip, gelenlerin, trafiği tıkadığı sokak ve otoyollarda harcadığı saatler her geçen yıl uzuyor, ve gerilim tırmanıyor.

Bu sorunlar karşısında, yeni bir kentcilik doğuyor, çevreci Francesca Leyman'ın tanımıyla yeni kentcilik; " Kentlerin otomobiller çevresinde değil, insanlar çevresinde tasarlandığı bir çağın geleneksel kentsel planlama sistemini yeniden canlandırmaya çalışan"bir planlama felsefesi.

Modern kentsel dönüşümlerin en çarpıcı örneği Bogota- Kolombiya'da yaşandı. Belediye Başkanı Enrique Panalosa, 1998 de göreve geldiğinde, otomobil sahibi olan %30'luk kesim için değil, otomobil sahibi olmıyan %70 çoğunluk için neler yapabileceğini düşündü.

Çocuklar ve yaşlılar için hoş bir ortam sunan kentin herkezi mutlu edeceğini, insanlar için tasarlanmış bir kent hayali doğrultusunda, kentsel yaşamın kalitesinde bir dönüşüm yarattı.

Otomobillerin, kaldırımlara park etmesini yasakladı. 1200 Park oluşturuldu veya yenilendi. Otobüs merkezli hızlı ulaşım sistemi kuruldu. Bisiklet yolları ve yaya yolları yapıldı. Trafik tıkanıklığı %40 azaltıldı. 100 Bin ağaç dikildi. Yerel halk mahallelerin iyileştirilmesinde ki sürece dahil edildi. Kentin 8 milyon sakininde yurttaşlık gururu yarattı.

Genel anlamda yüksek kaliteli yaya alanları ve özellikle parklar gerçek demokrasinin işlediğinin kanıtıdır.

ÇÜNKÜ PARKLAR VE KAMUSAL ALANLAR İNSANLARIN EŞİT OLARAK BİR ARAYA
GELEBİLDİKLERİ TEK YERLERDİR.

Parkların lüks olarak görülmemesi, aksine " yollara otomobil alanlarına, parklardan ve çocuklara yönelik açık alanlardan çok daha fazla kaynak ayrılıyor".

Bu yeni kentsel felsefeyi benimseyen , dünyanın her yerindeki hükümetlerin planlamacıları otomobiller için değil insanlar için kentler tasarlamanın yollarını deniyor, arıyor.

Otomobiller hareket özgürlüğü sağlıyor, fakat kentleşmekte olan dünyada otomobil ile Kent arasında doğal olarak bir çatışma yaşanıyor. Otomobillerin sayıları belli bir noktayı aştıktan sonra, hareket kabiliyeti değil, hareket kısıtlığı getiriyor.

Raylı sistemler, otobüs hatları, bisiklet yolları ve yaya yollarının birleşiminden oluşan kentsel Ulaşım Sistemleri, hareket kabiliyeti, ucuz ulaşım ve SAĞLIKLI BİR ÇEVRE AÇISINDAN en iyi seçenekler olarak karşımızda duruyor.

Sanayileşmiş yada gelişmekte olan ülkelerdeki kentlerde yaşayanlar, otomobil ile kent arasında içsel bir anlaşmazlık olduğunu daha iyi görüyorlar. Otomobillerden kaynaklanan hava kirliliği, yüzlerce kentte büyük sağlık sorunları ortaya çıkarıyor. Otomobillere göre düzenlenmiş kentlerde bir başka sorunda, Psikolojik Zarar; doğal dünya ile olan bağlantının kopması. Doğa ile temas kuramıyanlar, psikolojik sorunlar yaşıyor ve bu yoksunluk sağlık üzerinde ölçülebilir düzeyde bir gerilemeye yol açıyor. ( Harward Üni.biyolog E.O.Wilson)

Ekopsikoloji dalında Önemli isimlerden, Theodore Roszak, Pennsylvania'daki bir hastanede farklı iyileşme süreleri üzerine yapılan bir araştırmada, odaları çimen, ağaç, çiçek ve kuşlarla dolu bahçelere bakan hastalar, otopark manzaralı odalarda kalan hastalardan daha hızlı bir şekilde iyileştiklerini tesbit ediyorlar.

Dolayısiyle amaç, toplu ulaşımı kentsel ulaşımın merkezine oturtmak, caddeleri yaya ve bisiklet kullanımına açmak, OTOPARKLAR yerine parklar, çocuk parkları ve oyun bahçeleri açarak insan sağlığını düşünmek, bir yerdende carbon emisyonlarını ve hava kirliliğini azaltan bir KENT yaşamı sunabilmak...

 
Toplam blog
: 465
: 1550
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Çevreye saygı, insanlık görevi olarak algılanmalıdır. Bankacılık ve finans yöneticiliği  uğraşım ..