Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Keşke ne istediğini bilseydin!

Yeni duyduğu her sese, hissettiği nefese kapılıp gidiyor yaralı yüreğim. Boşluk öyle derin ki gelen herkesi sorgulamadan kucaklıyor ellerim. Yine kapıldım gidiyorum bilinmezliklere. İçimdeki acabaları rafa kaldırdım. Ünlemlerle çatışan beynim, bir yandan da özlediği duyguları hissedebilmenin telaşı içinde. Aşk denen şeyde mantık yok diyor birileri. Ne hissediyorsan yaşa, peşinden git duygularının kaçma.  Fakat düşündükçe, gerçekçi yaklaştıkça, hissedemiyor ki insan ve korkarak ket vuruyor duygularına. İnanmakla inanmamak arasında gel git yaşıyor. Çünkü duyguları nasırlaşmış ruhsuz bedenler etrafta öyle çok ki. Belli etmeseler de çoğunun yüzüne yapışmış sevgisizlik.

. . . . .

Samimiyetten uzak, aradaki tüm mesafeleri bir anda kaldırabilecek içten gelen bir tebessüme yabancı senin bakışların. Ne istediğini bilmeyen tutarsız bir tavır var sözcüklerinde. Kalbim bunları hissettiği halde yabancılığına ortak olabilmek için çaba sarf ediyor. İnanmak istiyor beklide dudaklarından dökülen kelimelere. Hani bazen yalan olduğunu bilirsin ama kendini kandırmak istersin ya işte öyle bir duyguydu hissettirdiklerin.

. . . . .

İnsan emin olmadığı kararları neden alır ki niçin adım atar? Karşı tarafın yüreğinde bir yer arar kendine. Anlamlı olmak ister, aranmak sorulmak önemli hissetmek ister kendini. Emek olmadan yemeği düşünür. Hem isyan eder alamadığı karşılığı görünce, hem de sen bilirsin diyerek kolayca pes eder kendince. Hissediyorum dediklerin bu kadar basit mi? Madem pes edip gideceksin bu kadar süslü söz niye? Söyle sevgili bu bencillik değil de ne?

. . . . .

Yaşadığı güvensizlikleri attığı her yeni adımda cebinde taşırsa insan, yelken açamaz koşulsuz sevmelere. Çünkü önyargılarla bir yere varamaz aşk. Göz göze geldiğinde insanın içini ısıtmayı başaran o bakışlar, bir süre sonra sen farkında olmadan uzaklaşmaya başlar bakışlarından.  İşte o zaman anlarsın kaybedilen zamanın telafisi olmadığını. Söyleyemediklerin için pişman olursun. İçinde taşıdığın anlamsız kaygıların ne kadar da önemsiz olduğunu düşünürsün düşünürsün de iş işten geçmiştir artık. Cevabını bulamadığın sorular yüzünden günler geceler boyunca uyku uyuyamazsın. Oysa bir zamanlar soru işaretlerini gidermek için onca zamanın olduğunu bilerek kahrolursun. Şimdi konuşmak istersin ama konuşamazsın ve kendini öyle çok yalnız hissedersin ki haykırmak isterken yine susarsın susarsın  susarsın. Çünkü kaybetmişsindir.

 
Toplam blog
: 12
: 610
Kayıt tarihi
: 25.05.12
 
 

Pınar Elmas 6 Mayıs'ta İzmir'de doğdu. İzmir Karşıyaka Lisesi'nden sonra eğitimini Kocaeli Üniver..