Keşke Şevval'de olsaydınız..

Çekim yapılan stüdyonun giriş kapısından sade vatandaş gibi giriş yapmaktayken yoğun kalabalığın arasında göz göze geldik.

Önce merhabalaştık  tokalaştık, sıcak gülümsemenin ardından "Okudum yazınızı, güzel şeyler yazmışsınız hakkımda, teşekkür ederim" dedi ve o kulisne, bizler seyirci salonuna geçtik.

Salon tıklım tıklım doluydu.

Aşık Yetimi'ye ait "Dostlar merhaba" eserini yorumlayarak açtı yeni sezon "Şevval Sam ile" adlı programını.

Yunus'la devam etti, "Gel gör beni aşk neyledi" dedi..

Alaturka şarkılarda seyirci ile birlikte seslendirdi geçmişte yürek yakan eserlerle. Hele bir tanesi vardı ki, beni fena yakaladı.

"Elbet bir gün buluşacağız" dedi ve beni Lise yıllarıma götürdü.

O eserle başlamıştı Selma ile aşkımız Okul korolarında. Sahneye çıkışımda ilk o eseri okurdum ta Lise'yi bitirene dek. O evlendi başka birsi ile, biz hala bekar kaldık.

Bunu bana yapmayacaktın Şevval!

Neyse, dönelim programımıza..

Arabesk eserleri yorumlarken de farklıydı sevgili Sam. Gripal rahatsızlılığına rağmen oktav'ı son derece yüksekti.

Karadeniz türkülerinde zaten her zaman number one!

Programın sonunda, memleketim Rize/Ardeşen yöresine ait etnik Laz türküsü "Tulimciyi koydiler da canli canli mezara" adlı eseri yorumlarken tıpkı bir Laz kızı gibiydi.

Şevval Sam; Türküleri, Deyişleri, Alaturkaları, Arabeskleri ve etnik müzikleri yorumlarken bizlere zengin bir yorumcu olduğunu kanıtlıyor. Zira "Ben her tarz müziği okuyorum" diye de kendisini farklı gösterme çabası içinde olmuyor.

Şevval, yorumlamaktayken unutmuş olduğu sözlerde de kendisi gibidir. Doğal ve samimi dir. Sanıyorum bu kadar sevilmesinin nedeni de doğallığıdır diye düşünüyorum.

Yakında çıkaracak olan "Tango" adlı albümünü, unutulmuş tüm güzel kelimelerle süslüyor ve başarıların devamını diliyorum.

Sevgiler Şevval..