KEY için Başbakanın bürokratı ne dedi?

Merhaba değerli okurlar,

Ülkemizde siyasetle uğraşanların, istisnaları bir tarafa bırakırsak büyük bölümü, ne yazık ki siyaseti GÜÇ VE PARA KAZANMA UĞRUNA, BİR YALAN SÖYLEME SANATI olarak görmektedir ve milletin gözünün içine baka baka YALAN SÖYLEMEKTEDİR.....

Siyasilerin bu yalancılıklarını yüzlerine vurarak, onları utandırmaya ve dürüst olmaya sade vatandaş olarak devam ederken, bir kaç gün önce Sayın BAHÇELİ'den Sayın Başbakana çok çarpıcı ve ağır bir itham geldi......

Evet Sayın BAHÇELİ, aksi söz konusumudur bilinmez ama, DOKUNULMAZLIĞI KALDIRACAĞIZ sözünü yiyerek milletine yalan söyleyen Sayın Başbakanı, bu kez de, NAMUSLU OLMAYA davet etmiştir.......

Sayın Başbakanın bu ithama nasıl yanıt vereceğini bilemeyiz ama, Sayın BAHÇELİ, bu uslübu ile sanki kantarın topunu biraz kaçırdı gibi......))))

Evet değerli okurlar,

Siyasiler, teşbihte hata olmazsa yukarıda birbirleriyle, kendileri için mi yoksa vatandaş için mi olduğu tartışılabilir nedenlerden dolayı, depişe dursunlar, alt tarafta vatandaşın ekonomik sorunları inanın hiçbirinin umurunda değil.....

Onlar, iktidar olabilmek için, milletin gözünün içine baka baka yalan söylerlerken, bu yalan söylemleri doğal olarak bir virüs gibi bürokratlarına da sirayet etmiş gibi gözüküyor......

Siyasetçiler içerisinde günümüzün en son ve en göze batan YALAN SÖYLEMCİSİ, Millete DOKUNULMAZLIĞI KALDIRMA sözü vermesine ve aradan 7 yıl gibi süreç geçmesine rağmen, bu sözüne sadık kalmayarak onu yerine getirmeyen ve yalan söylediği alenen ortada olan Sayın Başbakanımızdır.....

Sayın Başbakanımızın bu yalanı zaten ilk değildir, olasıdır ki son da olmayacaktır.......))))

Şaibeli işlere adı karışanlarla yollarımızı ayırırız, yoksulluğu, yolsuzluğu önleyeceğiz, kriz teğet geçecek tarzındaki, gerçekleşmeyen söylemleri hep hafızalarımızdadır.......

Peki, Ülkemiz Başbakanının yukarıdaki örneklerle somutlaşan yalan söylemlerini bir tarafa bırakırsak, Onun bürokratları doğru konuşur mu diye aklımızdan bir soru geçebilir......

Evet burada da istisnaları bir tarafa koyacak olursak, arabanın ön tekeri nereye giderse arka teker de oradan gider diyerek elbette doğruyu konuşmaz dememiz gerek......

Bunun en son örneği, KEY ödemeleri hakkında basında yer alan, tasfiye halindeki Emlak Bankası'nın Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Zeki Sayın tarafından yapılan açıklamadır......

Basında yer alan bilgilere göre, tasfiye kanunu gereğince hiç bir şekilde adlarına para yatırılmayanlara ödeme yapılmıyormuş......))))

Kanun gereği öyle olması gerekiyor da, acaba uygulama öyle mi yapıldı, asıl önemli olan budur......

Bence öyle yapılmadı Sayın Yönetim Kurulu Başkanı......

Evet, Sayın Yönetim Kurulu Başkanı......

Kimbilir o yapılan ödemeler içerisinde benim bildiklerimin dışında daha hak etmeyen kimlerin vatandaşlık hesap numaralarına ne paralar aktarıldı.......

Hiç hak etmeyen yandaşlara, yakınlara, akrabalara da KEY adı altında ödeme yapılmış olabilir mi?

Bu TBMM'si açıldığında bir soru önergesi ile Sayın Başbakana ya da ilgilisine sorulabilir......

Bu konuda Sayın Başkan kabul ederse, ben de onunla bir iddiasına girmek isterim ......))))

Mesela, Sayın Başkan için sembolik bir rakkam örneğin 10.000 TL'sine, ya da önereceği bir rakkama .......

Bunun karşılığında, hak etmeyen bir vatandaşın Size her türlü bilgisini vereyim........

Gözünüz yiyorsa Sayın Başkan, buyrun hodri meydan......))))

Haberiniz var ya da yok bilinmez ama, kimbilir onun gibi daha nicelerine KEY adı altında ödeme yaptınız ya da yaptırdınız.......

Şimdi de, 6 milyona yakın gerçek hak sahiplerine gelince, tarih veremeyiz diyebiliyorsunuz......

Allah bilir ya, kaç kişinin hesaplarının incelendiğinden bile haberiniz yoktur....))))

İsterseniz, bürokratlarınıza bir sorun ve kaç kişinin hesaplarının incelenerek sonuçlandırıldığını kamuoyuna açıklayıverin.......

Bunun yanında o incelenenlerin paralarının ödenmesi için de hükümet nezdinde bir girişimde bulunun, yapabilirmisiniz bilemem?

Pek sanmıyorum, çünkü, sanırım Size sadece bu kadarlık bir açıklama yapma yetkisi verildi.....))))

Sayın ZEKİ SAYIN, konulara tam vakıf olmadan, büyük lokma yiyebilirsiniz ama, büyük laf etmemelisiniz......

Bunun yanında, basınımızda yer alan, Bağkur, Emekli Sandığı ve defterdarlıklar, güncellenen listeyi kuruma süresinden önce gönderirken, sadece SSK'nın 1, 5 milyona yakın itirazın değerlendirme sürecini tamamlayıp hesaplanması için teslim etmemesi konusu ise, manidardır.......

Yine dikkat çeken bir diğer husus ise, çuvallar dolusu evraktan söz edilmesi......

Bu bana çok komik geldi, çünkü, tüm bilgiler, bilgisayar ortamında hazırlanıp gönderilmiyor mu?

Diğer tüm kurumlar böyle yapmadı mı?

Ama işin içinde başka işler var, paranın ödenmemesi için KILIF HAZIRLAMAK GİBİ......))))

Malum ya kriz var......

Hazinede para Allah çok versin deriz ya , o cinsten.......

Onun için de bu işi birisi üstlenmeli diye düşünülmüş ve olmalı ve .......

İşte o da bulunmuş......

Adı, SSK.....))))

Eğer ki yukarıdaki ifade edilen düşünceler doğru değilse, Sayın Başbakan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, görevini savsaklayarak, 4, 5 milyon hak sahibinin hakkının verilmesini geciktiren SSK Genel Müdürü hakkında soruşturma başlatması gerekmez mi?

Normalde olması gereken bu ve hatta, SSK'nın beceriksizliği nedeniyle, incelemelerinin tamamlandığı anlaşılan 4, 5 milyon hak sahibinin alacağının da bekletilmeyerek, bu insanların listelerinin hazırlanarak ödeme emrinin verilmesi icap eder........

Ama işin aslı hazinede bu iş için para bulunmaması.......

Onun için de, ne SSK Genel Müdürü hakkında bir işlem yapılır, ne de incelemeleri tamamlandığı anlaşılan 4, 5 milyon umuda yolculuk içerisinde bekletilen insanların KEY PARALARININ ÖDENMESİ İÇİN talimat verilir.......

Sonuç mu, AKP İktidarı ile atadıkları bürokratların futbol dansı ve işte AKP'NİN ADALET ANLAYIŞI.......

DOKUNULMAZLIKLAR, ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK SORUNUDUR. ONUN İÇİN DE, SINIRLANDIRILMASI ELZEMDİR.