Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Kıbrıs; yavru vatan mı gözde cariye mi...

Kıbrıs basını şokta... Yıllardır sürüp giden odalık-efendi ilişkisi önemli bir yara aldı... 

Artık ne "yavru vatan" ne de "anavatan" söylemlerinin örtemeyeceği bir süreç yaşanmaya başladı... Kıbrıslılar yıllardır kendilerine reva görülen aşağılamalara iıişkin tavrını net ve aleni olarak dile getirmeye başladı... 

Gerek kuzey, gerekse de Günek kesimi Türkiye ve Yunanistan arasında bir iç politika malzemesi olarak kallanılıp durdu... Ekonomik ve sosyal olarak iç politikada tıkanan iktidarlar hemen Kıbrıs ve Ege kartlarını masaya sunarak vatandaşın dikkatlerini dışarıya yöneltip kendilerini rahatlatabiliyorlardı... 

Bugünse AB politikaları çerçevesinde yeni bir sürece girildi... Güney Kıbrıs AB'ye girdi ve artık arkasına önemli bir gücü yığdı... AKP açısından bu yeni süreç hiç de belirsiz ve karanlık değildir... Kıbrıs'ta Rum kesimi tanınacak, bunun karşılığında AB süreci açılacak... 

Fakat yılların Kıbrıs politikasında böylesi ani dönüşümler öylesine kolay olmuyor... 

Bunu yapabilmek için belirli ayarlamalar yapılmalı ve özellikle zamanlamasına dikkat edilmeli... 

Öncelikle iktidar değiştirilerek halkın tepkileri belirli bir süre için kontrol altında tutuldu... 

Alttan alta da Rum Kesimi'ni tanımanın adımları atıldı bile... Bu adımlar belli bir noktaya getirildikten sonra ise açıktan tanıma ve AB politikalarına tam entegrasyon programı tamamlanmış olacak... 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le başlayan "olabilir" anlayışı artık iyice açıktan atılmaya başlandı... Biz Türkiye'de yaşayanlar açısından bu süreci yakından takip etmek mümkün değil... Medyada yayınlanan haberler ve tartışmalar da ancak belirli bir kesimle sınırlı kalıp, entelektüel fikir alışverişinden öteye geçmiyor... Kıbrıs halkı bu süreci daha yakından yaşıyor ve gelişmeleri daha yakıcı olarak hissediyor... 

Tepkilerin sıklığı ve sertliği bu hissetmenin sonucudur. 

Başbakandan gelen tepki ve açıklamalar ise ister "Anavatan"da ister Kıbrıs'ta yaşasın; milli onur ve milli gurur sahibi her birey için kabul edilemez bir aşağılama anlamına gelmektedir... 

Bu aşağılamanın ilk adımı ise Kıbrıs halkını küçük bir çocuktan farksız görmediğinin örneği... 

Protesto gösterilerine katılanların Rum tarafıyla sıkı-fıkı olan kesimler tarafından organize edildiğini söyleyiverdi... 

Böylece Kıbrıs halkını ikiye bölerek, uygulayacağı politikalarını daha rahat hayata geçirmenin hesaplarını yapıyor... 

Bundan daha ağır hakaret ise yine başbakan'ın ağzından geldi... Erdoğan KKTC Cumhurbaşkanıyla görüştüm diyor... Ben bu katılanları kameralardan tespit ederek tutklamalısınız dedim... O da bunların bilindiğini-tanındığını söyledi... O zaman neden hesap sormuyorsunuz dedim diyor... O kadar yardım ediyoruz bu nankörlüktür diyor... 

Bakar mısınız şu tabloya bir tarafta bir Cumhurbaşkanı, diğer tarafta bir Başbakan... Ve Başbakan, Cumhurbaşkanı'na talimat veriyor... Peki bu gücü nereden alıyor?.. Yaptığı yardımlardan, verdiği paralardan.... 

Ve elbette aldığı yardım ve paralarla politika yapıp iktidara gelenler de statüsü ne olursa olsun el-pençe divan duruyorlar... Yaptığı açıklamalarda kendisini ulusalcılıkta rakipsiz olarak lanse eden sözde Cumhurbaşkanları bunlar... Emredersiniz amirim diyorlar... 

Rauf Denktaş'ın yıllardır ağzına pelesenk ettiği bir söylemdi... Kendi torununun Avrupa'da serbest dolaşım hakkı uğruna Rum Kesimi'nden Kıbrıs Pasaportu almasının ardınan büyük bir aymazlıkla "ne olmuş... O talebe... İhtiyacı vardı" diyerek pişkince konuşması hatıralarımızda hala tazeliğini koruyor... 

Bu tablo sonucunda kim Kıbrıs Türk Liderleri için bağımsız-onurlu politikacı diyebilir... 

Yaşananların ortaya çıkarttığı tek bir gerçek vardır... Bir tarafta amir-memur ilişkisi ile yönetilen bir halk... Cumhurbaşkanı değil de Vali olarak çalışan bir şahıs.... 

Başbakan çağırıp fırçalıyor, tokatlıyor; ardından cebine üç beş kuruş koyup yolluyor "yavru vatan"a.... 

Tek hayalim ise Kıbrıs konusunda Kıbrıs halkının taleplerinin ön planda tutularak harekete geçilmesi... 

Hayal bu ya... 

 
Toplam blog
: 5
: 589
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Lise mezunuyum. Son çalıştığım işyerinin kapanmasından dolayı köşe yazarı olmaya karar verdim. İşte ..