Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '10

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Kırılma Noktası

Kırılma Noktası
 

Kırılma Noktası


Türkiye için bir dönüm noktası olarak görülen referandumda son dönemece girildi.

Aylardan, haftalardan sonra nihayet artık referandum için günlerden bahsediliyor.

Bu günler de her geçen gün azalıyor.

Artık saatlerle ifade edilebilecek son döneme giriliyor.

Referandum günü ve saati yaklaştıkça söylemler daha bir sertleşiyor.

İthamlar daha bir ağırlaşmaya başlıyor.

Artık meydanlarda söylenen sözlerin sertlik dozu da gittikçe artıyor.

Tam bir kırılma noktası yaşanıyor.

Her kesim, her düşünce kendi fikirlerini daha çok yaymak için olabildiğince mücadele ediyor.

Bunu yaparken de çoğu zaman kimin ne dediği de karanlık bir nokta halini alıyor.

Kutuplaşma hali sadece liderlerde ya da partilerde değil.

Artık sendikalarda, sivil toplum kuruluşlarında, kanaat önderlerinde, birçok kesimde büyük bir kamplaşma var.

Ve bu kamplaşma üç farklı kutup oluşmuş durumda.

Birinci kanat “evet” kanadı.

Toplumun farklı kesimlerinden topluluklar, şahsiyetler, sivil toplum kuruluşları referandumdaki oyunu “evet” olarak ilan etti.

Kimileri bunu dile getirirken demokratik söylemlerle dile getirdi.

Kimisi ise karşıt düşünceyi tamamen:

Darbeci,

Değişimin önünde duran,

Vesayet sistemini devam ettirmek isteyen bir cenah” olarak değerlendi.

İkinci kesim “hayır” kanadı.

Bu kanattakiler ise referandum paketindeki değişiklikler için:

“AK Parti yargıyı ele geçirmek istiyor,

Devlet bölünecek,

İstikrarsız bir dönem başlayacak,

AK Parti kendini yüce divandan korumak için kendini sağlama alıyor,

Devleti ele geçirmek istiyorlar” gibi iddiaları öne sürdüler.

Üçüncü kanat ise “boykot” kanadı.

Bu kesim de:

Hükümet, Kürtler için bir şey yapmadı,

Seçim barajı indirilmedi,

Kürt sorununun çözümü için adımlar atılmadı.” gibi nedenleri öne sürdüler.

Tüm bu tartışmalar ve iddialar dile getirilirken, başkasını tanıma, başkasının fikrini de dinleme ve buna saygı duyma olgusu hep göz ardı edildi.

Ve en önemli nokta ise; özellikle muhalefet cephesi başta olmak üzere referandumda oylanacak olan maddeler hep göz ardı edildi.

Referandum sürecinde asıl tartışılması gereken, bu değişikliklerin neler getireceği veya neleri götüreceği olmalıydı.

Ama referandum süreci boyunca yine özellikle muhalefet cephesi; hükümete her konuda eleştiriler yöneltti, her konuda konuştu; fakat referandum maddeleri üzerinden sağlıklı bir tartışma yürütmedi.

Karşı cephede yer alanlar bu 26 maddenin neler getireceğini veya neleri götüreceğini pek de anlatmadılar.

Muhalif siyasiler meydana indiği zaman; bu madde şu değişikliği yapacak, şu madde fayda sağlayacak, şu madde zarar verecek demediler.

Böyle yapılmadığı için de referandum sürecinde anayasa değişiklik paketi göz ardı edildi.

Tam bir genel seçim havasına büründü her şey.

Süreç böyle işledikçe de kamplaşmalar boy gösterdi ve gelişti.

Her şey öyle bir hal aldı ki referandum dışında her şey konuşulur oldu.

Halbuki olması gereken bu olmamalıydı.

Sonuçta ortada bir referandum var ve bu referandum ile getirilmek istenen değişiklikler söz konusu.

Asıl tartışılması gereken de bu olmalıydı.

Bu yapılabilseydi, belki de toplum bu kadar kamplaşmayacaktı da.

Belki de birbirinin fikrine tahammül edemeyen böylesi bir ortam oluşmayacaktı.

Artık az bir zaman kaldı.

Referandum konusunda da artık herkes kararını vermiş gibi görünüyor.

Pazar günü sandıklar kurulduğu zaman herkes kendi vicdanının sesine göre amel edecektir.

Ama dileğim referandum sonrasında da bu kamplaşmanın devam etmemesidir.

Ve artık her şeyin normal seyrinde devam etmesi en büyük temennimdir.

Yazı Link: http://www.muratvarol.com/modules.php?name=News&file=article&sid=271

Web Sitesi: www.muratvarol.com

 
Toplam blog
: 16
: 619
Kayıt tarihi
: 27.04.10
 
 

1985 yılında Bingöl'de doğdu. İlkokulu yaşadığı köyde okudu. Ortaokula Bingöl İmam Hatip Lisesi'nde ..