Kırmızı mini elbiseli güzel kadın!

Kırmızı elbiseli, genç ve güzel bir kadının fotoğrafı vardı dün; sedye üzerinde denizkızı cazibesinde fotoğraflanmıştı…

Pek şıktı…

“Üşüdüm” demiş, haber altında yazdığına göre, yazık, bir mont dahi verilmemişti henüz demek basıldığında deklanşöre…

Tahminen diz üstü bir karış olan kırmızı elbisesinin etekleri de kıvrılmamıştı demek sedyeye yatırılırken; ya da birileri mi düzeltti?

Yazık ama, düzeltene kadar üstüne bir mont verselerdi ya…

İzmir’in Kordon’unda yüzmeye kalkışmış bu kırmızı elbiseli kızımız gecenin bir vakti; intihar ettiğini sanmış denizde onu öylece görenler, meğer içkiliymiş!

İlle de yüzmek istemiş kış gününde!

Yaa, şişede durduğu gibi durmuyor meret!..

******

Hah işte, haber altında aynen böyle yorumlar: İçki ne kadar zararlı! Yasaklansın!

İlginç tabii ki; hani Çeşme, Foça’da falan olsa bu durum, hadi derim, belki de olmuştur, lakin Kordon’da İzmirlilerin, kendimi bildim bileli, denize girdiği vaki değildir!

Hal böyle olunca, bir de tabii son yıllarda edindiğimiz bir “acaba” kuşkusu otomatik olarak ortaya çıkınca, beynim tık tık tık tarıyor; cıks, ne kadar sarhoş olsa da bir İzmirlinin yapacağı iş değil!

Trak trak trak taramaya devam ediyor beynim, hard disk gibi, ikinci bir taramada biraz zorlanıyor da, ses değişimi ondan; vallaha ben bu kadar kuşkucu değildim, kafama balyozlar indiğinden beridir bu hallerim!

“Hadi be!” diyorum taramanın bittiği yerde, sahiden, tam da bir gün önce İzmir’de çağdaşlığın formülü çıkartılmıştı!

Çağdaşlık = İçki + Seks!

İnanmayanlar mı vardı?

Ahanda alın size sarhoşken kışın yüzmeye kalkışan kız, elbisesi diz üstü, hem de kırmızı!

Tork, tork, tork… Üçüncü taramada hard disk hepten zorlanıyor, tabii insan beyni olunca tarama sonuçlarından ötürü de “Hork?” diye bir tepki veriyor! “Hork” açılımı: Hadi bee! Olamaz! Rezalet çıkar! Kaygılandım bak şimdi vallaha!

İzmir’i türbanlı, ful makyajlı, alta kot pantolon, üstte uzunca lakin dar tunik, edalı, işveli, ille de türbanları ile saç arası kontrast renkte bant ile bezeli hanım kızlarımız kalabalık yürüyüş şeritlerini ilk bastığında bir rivayet de yayılmaya başlamıştı ki, o zaman da “hork!” demiştik!

İzmir’in Kordon’unda, Karşıyaka’sı, Güzelyalısı’nda bu kıyafet ile gezmenin günlük getirisi 50 Tl...

Finansörü ise adı lazım değil bir partiymiş; o günün şartlarında 50 Tl gayet iyi bir rakamdı, şimdi zamlanmıştır muhtemelen, zam oranı tefe-tüfe oranlarına falan da endeksli değildir tahminen!

******

Konuyu toparlarsam, hiçbir İzmirli kız “tıksırıncaya” kadar içse de, Kordon’dan denize girmeye kalkışmaz!

Foça’da olsa anlarım, anılarının peşinden denize dalmıştır; bunca yıl hiç birimiz Kordon’dan, Konak’tan denize girmeye kalkışmadığımıza göre…

Tıksırıncaya kadar içse bile insan, beyin işlevini anlık yitirse dahi, hani en kötüsü, yürek en son pes edendir!

Çeşme’de olsa anlarım, yüreğinde bir yangın vardır; Kordon’da, Konak’ta denize giren yok ki sarhoş olduğunda kendini serin sulara bıraksın, ya da peşinde koşsun anılarının…

Yok, böyle bir deneyimi hiç yok İzmirli kızların, dışarlıklı olanları, dışarıdan destek alanları bilemem!

******

Mesela, Bayraklı, Kadifekale son yıllarda çok farklı konuşlandı; İzmirli yok neredeyse ikamet eden desem, pek de abartı değil!

İşin tabii ki bir de son belediye seçimlerinde yaşanan hali var ki; şıppadanak ilçe sınırları değişivermişti!

******

Kırmızı elbiseli kızın haberiyle birlikte İzmir’de alkolün gencecik insanlar tarafından, hatta genç kızlar, kadınlar tarafından ne kadar çok tüketildiği, alkolün güzelim kızı ne hale getirdiği, insan hayatının ne önemli olduğu, kendini korumasını bilemeyenin devlet tarafından korunmasının ne gerekli, ne insancıl, ne takdir edilesi, alkışlanır, desteklenir olduğunu vurgulayan bu haberin tam da talihsiz; şahsen işin kibarlığı bence “talihsiz” demek, “densiz” demek tam yerine oturur, demeçten sonra vuku bulması düşündürücü!

******

Haber başlı başına minik bir haber, aynen öncekiler gibi…

İzmir de mesele değil!

Savunma ve kanıtlama çalışmalarıdır dikkat çekmek istediğim!

Maalesef, her yol mübah! Onlara!

“Onlardan” değilsen, taş düşsün kafana!