Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '21

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kırmızı Odadan Ne Öğrendik?

Kırmızı Oda’dan ne öğrendik?

 

Kırmızı Oda dizisini izledikten sonra hepimiz birer psikolog olduk. Her şeyi biliyoruz üstelik. Nereden mi? Eee gördük ya, izledik. Yorumladık. Ve haliyle de anladık.

Yok canım öyle değil.

O sütün üstündeki kaymak.

O koskoca bir evin üstündeki baca veya çatı.

Hatta ve hatta ara bir nefes almak.

Bu kadar kolay olabilir mi?

Geleceksin, konuşacaksın - konuşacaksın. Karşındaki vah – ay – iyisin – güçlüsün – yaparsın – haydi git haftaya bekliyorum. Haftaya yine aynı. Oh be doktor hanım geldim anlattım rahatladım.

Mesele anlatarak rahatlamak mı?

İyide canım arkadaşın yok mu senin, dostun da mı yok. Hiçbiri yoksa evinde boş bir odamı yok. Dahası banyonda bir ayna da mı yok. Geç karşısına konuş -  konuş rahatla. Hooop iyileştin.

Tabi bu işin şaka kısmı.

Asla böyle değil.

Araştırın lütfen, sorun, derinliklerine inin. Dedim ya bu minisi, daha bir anlaşılır hali. Hepimiz en azından şunu öğrendik her derdin çaresi var. Ruhsal sıkıntılarımızda tedavi olur. Kabuk bağlamış yaralarımız tımar edilir ve şifalanır.

Sıkıntılarınız var, hekime baş vuruyorsunuz. Bu oldukça normal. Bu işin uzmanları yani Uzman psikologlar ihtiyacı olan her yaştan bireylere psikoterapi uygularlar.

Nereden başlıyorlar? Çocukluktan.

Oldukça normal. Bizler tüm karakterimizin belirlenmesini çocukluktan ediniyoruz. İyi bir hayatın getirileri de çocukluktan kötü bir hayatın götürüleri de çocukluktan. Hani basit bir tabir vardır ya. Aslında severim ben. Ne ekersen onu biçersin. Bu çok doğru. Huzurlu bir ortamda büyüyen, bilinçli anne babanın şefkatle ve çok önemli olan saygı bütünlenmesi ile yetiştirilmiş bir çocuğun büyüklük hali, müstesnalar kaideyi bozmaz düşüncesi içinde devam edeceğim. Elbette çok nadir de olsa onlarda da daha değişik sorunlar gözlene biliniyor.

Zor koşullarda yetişmiş, huzuru hiç tanımamış, sert bir babanın ya da umursamaz bencil bir annenin yetiştirdiği çocuğun büyüklüğü diğeri gibi olabilir mi olamaz.

Peki çocukken aldığı bu darbelerden kurtulamayacak mı bu tür bireyler.

Elbette kurtulacaklar.

Ama bunlar, benim anladığım, araştırdığım kadarı ile öyle kolay değil. Çocukluğa inmek hatırlanmamasını isteği için çok derinlere gömülmüş siyahlıkların dışarı çıkarılması, üstündeki çamuru, zifti arındırması öyle kolay değil. İşte anlatmak istediğim bu.

Bunu ancak bu işin uzmanları hakkından gelebilir. Yoksa hafifletilmiş terapilerde olduğu gibi olmaz.

Siz sakladığınız, gizlediğiniz hatırladığınızda canınızı çok yakan çocukluğunuza dokunacaksınız. Bu yaşınızla, bu aklınızla ona gidecek ve doğru olanları anlatacaksınız. Hayatın o kadar da zalim olmadığını ya da en azından şimdi o zalimlik içinde olmadığınızı çocukluğunuza ikna edeceksiniz.

O da size izin verecek.

Yıkanacak ve temizleneceksiniz.

Affetmeyi öğreneceksiniz. Size yapılan yanlışların ileri hayatta nelere sebep olduğunu bilecek ve yetiştirdiğiniz evlatlara ona göre davranacaksınız.

Peki bu nasıl olacak?

Biri size doğru yolu gösterecek. Yoksa yukarı satırlarda söylediğim gibi kendi kendinize konuşarak, bilmeden sizi daha kötü düşüncelere sokacak hayatınızdaki diğerlerle dertleşerek olmayacak. Çok bilir kişi olmaları gerekir o insanların. Ya çok tecrübeli ya bu işte uzman hekimler…

Onlar o çocuğa sevgi verecekler. Evet yıllar öncesine gidip yaraya merhem sürecekler. İyileştirecekler. Koşulsuz kabul edilmenin nasıl olduğunu öğretecekler. Taktir edecekler. İçlerindeki sevgisizliği, güvensizliği, korumasızlığı yok edecekler. Bireylerin kendilerine daha da acı verilmesin düşüncesi içinde büyük yaşlarda yaptıkları hataları irdeleyecekler, doğruyu anlatacaklar. Uzman olarak ikna edecekler. Çocukluğunuzdan size hediye kalmış olan, panik atak halinizi, depresyona bağlı yaşamınızı, birçok fobilerinizi hekim olarak iyileştirecekler.

Yeterki inanın.

Yeterki sabırlı olun.

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....