Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '07

 
Kategori
Felsefe
 

Kırmızı pabuçlar bayram mı kokar?

Kırmızı pabuçlar bayram mı kokar?
 

Bayramları hiç sevmezdi Ayşe... Belki giyemediği kırmızı pabuçlardı buna sebep, belki erkenden uyanıp öpecek el, edinilecek baba harçlığını bulamayışı... Kimsesiz olmak bu kadar mı acıtır içini çocuğun, çocukluk yıllarının ve o yılların anılarının... Evvelini düşündü Ayşe... Düşünmek düş müdür?

Annesi geldi gözünün önüne önce, ne kadar sevecendi kırmızı kurdeleyi örgülü saçına bağlarken, sonra babası... Bayram namazından dönen babasının elini öpüyordu... Kırmızı pabuçlarla ve kırmızı çiçekli elbiseyle... Cama koşuyordu ardından... Ali, Mustafa, Kadriye... O! Bütün mahalle çocukları aşağıda... Bahar dalları süslemiş, bayram çocukları... Bir komşu kapısını daha çalmak üzereler... Ayşe bağırıyor “geldim...” Kapıyı açıyor ve şen şakrak, arkadaşlarına şekerler ikram ediyor... Aralarına karışarak diğer kapılardan, köy insanlarının bayramlaşma merasimine bir diğer çocuk olarak katılıyor... “Ne çok şeker yemiştim o gün” diye geçirdi aklından, ağzı ballanarak... Yutkundu, anı tekrar yaşıyomuşçasına...

Yaşam yalan mıdır, yalan yaşanmışlık mıdır? Ayşe düşünde ne çok gördü bu sahneyi oysa... Köylü ona acıyarak bakarken bile aynı düşün sahnesindeydi, bıkmadan sıkılmadan... Taşlı köy yolunun bitimindeydi şimdi... Son kez döndü ve düşlerinden ibaret yaşanmamışlıklarla dolu köyüne bir kez daha baktı... Sessizce veda türküsü söyledi, kollarını kaldırmadı ama ellerini salladı... İçinden, içlendiğini gizlediği yerden...

O giderken bir tek Ahmet Dede ağladı... Zaten ondan başka kimi vardı... Yaşlı adam onun gidişine ölüm dedi... Yalnızlık ölüme kardeş değil miydi? Ayşe gitti... Yalnızdı artık... O buruk tebessümünde acı, koca gözlerinde elem taşıyan, acısı boyundan büyük kız gitmişti... Bir tek Ahmet Dede ağladı o giderken... Zaten başkada kimi vardı...

Koca evin, koca terasında, yılbaşı süsü gibi sallanan koltuğa yaslandı... Yaşam düş müydü? Yine düş gördü... Kırmızı pabuçları vardı Ayşe’nin ışıl ışıl, bayram kokan... Üstündeki kırmızı çiçekli elbiseyle de ne hoş görünüyordu... Bahar gibi, tabiat gibi... Oysa mevsim kıştı bu sefer, onun cümbüşüne inat tek renkti sokaklar... Griydi... Soğuktu... Evde sobanın başında bir sağa sallıyordu eteklerini bir sola... İçindeki neşe dinler miydi kışı, soğuğu... Kırmızı pabuçları vardı, bayram kokan...

Evet... Bu da bir düştü... Peki, Ayşe çocuk olmadı mı? Çocukluğuna ait ne vardı... Yaşam unutulmuşluk mudur? Unuttukları düşüne katılmış mıdır?

 
Toplam blog
: 76
: 1458
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1976 yılında Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde doğmuşum... 8 yaşımda göç ettiğim bu ile bir daha hiç git..