Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişilik!

Kişilik!
 

KİŞİLİK!


Kişilik: bir insanın kim olduğudur. Kişilik, bir insanın karma yasasını kalabalıklığı içinde kaybolmadan kim olmak istediğidir. Kişilik, bir insanın dünyaya getirdiği,dünyadan giderken geride bırakabileceği ve beraberinde götürebileceği tek şeydir. Bu anlamda kişilik, olma ve olduğu şeyle yine başka bir şey olma ve böylece olma ve oldurma süreci olarak tanımlayabiliriz. Shakespeare’nin olmak yada olmamak dediği şey budur.

 

Bu evrede kişilik, ailesi, çevresi ve ülkesine ve daha da ötesine dayanan karma yasası içinde sürekli oluşunu seçme sürecindedir. Bu yaratımda kişilik, sürekli kendisine ait olmayanları elimine eder (onlardan arınır)Bundan dolayı kişilik, mevcuttan vücüta doğru akış hailindedir. Bu ilk mücadelede ki en zorlu savaşi kişilik anne, babasından oluşan karmasına karşi verir. Çünkü anne ,baba hem kaynak hemde kaynaktan kaynaklanan kollardır. Bu süreçte kişilik kendi kaynağını ve kolunu ayrıt etmede çok zorlu bir savaş verebilir çünkü kişilik, anne, babasından ayrılıp kendi başina hereket etmez. Sadece anne, babasıyla birlikte yaptığı yolculukta kendi yolunu seçebilir ve bu seçimde en zor süreç kişiliğin anne ,babasıyla olan olağan üstü benzerliği arasından sürekli kendi benzersizliğine doğru seçim yapabilme ve bu seçimle yola devam edebilme yeteneğidir. Bu süreç o kadar zorludur ki, kişiliğin kendi benzersizliğine doğru akışını devam ettirebilmesi için eşsiz ve benzersiz davranması gerekir. Tıpkı bir yağmur damlasının eşsizliği ve bir kar tanesinin benzersizliği gibi. Kişiliğin, anne ve babasından oluşan karmasına karşi verdiği mücadelenin olağan üstü derecede zor olmasının sebebi kişiliğin aynı zamanda onların karmasınında kaynağı olmasıdır. Yani kişilik, aynı zamanda içinde bulunduğu karmanında kaynağı durumundadır. Bu da kişiliğin karmadan (anne,babasından) önceki varlığıdır.İşte! Bu karma yasası, birlikte varılmış olan bir antlaşmadır. Bu anlamda evrende kurban yada kötü diye bir şey yoktur, sadece dersler vardır ve baraj ders kişiliğin anne ve babasından oluşan karmasıdır. Kişilik, bu karmayı kendi özgür iradesiyle kendi kör noktalarını aydınlatmak için seçti. Bu anlamda karma yasasında kör noktalar karşilıklıdır ve bu şu demek oluyor ki: anne, baba ve çocuklar aslında birbirlerine karşi kör noktaları olan kişiliklerdir ve kör noktalar karşilıklı aydınlanır. Bu anlamda kişilik karmasındaki kör noktalardan da sorumludur. Bundan dolayı akış sırasında (koridorda) kişilik anne ve babası ile olan olağan üstü benzerliği içinde kendi eşsizliğine ve benzersiliğine doğru seçim yaptıkça, kendi benzer yönlerini onlardan ayırarak onlarında benzersizliklerine doğru seçim yapmalarına (arınmalarına) katkıda bulunmuş olur ve kişiliğin sorumlu olduğu şeyde budur. İşte! böylece kişilik, kendini arınırdıkça arınır ve arındıkça da arındırır. Bu karma yasasının çift taraflı işleyişidir. İyi ve kötü yönde olmak üzere çift taraflı işler. Bundan dolayı iyilikte kötülükte çift taraflıdır.

 

Bu anlamda arınma işleminde kişilik, anne baba, kardeşler ve yakın çevreden başlayarak ulus düzeyinde hatta gezegen düzeyinde dahi arınmaya katkıda bulunabilir. Bundan dolayı bir kişilik, gezegen düzeyinde etkiler yaratabilecek olağan üstü bir güçtür.

 

Karma yasası içinde kişilik, kendi benzersizliğine doğru hareket ettikçe kendi başka benzerleri ile buluşur alt benzer guruplarında benzersizleştikçe daha üst benzer guruplarına ulaşir. Buradaki ilk alt gurup anne baba dır. Bu alt gurbun içindeki bir üst alt gurup kardeşlerin de dahil olduğu ailedir. Kişilik, buradaki benzerliğini aşinca bir üst guruba dahil olur. Bunun üstündeki bir üst alt gurup akrabalarında dahil olduğu yakın çevredir. Kişilik, buradaki benzerleri içinde ki benzersizliğine ulaşinca bu yakın çevreden oluşan alt gurubun üstündeki alt gurup dinsel, mezhepsel, kültürel benzerlik gurubuna girer kişiliğin karması gittikçe genişler. Bu süreçte kişilik, dış dünyada zor seçimlerle karşi karşiya kalabilir. Kişilik, bu süreçte cesaretle ilerleyebilirse bunun üsütündeki bir alt gurup ülke çapinda siyasi görüşü teşkil eden kendinden önceki bütün alt gurupları içine alan gurupların üstündeki alt guruptur. Kişilik, bütün bu aşamadaki karmasından kendi benzersizliğini ayırabilirse ulusal bir algı düzeyine ulaşir. Burası kişiliğin ülke çapinda(topyekun )düşündüğü liderlik düzeyidir. Bu liderlik düzeyinde kişilik, dünya liderler karmasından küresel çapta bir lidere dönüşebilir ki, bu gezegen düzeyindeki yaratma gücüdür. ( ATATÜRK, GANDİ, C. Washington, Mandela GİBİ)

 


Kişiliğini fark etmiş bir kişilik, gerçek anlamda bir bağışıklıktır.O, bağışlamış ve bağışlanmış olmanın bağışıklığı düzeyine yükselmiştir.O, bağışlamaz olanı da bağışlamış ve böylece kendini ondan da bağışlamıştır.O, bağışlamanın affetmek olmadığını bilir o gerçekte affedilecek ve affedecek kimse olmadığını da bilir. Onun bağışlaması, kendi benzerleri içinde sürekli kendi benzersizliğine doğru hareket etmesidir.O, aslında affedilmesi gereken kişilerin( karmasının) teşekkür edilmesi gerekenler olduğunu bilir. Çünkü onun benzerleri onun kendi benzersizliğini yaratması konusunda ona mükemmelen benzeyen benzersizlerdi. O, kendi benzersizliğini kendi benzerlerinin benzersizliğinde buldu. Gerçekte benzersizlik ancak benzersizlikler içinde yaratılabilir.Bundan dolayı onun tekamül yolu eski benzerlerine benzemeyen benzerlere doğrudur çünkü eski benzerlerine benzemeyenler onun yeni benzerleridir ve O, bir başka benzersizliğini bu yeni benzeyenleri içinde yaratacaktır ve yarattığı her benzersizlik oun benzersiz dünyasıdır. Bu dünyalar dairesel ve iç içedir. Bu yüzden o benzer bir dünya içindeyken benzersiz bir dünya da onun içindedir. O, içinde bulunduğu benzer bir dünyadan çikinca kendi içinde bulunan benzersiz bir başka dünyayanın içine girer. Bu yüzden bir kişiliğn yolculuğu kendi içinden başka bir yerde değildir.O, sürekli içindekilerin içinde ve içinde bulunanların içinde hareket eder ki, onun yolculuğu için, içindeki dıştan, ve dışın, içindeki içten; içten dışa, dıştan içe doğru dönen dairesel bir yolculuktur. Bu dairesel döngüde içteki her an dışa,dıştaki her an içe döner. Bu döngüde görünmeyen her an görünür ,görünen her an görünmeyendir. Görünen, görünmeyenin görüneni, görünmeyen görünenin görünenidir .Diğer bir değişle bu yolculukta görünen ve görünmeyen birdir. Mevcudiyet ve vücut birdir.Yaratan ve yaratılan birdir.

 

Ayrı gibi görünenler benzerliklerdir. İşte! sır burada: benzerlikler ayrı benzersizlikler birdir. Benzerlikler kendi benzersizliğini bulup (bir olur) birleşir. Benzersizlikler de kendi benzerliğini bulup ayrılır. Bu anlamda her benzersizlik kendi içinde sonsuz benzerliğe, her benzerlikte kendi içinde sonsuz benzersizliğe sahiptir. Benzer benzersiz, benzersiz benzer ( bir ayrı,ayrı bir) Bu Tanrının ritmidir. Bu tanrının benzersiz benzer düzenidir. Bu tanrının nefes alıp vermesidir. Bu tanrının sonsuz yaratma titreşimidir. Bu hayattır. Bu alfa ve megadır. Bu ying ve yangdır. Bu ışık ve karanlıktır. Bu hayat olan tanrıdır. Bu kişinin kendini her an yeniden yaratma modudur. Bu yaşamı her an yeniden yaratan bilinçtir çünkü kendini her an yeniden yaratan kişilik,  kendi kişilğinde hayatı  yeniden yaratır ki, bu kişiliğn hayatıdır.

 

Yaratma sürcinde benzerlikler, her an kendi benzerini yaratma eğilimindedir. Her kendi benzerini yaratan, başka bir kendi benzerini yaratana göre benzersizlik yaratmıştır. Bu yüzden yaratmanın diğer adı: benzersizliğin benzeri ve benzerin benzersizliğidir. Bu yüzden fiziksel alem benzerlik yanılsaması boyutudur. İşte! Bir kişilik, bu yanılsamayı yanıltıp kendi gerçekliğini yaratan güçtür. Oysa yanılsama yanılgısına düşülerek, benzer uçaklar, benzer otomobiller, benzer yollar gibi, benzer düşünen insanlar da yaratılıyor.. Her benzersizlik, benzersizlik içindeki kendine benzeyen yönleri kendi tarafına çekerek sürekli kendine benzer bir durum yaratma ve bu yolla benzersizliği durdurma ve kontrol etme eğilimi taşir. Siyasiler, din adamları, eğitimcilerin en çok başvurdukları yöntem benzer insan yaratma yöntemidir . Her benzersizlik kendilerine benzeyen insanlar yaratma vasıtasıyla kendi dünyalarına benzer dünyalar yaratılacak ve böylece kendi benzer dünyalarında benzersizliğin yokluğunda benzerleri vasıtasıyla menfaatlerinin benzersizliğinin tadınını çikaracaklar ve onların benzer dünyasında benzersiz olan tek şey menfaatleridir. İşte! siyasiler,din adamları,ve diğer menfaat gurupları arasındaki temel kavga budur. Benzer inancın emri olarak ortaya koydukları kendi benzersiz menfaatlerini koruyacak, menfaatleri kendilerine benzemeyen ama kaderleri birbirine benzeyen sürekli benzer yığınlar yaratmak ve kendi menfaatlerini bu benzer yığınlar üstüne yığmak…

(m.ali şirin)

 

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..