Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzm. Psikolog Şeyma Çavuşoğlu

http://blog.milliyet.com.tr/seymacavusoglu

21 Ocak '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Kıskançlık; aşkın koruyucusu mu, yıkıcısı mı?

Kıskançlık; aşkın koruyucusu mu, yıkıcısı mı?
 

Kıskançlık ikili ilişkilerde, birçok insanın yaşamını etkileyen rahatsız edici bir duygudur. Kıskançlık genellikle en çok utanılan, gizlenmeye çalışılan duygulardan biridir, Bazen ilişkiye heyecan katıp, çiftlerin kendilerini sevildiğini hissetmelerini sağlarken, bazen de şiddete dönüşür ve tehlikeli bir hal alır.

Genel olarak romantik ilişkilerde kıskançlık; yitirilmek istenmeyen bir kişinin ya da ilişkinin yitirileceği ya da tehdit altında olduğu düşüncesiyle yaşanan karmaşık bir ruhsal yaşantı olarak tanımlanabilir. Kıskançlık yaşanmasına neden olan bir durum olduğunda ( kişinin terk edilme ve kaybetme sinyali algılaması durumunda ), kişi hem içsel hem de dışsal tepkiler verir. Kıskançlığa verilen tepkiler, kıskançlıktan etkilenme ve kıskançlıkla baş etme düzeyini etkiler. Kıskançlık yaşanan bir durumda; acı, üzüntü, keder, aşağılanma gibi duyguların yanı sıra; gücenme ( bana bunu nasıl yapar? ), kendini suçlama ( nasıl oldu da fark edemedim, bu kadar kör olabildim? ), rakiple kendini karşılaştırma ( benden daha çekici, onun kadar alımlı ve güzel değilim ), sosyal imaj hakkında endişelenme (herkes bana gülüyor ve benimle dalga geçiyor ) gibi düşünceler eşlik etmektedir. Kıskançlık anında duygusal belirtilerin yanı sıra; yüz kızarması, ellerin terlemesi, kalp atışlarının hızlanması, baygınlık hissi gibi fiziksel tepkiler de verilir. Bunlar kıskançlık yaşanan durumda kişinin içinde yaşadığı içsel süreçlerdir.
Kıskançlık yaşanan durum sonrası, sorun hakkında açıkça konuşma, bağırma, ağlama, etrafa saldırma gibi tepkilerde kıskançlığın dışsal öğelerini oluşturmaktadır. Kıskançlıkla baş edebilmek için kıskançlığın öğelerini bilmek ve fark etmek önemlidir.

Kıskançlığa Eğilim;
Kıskançlık eğilimi içinde yetiştiğimiz aile ve ebeveynlerimizle olan ilişkiden, de etkilenmektedir. Yapılan çalışmalar; Aile içinde şiddetli kıskançlığın yaşandığı, ebeveynlerden birinin diğerini aldattığı ailelerde yetişen kişilerin, ebeveynlerin güvenli bir seviyle birbirine bağlı olduğu ailelere göre daha kıskanç olma eğiliminde olduğunu göstermiştir. Yine yapılan çalışmalar; aile içinde çok güzel, başarılı ve ön planda olan bir kardeşin gölgesinde yetişmiş kişilerin, böyle bir ortamda yetişmemiş kişilere göre daha kıskanç olma eğiliminde olduğunu göstermiştir.
Erkekler mi Kadınlar mı Daha Kıskanç?
Her iki cinste de kıskançlık görülse de, kadın ve erkekler kıskançlık ve kıskançlığa verdikleri tepkiler bakımından farklılık göstermektedirler. Kadınlar romantik ilişkilerinde, eşlerinin duygusal bir kayma yaşama ( eşinin başka birine âşık olma tehdidi ) ihtimali karşısında, erkeklerse eşlerinin cinsel bir kayma ( eşinin başka bir erkekle cinsel birliktelik yaşama tehdidi )yaşaması karşısın daha fazla kıskanma eğiliminde olmaktadırlar.
Kıskanan Erkek Kızar, Kadın İncinir
Kıskançlığı belirleyen etmenlerin dışında kıskançlığa verilen tepkiler açısından kadınlarla erkekler arasında farklılıklar görülmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalar kesinleşmemekle birlikte yapılan çalışmalarda, erkeklerin kıskançlık yaşadığı durumlarda daha saldırgan tepki verme eğiliminde olduğu, kadınlarınsa ağlama, küsme, incinme gibi daha duygusal tepkiler verdiği görülmektedir. Kıskançlık yaşadığı durumda kadınlar, erkeklere göre daha alttan alıp daha yapıcı davranıp ilişkiyi korumaya çalışırken, erkeklerin tehdit ve kaba kuvvetle tepki verdiği ve böylece benlik saygılarını korumaya çalışarak kıskançlıkla baş ettikleri görülmüştür.
Kıskançlığın sınırı;
Değer verilen bir kişi ya da ilişkiye dair, terk edilme ve kaybetme tehdidi algılandığında kıskançlık duygusu tetiklenir.Eğer kıskançlık tetiklenen bir durumda verilen tepkiler en uç biçimde görülüyor ve dramatik sonuçlar doğurabiliyorsa ( kişinin hem kendine hem de başkasına zarar vermesi ), artık kıskançlık kişi için zararlı hale gelmiştir. Böyle bir durumda kişi artık kısır bir döngüye girmek üzeredir. Kıskandığı kişiyi sürekli takip etme, kontrol etme, ondan uzak olduğu anlarda sürekli onu ve kaybetme ihtimali düşünme ve bu tehdit algısı nedeniyle tekrar tekrar arama ve kontrol etme gibi tekrarlayan davranışlar içinde bulabilir kendini.
Kişi, kıskandığı ve baş etmekte zorlandığını fark ettiğinde profesyonel bir destek alarak; kıskançlığın olumsuz etkilerinden kendini ve ilişkisini uzak tutabilir.

Uzm. Psk. Şeyma Çavuşoğlu 

 
Toplam blog
: 6
: 955
Kayıt tarihi
: 21.01.11
 
 

Ankara Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum, yüksek lisansımı Maltepe Üniversitesi Klinik P..