Kıyak emeklilik maaşı yattı, vekiller gazi oldu.

Görüyor musunuz sayın vekillerimiz?

Onca tantana arasında GAZİ olmuşsunuz haberimiz yok !

Doğrusu merak ettim.!

“Hangi savaşa katıldınız? Vatan için hangi çatışmaya girdinizde uzvunuzu kaybettiniz.”

Doğrusu ya unutmuşum. Türban yasası çıkarılırken aslanlar gibi savaşmıştınız ve yara almıştınız.

Şimdi bunun karşılığı olarak yaralarınızı sarabilmeniz için gazilerimizin sağlık haklarından istifade etmeniz gerekir.

Sınırda vatan savunması yaparken görevi başında sakatlanan Hamit DÖLEK astsubayımız gazi sayılmaz. Çünkü; o sizin gibi savaşmamıştı.

Gazi assubayım protez bacağı için banka kredisi kullanacak, ama siz ücretsiz yararlanacaksınız.

Anayasa Komisyonu başkanı Burhan KUZU çıkıp “emekli milletvekili denilince hepsinin hali vakti yerinde değil. …. Milletvekilleri içinde doğru dürüst bir yerde çalışmayan ve başka hiçbir yerden geliri olmayanlar var. Aralarından öyle sefalet içinde olanlar var ki, belki bunlar için özel bir düzenleme yapılabilir.”

Diyerek yapılan düzenlemeleri savunacak, halkın tepkisini alınca da çark edecekler. Bunlarla yetinmeyecekler! Birde kendilerini sadece GAZİLERİN tabi tutulduğu sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanmanın yollarını arayacaklar.

Unutulmaması gereken Milletvekilliğinin bir meslek değil, fedakarlık olduğudur.

Sahi ne kadar bu emekli maaşınız!

4.000 lira mı?

Çok azmış vallahi acıdım doğrusu.

Bakın benim emekli maaşım 1.000 lira yani sizin aldığınızın dörtte biri. Bunun yarısı da kiraya gidiyor.

Güneydoğuda bir sürü çatışmaya katılan arkadaşlarımız çatışma alanında yaralanmadıkları için gazi ünvanını alamadıkları gibi gazilerin faydalandıkları sağlık imkanlarından da istifade edemiyorlar.

Hatırladığım kadarı ile bu meclis GAZİLİK ünvanını sadece M.Kemal ATATÜRK’e vermişti. Demek ki bu meclisimizde ATATÜRK gibi ülkesi için çalışmış, bu uğurda canını ortaya koymuş ve 550 tane GAZİ varmışta haberimiz yokmuş.

Sahi sizler nerede yaralanmıştınız!

TÜRBAN muharebelerinde mi?

Helal olsun size!

Bu vatan için savaşan ve bu uğurda uzuvlarını kaybeden Gazilerimizden özür diliyorum.

Biz bunları seçmekle hata etmişiz.!

Güneydoğuda yıllarca görev yapmış bir arkadaşımızdan gelen mesajın bir bölümünü aşağıda yayınlıyorum. Bakalım bu mesajdan bir ders alacakmısınız.!

“Ben1982 mezunu emekli assubayım ...... tarihinde güneydoğudaydım, büyük bir operasyona hazırlanıyoruz operasyonun kapsamını Bl. komutanını A iline toplantıya çağırdıklarında anladık. Biz bölükteki assubaylar bir araya gelip hazırlıklarımızı gözden geçirdik çünkü birliğin haberleşmesini ast-üst birliklerle biz sağlıyorduk
Bölük komutanımız dönünce kapsamlı ihtiyaç dosyamızı -(imkan, istek ve düşüncelerimizi ) kendisi odasına girer girmez arz ettik gözleri yaşardı. Ve yüzümüzün akıyla kanımızı ortaya koyup görevimizi yapıp döndük.

Bunları niye yazdım biliyor musunuz? Anılarımı anlatmak için değil bizlere var mısınız dediklerinde hep ayaktaydık.

Şimdi BEN SORUYORUM?

HAKKIMIZI VERMİYORLAR BİZİ OYALIYORLAR VE OYALAMAYA DEVAM EDECEKLER

BEN VE BİZLER ÖLÜMÜN SANİYELERCE YAKIN OLDUĞU DAĞLARDA KİMSEYE YARIN ÖBÜR GÜN AZ DAHA SABRET DEMEDİK. KİMSEDE BANA SABRET YARIN ÖBÜRGÜN DEMESİN.!

GÖZÜMÜZÜ KIRPMADAN EN ÖNDEYDİM, EN ÖNDEYDİK

ŞİMDİ BEN SORUYORUM HAKKIMIZI ALMAYA VAR MISINIZ UZATMAYALIM KALAN İŞE KAR YAĞAR HAKKIMI İSTİYORUM HAKKIMI.

VAR MISINIZ?”

Bu çığlıkları duyuyor musunuz sayın vekiller. Bunlar size üzerinde yaşadığınız ve bir kısmından da oy aldığınız bir toplumun bireylerinden gelen uyarılardır.

Bu yaptığınız ilkesizliklere karşı, karşınızda her şeyi göze almış bir toplumun bulunduğunu unutmayınız.!