Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '08

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Demokrasinin karanlık yüzü

Demokrasinin karanlık yüzü
 

“Değişim kanlımı olacak, kansız mı?” Necmettin ERBAKAN


“Demokrasi bizim için amaç değil araçtır.” Recep Tayyip ERDOĞAN

Sevgili okuyucularım,


Yukarıdaki cümleler yakın tarihimize not düşülmüş, aşırı muhafazakar bir parti ve köklerinden gelen, bu ülkede başbakanlık yapmış ve yapmakta olan devlet ricaline aittir.


Geçtiğimiz günlerde TBMM den geçen ve anayasamızın 10 ve 42 inci maddelerinin değiştirilmesi ile gündeme oturtulan TÜRBAN sorunu ile yine aynı günlerde güvenlik güçlerince başlatılan ERGENEKON operasyonlarının aynı zamana rastlaması tesadüf değildir.


Devlet içerisinde en üst düzeyde örgütlenmesi bulunduğu anlaşılan Ergenekon yapılanmasının ortaya çıkarılması esnasında TBMM’nin acilen gündeme getirerek değişikliğe gittikleri türbanı serbest bırakmalarının arkasında DEMOKRASİNİN KARANLIK YÜZÜ yatmaktadır.

Nedir bu DEMOKRASİNİN KARANLIK YÜZÜ!


Dünyanın en önde gelen sosyologlarından Michael Mann’ın aynı adlı kitabından geliştirdiği bir kavramdır.


Çok basit bir şekilde hukuk devleti ile birey haklarına saygı anlayışında dizginlememiş bir demokrasinin nasıl çoğunluk baskıcılığına dönüşeceğini anlatır.

Daha ötesi yabancı unsurları temizlemeye yönelik bir ruh haline nasıl geçit vereceğini vurgular. Bu karanlık yüzün en çarpıcı sonuçları ise katliamlar, etnik temizlikler ve soykırımlardır.


Gelelim konumuza:


Bu demokrasi oyununda normal zamanda çıkaramayacakları ve uygulayamayacakları yasaları; yaratılan boşluktan istifade ile yürürlüğe koymaya başlarlar. (1960 ihtilalinde Genelkurmayın çıkardığı 205 sayılı yasa ile 1980 ihtilalinde çıkarılan 2847 sayılı Askeri dernekler yasası buna en bariz örneklerdir. Bugünde türban)


1960 yılında başlayan güç dengeleri kavgası, Asker ile siviller arasında her zaman sorun olmuş ve günümüze kadar artarak devam etmiştir.


Bugün gelinen noktada oyunun aktörleri değişmiş, askeri otoritenin yerine sivil otorite arenada yerini almaya başlamıştır.


Bunun içerisinde HALK yoktur. İDEOLOJİ vardır.


Geçmişin baskıcı yönetim tarzları, zaman içerisinde değerini yitirmiş, doğanın ETKİ-TEPKİ yasası devreye girerek dünün tepki odaklarını bugünün etki odağı olarak yerini almasını sağlamıştır.


Aynı şekilde dünün ETKİ odakları da artık TEPKİ odağı olma rolünü kabullenmiş görünmektedir.


Devlet içerisinde örgütlendiği ileri sürülen ve temizlik aşamasında olduğu ileri sürülen ERGENEKON örgütünün de boşalttığı yeri çeşitli adlar altında yeni ERGENEKONLAR alacaktır. Egemen güçler mevcudiyetlerini sürdürmek için bu oluşumu kendileri hayata geçireceklerdir.


Bu şartlarda ortaya iki derin devletin çıkması ve alanlarını korumaları için çatışma çıkması kaçınılmazdır. Burada tarafların ya bir anlaşma yaparak birlikte yola devam etmeleri veya karşı gruplar oluşturarak çatışma alanlarını genişletmeleri kaçınılmazdır.


Ya oturup anlaşacaklar veya taraflardan birisi yok olacaktır. Yer değiştirenler de yeni derin devleti oluşturacaklar arasında yerlerini alacaklardır.


Ortaya çıkacak olan düşünülemezi düşünme cesaretinden ilham almış olabileceklere gözdağı vermek içinde yeni yasalar çıkararak egemenliklerini sürdürmeye devam edeceklerdir. (Genelkurmayın çıkardığı ve basında PAŞALARA SUS EMRİ ile duyurulan yasa gibi.)

Sonuç olarak ezilen halk tabakası ile altta kalanlar olacaktır.


Demokrasinin bu karanlık yüzünü hem Genelkurmay hem de Hükümet kanadı Assubaylara uygulamaktadırlar.


Astsubay toplumu ne yapması gerektiği konusunu iyi düşünüp karar vermelidir..

Resim www.hakimiyetimilliye.org sitesinden alınmıştır

 
Toplam blog
: 27
: 1123
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1950 yılında ELAZIĞ' da dünyaya geldim. 1969 yılılnda Türk Silahlı Kuvvetleri' nde Jandarma Astsu..