Kız Lisesi (Tipler birbirlerinin fotokopisi)

KIZ LİSESİ…

İnsanın aklını yemesi lazım kardeşim kim ne derse desin…

Kendi evlatlarına güvenmeyen bir toplumun ilimde irfanda bilim de teknolojide ileriye gitmesi mümkün olabilir mi?

O yüzden değil midir yaklaşık 200 yıldır başkalarının bulduğu icat ettiği hayatımıza kazandırdıkları

İle yetiniyor tepe tepede kullanıyoruz…

Bu süre içerisinde dünyada milyonlarca icat olmuş, sadece “on binde ikisi” İslam ülkelerinin icatları…

Kafamız mı çalışmıyor, bizim beynimizin bedenimizin onlardan farkı mı var? Hayır…

Aklımız fikrimiz “bacak arasında” da ondan…

***

AKP’li Düzce Milletvekili; bizler karma eğitime de karşıyız, kız ve erkek okullarının ayrı olmasından yanayız. Eskiden Kız Liseleri vardı Erkek Liseleri vardı, daha iyi idi.

Ergenlik çağlarında kız ve erkeklerin birbirine ilgi duymaması aşık olmaması engellenebilir mi?

Kaçımız lise çağında aşık olduğumuz kızlarla evlendik ki?

Ve ilave etmişler; kız ve erkek çocuklarımızı aynı odada yatırmazken ergen çocukları nasıl olurda aynı odada yatırır kaldırırız, demiş…

Surata bakın; aynı tip badem bıyık soğuk ve sinsi bakışlar aklından “velfecri” okuyan tiplerden biri, başka bir düşüncesinin olması asla beklenemezdi…

***

Ne ilginç değil mi; şu koskoca ülkede “Atatürkçü, laik, Cumhuriyetçi milliyetçi olanları bir çırpıda tespit edemezsiniz ama “dincileri” muhafazakar geçinenleri, kendilerinden başka inançlı olmadığını sananları yani yobazları binlerce insanın arasında; elinizle koymuş gibi bulabilirsiniz…

Ne akıl yapıları ne görünüşleri ne düşünce tarzlarında 1400’lü senelerdeki durumlarından en ufacık bir ilerleme yoktur…

Yani “bir arpa boyu yol alamamışlar”

O yüzden ne bekleyeceksiniz ki bunlardan. Rahmetli babam Genç İbrahim olsaydı eminim şöyle diyecekti;

“En akıllısı Hacı, Veli onlarda direkte bağlı…”

***

Bizim yaştakilerin çoğu Adana Erkek Lisesi mezunudur, hademelerimiz bile erkekti, kadın öğretmenlerimiz azdı…

Abama hiç birimiz “abaza” olmadık tecavüzcü olmadık, okulda kızlar yoktu ama sokakta kız arkadaşlarımız vardı…

Okul çıkışı “Kız Lisesinin” önüne gider, okulun dağılmasını bekler, daha sonra sevdiklerimiz hoşlandıklarımızla el ele güle oynaya gezerdik…

Sadece Kız Lisesi değil ki bizler tam mezun olurken karma liseler kuruldu, oradan da kız arkadaşlarımız vardı…

Hiç birimiz aklımıza takmadık hiç birimizin aklından onları becermek ve bırakmak geçmedi, hayatın şartları bizi nereye sürüklediyse oralara gittik…

Vekilin dediği gibi de olmadı; çok arkadaşlarımız ilk aşklarıyla evlendi ki o dönemler de “görücü usulü” ile evlilikler neredeyse zorunluluktu…

Ve inanıyorum ki o dönemlerde başarısız, mutsuz olanların gözü dışarıda olanların, aldatmaların aldatılmaların sebebi; bu tarz “görücü usulü” evlilikleri yapmalarındandır…

***

Dünya değişmiş, İslam dünyası dışındaki “dünya insanları” teknoloji de iletişimde bilim de  sınır tanımamış almış başını gitmiş; en çağdaş en modern en ferah en zengin duruma gelmişler ama dönüp bir bakın İslam alemi ve ülkemize…

Sokaklarda her on kişiden sekizi gırtlağına kadar borç batağında,

Her üç kişiden birisi her an aklını kaybedip katil olmak ya da sağı solunu kırıp dökmek amacında,

Bir kesimin dışında mutlu olan sayısı parmaklarınızın sayısını geçmez, büyük çoğunluğu da “mutlu” “zengin” rolü yapıyor…

Sevgi saygı kalmamış, dini baskılar dayatmalar yüzünden “aile mevhumu” bozulmuş hiç kimsenin birbirine inancı itimadı kalmamış, dostluklar riya dolu olmuş, neymiş efendim; Müslümanmışız…

***

Sokaklardaki caddelerdeki alış veriş merkezlerindeki(AVM) şirket isimlerine sattıkları mallara kullandıkları araçlara baktınız mı hiç; neredeyse bir teki Türk Malı değil…

Milli yemeğimiz kuru fasulye bile Arjantin’den ithal ediliyor ve bugün tamı tamamına kilosu 16 TL…

Başka hiçbir şeyden örnek vermeyeceğim; kafa yapılarını biliyorum hiçbir işe yaramaz…

Hiç mi utanmanız sıkılmanız yok, hiç mi vicdanınız sızlamıyor. Dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri iken bugün kendi ürününü kullanan ülkeler arasında 193’ncü sıradayız…

***  

Ve bir acı gerçek;  İslam aleminin en “saygın” dini liderinin (peygamberimizin) de özellikle

Arap Yarımadasındaki hırsızlıkların tecavüzlerin, ahlaksızlıkların, sapıklıkların ayyuka çıktığı dönemlerde” geldiğini”

Tavsiye ettikleri, önerdikleri aldıkları önlemlerin, yasakladıklarının şart koştuklarının,

Neredeyse tamamının, bu yaşam biçimini sapıklığı manyaklığı ahlaksızlığı engellemeye yönelik olduğunu görmemek için aptal olmak lazım…

Ne yazık ki bu kesimdekiler;  o dönemde yasaklanan, dışlanan akılsız beyinsiz sürü psikolojisi ile yaşayan çağ dışı tiplerin birebir fotokopileri…

Gerçekler çok acıdır dostlar; nereden geldiğimiz kim olduğumuzu kimleri baş tacı ettiğimizi kimleri seçtiğimiz alkışladığımızı çok iyi bilmemiz lazım…

İyi tatiller…

Erdoğan ÖZGENÇ