Kızmak

Kendimi çok zorlarım, hak etmediğim davranışlara maruz kaldığımda, kızmamaya çalışırım ama benim mizacımda olan yani herkese gerektiği kadar saygılı olan biri için son derece zor… Rahmetli babam doğru zamanda doğru kişiye doğru miktarda kızmak “bilgelik” derdi. Günümüzde sürekli huysuzluklarıyla yaşamı dar edeni kendi var oluşlarına duydukları öfkeyi taşıyarak dolaşan ve kendi açıklarına suç ortağı arayan insanlardan etkilenmeden bizi de yakmalarına izin vermeden aralarından sıyrılmak bilgelikten başka bir şey değil, öyle değil mi?

Boyun eğdiğimiz ve başkalarına boyun eğdirdiğimiz bu gündelik kötü davranış biçimini bir kenara bırakmak hepimizin sorumluluğudur.

Başkalarına saygı göstermenin zamanı geldi, bu hayal kırıklığının yaşadığımız tekdüzeliğin bedelini karşı taraftakilere ödetmemeyi de içerir…Kızmak kötü davranmak aslında bir davranış zinciridir, bize düşen bu zinciri kırarak herkese iyi davranmak ve iyi davranmayı genelleştirmektir.

Şu zincire baktığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız; “Bölge Müdürüme bana kötü davrandığı hakaret ettiği için eve gelir gelmez eşime kötü davranıyorum, bölge müdürümün canı yolda bir kedi tarafından tırmalandığı için sıkkın,

Eşim bana kızgın ve bu nedenle gittiği markette kendini bekleten kasiyerin canına okuyor.

Kasiyer işten çıkıp karşı kaldırıma geçerken karşısına çıkan kediyi tekmeliyor,

Kedi de kendinin yaklaşan kişileri tırmalıyor…”

Gördüğünüz gibi kötü başlayan davranışlar zinciri birbirimize kötü davranmamıza neden oluyor.

Kendimizi tanıma işine odaklanırsak alçakgönüllülüğümüzü keşfetmeye doğru attığımız adım ve kendi kusurlarımıza gülme kararımızdan sonra her zaman içten olmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

Bunun için edebi iç gülüşü başarmamız bunu dışa yansıtmamız ve cömertçe paylaşmamız gerekiyor. Neşeyi bulaştırma işi anlayacağınız. Böylece ayrımcı davranmaz karşımızdakilere de koşulsuz ve iyi davranırız. Bize içtenlik ve saygıyla davrananlara karşı sevecen olmak çok zor bir olay değildir. Ama bize sevimli davranmayanlara sevecen olmak hiç de kolay değildir. Kendi dertlerine gömülen komşumuza selam vermemesine rağmen selam vermek ve her şeye rağmen gülümsemeyi yeğlemek. Bunlar ileriye doğru atılmış büyük adımlardır.

Kısaca dostlarım size yapılan ne olursa olsun siz kendi iç sesinizin verdiği talimatlardaki güzelliğin farkına varmak ve bunu zevkle içtenlikle ve cömertçe paylaşmak zorundasınız ki, yaşamınızı kontrol altına almak için bekleyen öfkeden kinden nefretten kurtulabilesiniz.

Bakmayın bugün ülkeyi idare edenlerin halkın saflığını din anlayışını ve biat kültürüne yenik düşmelerini kullanarak yandaşlarını kindarlığa davet etmesine, boş işler bunlar.

Sevginin saygının ve hoşgörünün yerini asla ”kindarlık” alamaz, almamalıdır.

“Kızmazsanız” yazacağım;

Ülkemizin de vatandaşların da tüm toplumun buna ihtiyacı var, şimdi de tam zamanı…

Esen kalın ve yaşamınız boyunca yanınızdan sevgiyi hiç eksik etmeyin…

Erdoğan Özgenç