Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Köçekçe'nin zilleriyle Nirvana'ya eren Avrupa

Köçekçe'nin zilleriyle Nirvana'ya eren Avrupa
 

Günlerdir dur durak bilmeyen sağanak yağmur, soğuk ve kasvetli hava - yapılan tüm tahminlere nanik yapıp yerini pırıl pırıl, sıcacık bir güneşe bırakarak Salzburglular’a günün ilk şaşkınlığını yaşatmıştı.

Pazar sabahı erken saatlerinde sokaklara dökülen Salzburg halkı, ikinci şaşkınlığını kentin dört bir yanındaki rengarenk balonlarla karşılaşınca yaşadı.

Sarayburnu kıyılarında çekilen fotoğraftan esinlenip, Salzach Nehri kıyılarına taşınan binlerce balon, tam hedefini bulmuş, insanları festival coşkusuyla sarıp sarmalamıştı.

Herkeste bir ‘neşe doluyor insan’ ruh hali hakimdi.

Yıl boyunca özlenen, beklenen, konuşulan 90 yıllık gelenek Salzburg Festivali başlıyordu.

500 yıllık Fersenreitshule’nin fuayesi sabahın erken saatlerinden itibaren dolduran yüzlerce kişi, aralarında festivalin açılış sürprizini merakla bekliyordu.

Alman gazetelerinin attığı ‘Türkler Salzburg Kapılarına Dayandı’ başlıkları pek hoşlarına gitmese de, bir Türk orkestrasının ilk kez Festival’de çalacak olması merak ve heyecan uyandırıyordu.

Biletler 3 saatte tükenmişti, 2 bini aşkın müziksever ‘BIPO’ konserini iple çekiyordu.

Ve işte o an geldi. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın İngilizce kısaltmasıyla BIPO’nun Viyanalı Şefi Sasha Goetzel’in işaretiyle Ulvi Cemal Erkin’in görkemli Köçekçe’si başladı.

Anadolu halk ezgilerinin muhteşem senfonisi, Salzburg’lulara günün üçüncü sürprizini yaşatıyordu. Köçekçe’nin zilleri salonu büyülemişti.

Ardından Mozart. Doğduğu kentte Mozart’ın torunlarına Mozart çalmak, sevgili Hıncal Uluç’un deyimiyle ‘tereciye tere satılabileceğinin’ ispatı gibiydi.

Dakikalarca alkışlandı Mozart yorumuyla BİFO.

Fazıl Say’la trans hali…

Ve Fazıl Say. İnsanın içindeki cennet ve cehennemin bestesi Nirvana Yanıyor’la, Avrupa’nın müzik kabesinde benliğimizi tavaf ettik. Ruhundaki inişleri, çıkışları, çelişkileri notaya dökmüştü Fazıl Say, kendisini bestelemişti, hepimizi bestelemişti.

Ruhumuzu bir duvardan ötekine çarptı, sarstı, salladı ve toplu bir Nirvana hali yaşattı herkese…

Respighi’nin Belkıs Suiti’ye müziğin evrensel turu tamamlandı.

İki saatlik konserin sonunda salonu dolduran iki bini aşkın kişi ayakta çılgınlar gibi alkışlıyordu BİFO’yu.

Sasha Goetzel, Fazıl Say defalarca sahneye çağrıldı.

Avrupa sesimizi bir başka duydu…

Israrlı alkışlar sonucu orkestra, Köçekçe ile yeniden sahne aldı.

Bu kez iş çığrından çıkmıştı.

Dinleyiciler, orkestranın ‘köçeğini’ temsil eden Kerem Ergüler’in zillerinden yayılan enerjiyle yerinde duramaz hale gelmişti.

Konser boyunca, bir kez olsun bile aralarda şaşırıp alkışlamaya kalkışmayan, öksürmeyen, elindeki programı hışırdatmayan, adeta nefes almayan Salzburg dinleyicisi, bir anda form değiştirmişti.

Bazıları ellerini havaya kaldırıp zil çalar gibi hareketlerle dans ediyordu.

Konseri dinlemek için İstanbul’dan giden bizlerin duygularıysa biraz farklıydı. Uzun zamandır özlediğimiz ‘gururu’ yaşamanın tadını çıkarırken, çoğumuz gözyaşlarımızı tutamadık.

BİFO…90 yıllık Salzburg Festivali’nde sahne alan ilk Türk orkestrası olarak Avrupa’nın en iyilerinden biri olma yolculuğunda dev bir adım attı pazar günü.

Klasik müziğin şampiyonlar liginde tur atladı.

Avrupa ‘sesimizi’ bir başka duydu pazar günü…

Biz Çılgın Türkler’in tutkuyla bağlanıp – aşkla çalıştığında başaramayacağımız hiçbir şeyin olmadığını cümle aleme bir kez daha ispatladı.

 
Kayıt tarihi
: 16.07.10
 
 

Milliyet Yazar..