Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kör kuyularda nefessiz kalmak...

Kör kuyularda nefessiz kalmak...
 

Kadının aydınlık yüzü-S.Dali


Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın asla değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri :

Madde- 1 : Türkiye Devleti bir cumhuriyettir .

Madde-2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Madde-3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağın şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı" dır.
Başkenti Ankara’ dır.

Madde-4: Anayasanın 1 nci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 ncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

……….

Yeterli çoğunluk bulunduğu takdirde , bu 4 madde dışındakiler değiştirilebilir. ANCAK, değişikliklerin mutlak ve kesinlikle 1. 2. ve 3. maddeye uygun olmaları zorunludur.

Yeterli çoğunluk olsa bile Anayasa değişikliklerinin ilk üç maddeye uygun olmaması durumunda , yapılmış değişiklikler , KEENLEMYEKÜN yani YOKLUKLA MALULDÜR.

ANAYASA MAHKEMESİ , YASALARIN ANAYASAYA UYGUNLUĞUNU HUKUKEN DENETLEMEKLE GÖREVLİ OLDUĞU KADAR, ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİN DE ANAYASANIN ASLA DEĞİŞTİRİLEMEZ İLK ÜÇ MADDELERİNE UYGUNLUĞUNU DENETİMLE GÖREVLİDİR.

Bu durumun varlığını gördüğü takdirde, YOKLUĞU TESBİTLE VE MADDELERİ İPTALLE GÖREVLİ VE ZORUNLUDUR.

Anayasa Mahkemesinin yine anayasa ile belirlenen çok önemli bir görevi daha vardır :

“Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” üst başlıklı Anayasanın 68 maddesinin 4. fıkrası ise aynen şöyle der :

“Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez."

Anayasa'nın bu fıkrasındaki hükme aykırı davranıldığında kapatma kararı verileceğini öngören Anayasa'nın 69. maddesinin 6. fıkrası ise şöyle:


"Bir siyasi partinin 68 inci Maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi'nce tespit edilmesi halinde karar verilir."
...................

Öğrenim özgürlüğü ve inanç özgürlüğünün sınırları laik cumhuriyetin sınırlarıdır. Anayasaya hangi şekilde konulursa konulsun , üniversitelerde türbanla eğitim hakkı, LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilkesine aykırıdır. Bir dini simgenin "velevki siyasi simge olsa ne olur" ifşası açıkça bir siyası partinin din istismarı yaptığının beyanı ve kanıtıdır. Yüzde 47 çoğunluğuna dayanarak bu yolu açmanın , “ BEn çoğunluğum , ben ne dersem o olur , benim sözüm kanundur “ demenin hukuki adı , Anayasa 68. maddeye göre ZÜMRE DİKTATÖRLÜĞÜ’dür.

Bu gidişin sonunun kamuda türbanla çalışma hakkını getireceği açık ve nettir.

Bunun da sonunun İslam Cumhuriyeti olduğu gibi...

Başı türbanlı kadın doktor , bevliye uzmanı olabilir mi?

Türbanlı kadın, erkek jinekoloğa muayene olur mu?

Peki ya kadından imam olur mu ? Olmazsa kız imam hatip liseleri ne işe yaramaktadır ?

Üniversitede , kamuda başını kapatmak istemeyinin hakları neyle ve nasıl korunacaktır sonunda ?

Gündemin ilk maddesi terör iken, İspanya Medeniyet İttifakları zirvesinde , kim/kimler düğmeye basmıştır da , türban gündemin birinci maddesi olmuştur?

Laik Cumhuriyet Türkiyesinin kadını olarak, benim kapanıp kapanmamama ve kapanmamın modeline neden erkekler karar vermektedir?

Türbanı destekleyen 2000 imzanın neden sadece 179 ‘u kadındır?

İlgili meclis anayasa komisyonunda neden hiç kadın milletvekili yoktur?

Ne olmuştur da , Ali Nesin Sivasta babasını yakmak isteyen laiklik karşıtlarıyla kolkoladır bu gün ?

Ve İslamın beş şartı , nasıl olmuştur da, erkek dayatmalı, çenealtı bağlama modelli ve “ koşullu kadın Müslüman “ şartının da ilavesi ile altı olmuştur ?

Tanrının örtüsünü, siyasilerin dayatma modelleri ile örtmek , nasıl kadın Müslümanlığın olmazsa olmazı olabilir ?

İranda estetik ameliyatlar neden patlamıştır?

Geriye gitmek için özgürlük mücadelesi olur mu ?

Cumhuriyet kadının çehresini ve giderek , Atatürkün kurduğu LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN REJİMİNİ DEĞİŞTİRMEYE, İSLAM CUMHURİYETİNE GÖTÜRMEYE ÇALIŞMAK ,SİYASİ PARTİLERİN TEMELLİ KAPATILMA NEDENİDİR .

Yasama,Yürütme ve Yargı ‘dan oluşan kuvvetler ayrılığı , hiçbir kuvvetin birbirine üstünlüğünü getirmez. Ve hiçbir kuvvetin işlem, eylem , yasa ve uygulamaları HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’ne , Türkiye Cumhuriyeti rejiminin temel ilkelerine aykırı olamaz.


Yasama ülkenin beyni ise

Yürütme
kalbi ,

Yargı ise akciğeridir,
teneffüsü sağlar ve beyinle kalp ancak solunum sayesinde çalışır…” *

Eyyy Yargı ! Kör kuyularda nefessiz kaldık , kurtar bizi...



* Yargıtay 1. Başkanvekili Osman Şirin'in konuşmasından

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..