Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '20

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Koronavirüs tehlikesi kapıda

Virüsler yaşamak için bitki, hayvan veya bakterilere ihtiyaç duyan cansız parazitlerdir ve yine virüsler ancak bir canlı organizmada, sağlıklı hücreleri kullanarak çoğalıp yaşayabilirler. Bakterilerden 10 ila 100 kat daha küçük olan virüslerin pek çoğunda tedavi yerine koruyucu aşı uygulamaları uygulanmaktadır. Bakteriler antibiyotikle tedavi edilebilirken, virüslerin tedavisinde şikayetlerin hafifletilmesi, sürecin şiddetinin azaltılması ve diğer insanlara bulaşmasının engellenmesi temel amaçtır. Özellikle solunum yolu ile bulaşabilen virüsler, tedavi kısıtlılıkları nedeni ile korkutucu olabilmektedir. Son yıllarda küreselleşmenin etkisi sonucu dünya genelinde turistik ve ticari ilişkilerin artması ile birlikte dünyanın bir ucundaki virüs, tüm gezegen açısından yaygın bir sağlık sorunu hale gelebilmektedir. Bununla birlikte virüs yapılarının bilinmezliğine günümüzdeki tedavi seçeneklerinin kısıtlılığı da eklenince meydana gelen salgınların telaşa ve paniğe neden olmasına yol açmaktadır.

Günümüzde viral salgınların yarattığı infialin bir benzeri Ortaçağ’daki “Büyük Veba Salgını”nda da yaşanmış. Bugünün virüsleri ile ilgili bilinmezlik, o dönemde veba hastalığının etkeni olan “Yersinia Pestis” bakterisi için de geçerliymiş. İşte bu bilinmezliğin getirdiği korku ve panik hali, o dönemde de günümüzdekine benzer bir ortam oluşmasına neden olmaya yetmiş. Dahası, Avrupa nüfusunun yaklaşık 3’te birinin ölümü ile sonuçlanan “Kara Veba Salgını”nda oluşan infial hali; tedavide başarısız olan doktorlar, toplumla direkt temas halindeki din adamları gibi kişilerin linç edilmesine, toplu olarak yakılmasına dek uzanabilecek sonuçlar doğurmuş.

Günümüzün sorunu ise yaklaşık 3 haftadır hem medyada, hem sosyal medyada hem de toplumda her gün onlarca kere söz konusu haline gelen “Korona Virüs (2019-nCoV)”. Orta Çağ’daki veba salgını ile ortak özelliklerinden biri olarak Çin’in Wuhan kentinde görülmeye başlamış bir viral hastalık etkeni. Çin’in Hubei eyaletindeki Wuhan şehrinde bulunan bir deniz ürünleri pazarından kaynaklandığı düşünülen bu salgının etkeni olan 2019-nCoV büyük bir virüs ailesinin üyesi. Bu ailede daha önceki yıllarda oluşturdukları salgınlarla bilinen SARS-CoV (Ağır Akut Solunum Sendromu Virüsü) ve MERS-CoV (Orta Doğu Solunum Sendromu Virüsü) da bulunmakta.

Hastalığın kaynağı net olarak bilinmese de başlangıç yeri göz önünde bulundurulduğunda, Wuhan’daki pazarda satılan vahşi hayvanlar olduğu düşünülmekte. İlk olarak bu hayvanlardan insanlara geçtiği düşünülen Korona Virüs enfeksiyonunun salgın hale gelmesindeki etken ise insandan insana solunum yolu ile kolay bir şekilde bulaşabiliyor olması. Virüsün hastalık yaratma ve insan vücudu dışında canlı kalma süreleri net olarak bilinmemekte ancak daha önceki SARS ve MERS gibi salgınlardan bilinenlerle tahminde bulunabilmekteyiz. Solunum yollarından damlacık (öksürük, hapşırık, tükürük…) yolu ile bulaşan Korona Virüs’ün hastalık yapabilmesi için yaklaşık olarak 14 gün geçmesi gerekiyor. Bununla birlikte insan vücudu dışında yaklaşık olarak 2-3 saat kadar canlı kalabiliyor.

Hastalık; öksürük, ateş, solunum zorluğu gibi non-spesifik belirtilerle ortaya çıkıyor. Ancak şimdiye kadar görülen vakalarda bağışıklık sistemi baskılanmış ise veya virüsle karşılaşan kişi çok yaşlı, kronik hastalıklı ise semptomlar şiddetlenebiliyor. Dünya çapında yaklaşık 10.000’in üzerinde vaka bildirilmiş durumda ve bugüne kadar bildirilen ölüm sayısı 520 civarında. Bildirilen ölümler hemen tamamı yaşlı, başka kronik hastalığı olanlar ve çocuklar.

Tüm dünyada gerek Dünya Sağlık Örgütü gerekse ülkelerin sağlık bakanlıkları tarafından konu ile ilgili hem sağlık birimlerine gerekli talimatlar gönderilmiş durumda hem de tüm toplumu bilgilendirici yayınlar yapılmakta. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı 2019-nCoV rehberine göre son 14 gün içinde herhangi bir şekilde solunum yolu hastalığı geçirmekte olan kişilerden; gerekli testlerle 2019-nCoV olduğu doğrulanmış kişilerle temas etmiş, 2019-nCoV bildirilen bir ülkede hastanede bulunmuş olan veya Çin Halk Cumhuriyeti’nde bulunmuş olanlar olası 2019-nCoV hastası olarak kabul edilmekte. Kesin tanı için özel laboratuvar tetkikleri gerekiyor. Yine bu rehberde saptanan vakaların, gerekli resmi makamlara bildirilmesi de zorunlu kılınmış durumda.

İşin toplumdaki her birey açısından önemli kısmına gelecek olursak. Özellikle korunmak ve hastalığın yayılımını engellemek için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:

1. Ellerin gün içinde sıklıkla yıkanması veya alkollü dezenfektanlarla temizlenmesi,

2. Öksürürken veya hapşırırken ağzın peçete ile kapatılması, peçetenin hemen atılması ve ellerin temizlenmesi,

3. Üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren kişilerle yakın temastan kaçınılması

4. Etlerin iyi pişmiş şekilde tüketilmesi,

5. Et ve et ürünlerinin satıldığı ve 2019-nCoV vakalarının görüldüğü bölgelerdeki marketlere mümkün olduğunca gidilmemesi veya satılan hayvan etlerine çıplak elle temas edilmemesi,

6. Grip ve nezle bulguları görüldüğünde zaman kaybetmeden hastaneye başvurulması.

Bunların haricinde Dünya Sağlık Örgütü ve ülkelerin sağlık bakanlıkları olası ve kesin vakaların takip, tedavi ve karantina kurallarını yazılı bildirilerle açıklamış durumdalar. Ayrıca ülkeler ve kıtalararası yayılımın da kontrol altına alınabilmesi için havaalanlarındaki hastalık şüpheli kişilerin süreçleri ile ilgili bildiriler de bulunmakta.

Son olarak da bazı merak edilen konulara değinmek istiyorum:

- Şu anda evcil hayvanların hastalığı yayabileceği ile ilgili kanıtlanmış bir veri yok. 

- Her yaştan insan hastalığa yakalanma riskini taşıyor ancak yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve çocuklarda seyir daha ağır oluyor.

- Tedavide antibiyotiğin hiçbir faydası yok.

- Henüz virüse karşı üretilmiş bir ilaç mevcut değil. Tedavide şikayetleri azaltıcı ve genel sağlık durumunu destekleyici ilaçlar kullanılıyor.

Sonuç olarak gerekli önlemleri almak yapılabilecek en mantıklı hareket. Bilinmezliğin ve hastalığa direkt etki edecek ilaç eksikliğinin yaratmakta olduğu panik ve telaş halini yukarıda bahsettiğim maddelere uyarak gidermek mümkün.

Sağlıklı bir hafta dilerim.

Doç. Dr. Cem Arıtürk

 
Toplam blog
: 110
: 60
Kayıt tarihi
: 26.04.18
 
 

1979'da İzmir'de doğdum.  Küçük yaşlarda İstanbul'a taşınarak ilköğrenimimi İstanbul Kalamış İlko..