Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '09

 
Kategori
Anılar
 

Körüz biz...

Körüz biz...
 

"Ağlamak her dilde tek anlamda......Çince, İngilizce, Türkçe....


"Elim birine değsin
Isıtayım üşüdüyse
Boşa gitmesin son sıcaklığım!"

Sınıf'ın şairiydi Rıfat Ilgaz. Yarenlik olsun diye başlayıp öyle yazmak isterken de bize karanlıkta gizleneni göstermeye çalışıyordu.

En kimsesizimizin,
En çaresizimizin,
En yalnızımızın
Ve
En haylazımızın şiirini, öyküsünü, romanını yazıyordu.*

Toplumcu – Gerçekçi Şair Rıfat Ilgaz’ı , “Karartma gecelerinden doğan aydınlık” olarak tınımlıyor Edebiyatcılar.
Ve Rıfat Ilgaz’ı anlamanın ancak eserlerinin satır aralarını çözümlemekle mümkün olabileceğini söylüyorlar……

“Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde”

Diyen şair; bakın “ basit” bir defne yaprağından toplumsal olaylara bir su gibi nasıl akıyor…….

Savaşlar, soykırımlar gördük,
İskenderler, Sezarlar,
Ne atlar kaldı onlardan, ne meydanlar...
Gittiler, yıkılıp birer birer,
Biz kaldık.
En kıraç topraklarda tutunduk,
Biz defneler.

Dal kırılır, yaprak dökülür
Ölür mü acılara katlanmasını bilenler,
Direnenler tüm kırımlara karşı...
Ölmez sevgiden yana olanlar
Defneler ölmez!

Ve “Körüz biz” şiirindeki her bir satırla
d u v a r a
t o s l a t ı y o r
h e r
b i r i m i z i……

Ne varsa otu ot çiçeği çiçek yapan
Tan yerinden söken umut ışığı
Sizin olsun çekik gözlü kardeşlerim
Aydınlıklar sizin olsun körüz biz

Gözlerimizi bir pula satıp geçmişiz bir yana
Ölmesini bilenlere yüz çevirmemiz bundan
Körüz gözbebeklerimize mil çekilmiş mil
Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk

Tetikte kendi parmağımız yabancının değil

Rıfat Ilgazın izlenmeyle ilgili bir anısını okumuştun Cumhuriyet gazetesinde.

Onu paylaşmak istiyorum….

Bir gün Orhan Kemal ve Rıfat Ilgaz Sirkeci Garındaki restoranda yemek yiyorlarmış. Hemen arka masada da, onları izleyen bir sivil polis oturuyormuş. Rıfat Ilgaz yüksek sesle konuşmayı sevmediğinden hep kısık sesle konuşuyorlarmış. Onlar kısık sesle konuştukça, polis sandalyesini çekip yanaşmaya ve ne konuştuklarını anlamaya çalışıyormuş. Polisin gittikçe masalarına yaklaştığını gören Rıfat Ilgaz, garsonu çağırıp bir bardak istemiş ve bardağa doldurduğu rakıyı Orhan Kemalin arkasına kadar sokulan polise uzatmış…

Buyurun demiş…

Polis de boş bulunup

-Teşekkür ederim, görevdeyken içmem demiş…

Ve Atilla İlhan bir yazısında şöyle sesleniyor Rıfat ILGAZ'A…:

"İşte böyle Rıfat Ağabey, ‘ eski askerler ’den pek kimse kalmadı ; öteki taraftakilere söyle, içleri rahat olsun, mevzileri terk edilmeyecektir”……

“Mevzileri terk etmeyen” kaç kişi kaldı acaba?

Son şiirinde bile insanlara bir şeyler verebilmeyi amaç edinmiş bir “insan Rıfat ILGAZ….

“Elim birine değsin
Isıtayım üşüdüyse
Boşa gitmesin son sıcaklığım!”
....

U n u t m a m a k
V e
U n u t t u r m a m a k
A d ı n a…..

Sevgi ve saygımla anıyorum.

H.Yurttaşın yazısında geçer.

 
Toplam blog
: 206
: 1273
Kayıt tarihi
: 24.09.08
 
 

Don Kişot, Matematikçi, Öğretmen, Öğrenci ..