Köyden Mektup-15 (Gıran)

Bu gıranı saldık kendi hâline
Başımıza davın oldu arkıdeş.
Lalesinden sümbülüne gülüne
Boyun büktü, beñzi soldu arkıdeş.

Bir ölet ki sanma geldik nazara
Bir kasıt var, deme sakın kazara
Eşi dostu sokar iken mezara
Mahanayı bize buldu arkıdeş.

Mikrop lakin cirmi sığmaz tarife
Alma dedik cümle aldı hafife
İsyan ettim yaptığı her tahrife
Gözlerime yaşlar doldu arkıdeş.

Paren yosa hayat eve sığmeyo
Üzerine sabah güneş doğmeyo
Yok yoksulu umutlara boğmeyo
Zaten ne gün yüzü güldü arkıdeş.

Cirit atar böyük şehri, ilçesi
Altmış beşle üstü günah keçisi
Hurma yerken ağalarla bekçisi
Ceremesi bize kaldı arkıdeş.

Fırsatçılar zam üstüne zam yapar
Evde dünde ruhumuzda gam kopar
Deyveñ bakam böyüklemiz ne yapar
Başımıza neden geldi arkıdeş?

Koronalı çetin kara kış bekler
İşsizler iş, haranılar aş bekler
Gırannıktan beter cavır şebekler
Tüyümüzü tek tek yoldu arkıdeş.

Çember boyna daralıyor deñ gari
Millet naçar kırılıyor deñ gari
Covit halkı aralıyor deñ gari
Bâçamıza fena daldı arkıdeş.

Gerçekleri saklasan da nafile
Makmıranın kırında bu defile
Göçüyorlar bak kafile kafile
İnsanlık mı? Çoktan öldü arkıdeş.

13.11.2020
Salih ERDEM

Gıran: Öldürücü salgın hastalık.
Gırannık: Ölmesini istediği kimse için ölesice anlamında kullanılır: Yetti bize bu gırannıklar.
Davın: Belâ, baş belâsı.
Ölet: Öldürücü hastalık salgını, kıran(I).
Mahana: İleri sürülen sözde neden.
Yosa: Yoksa
Deyveñ: Deyiverin
Bakam: Bakalım
Haranı: Tencere
Cirim: Hacim
Böyük: üyük
Aralamak: Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek, budamak.
Bâça: Bahçe
Makmıra: Mezar, mezarlık