Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '17

 
Kategori
Kültürler
 

Kral veya Kraliçe Ölünce Onunla Birlikte Canlı Gömülenler

Kral veya Kraliçe Ölünce Onunla Birlikte Canlı Gömülenler
 

KRAL veya KRALİÇE ÖLÜNCE ONUNLA BİRLİKTE CANLI GÖMÜLENLER.-NAZAN ŞARA ŞATANA


Sümer Kraliçesi Puabi’nin cenaze merasimi

Bir hikâye anlatmalıyım sizlere.

Hikâye güzel mi belki,

Enteresan mı? Çok!

Peki, acılı bir anlatı mı?

Bir bakıma öyle!

Bu bir cenaze töreni, elbette acılı fakat!

Neden fakat diyorum. Yazdıklarımı okuyunca anlayacaksınız.

Bir kadından söz edeceğim.

Güzel, akıllı muhteşem bir kadından ve bu kadın çok ama çok eskilerde yaşamış.

Bu kadın Ur Hanedanı döneminde yaşamış, çok da önemli bir statüye sahipmiş.

O zamanlarda!

Bu olağanüstü kadının ismi Kraliçe Puabi!

Neden cenaze törenini yazıyorum?

Nedeni bu kraliçe ile ilgili bütün bilgiler onun olağan üstü cenaze merasimini anlatıyor. O zaman bende ondan söz etmeliyim dedim.

Eskilerde ve soylularda cenaze merasimleri düğün gibi ihtişamlı fakat acılarla dolu.

Merasimler çok disiplinli yapılıyormuş.

Kraliçe ölüyorsa ona hizmet eden kadın ve erkek hizmetçilerde onunla birlikte taş mezara gömülüyorlarmış.

Kraliçenin cenaze merasiminde en çok dikkatimi çekenleri aktarmak istiyorum sizlere.

Çok eskiler ama yine de insanın içi acıyor.

Kraliçe ölmüş ve onun cenaze töreni yapılıyor.

Bu kalabalık şehir sus pus içinde.

Sokaklarda yâda evlerde kimseler yok herkes cenaze töreninde.

Kraliçenin ölü bedeninin eşsiz bir ihtişamla süslendiği vücudunun üst kısmının altın ve gümüşten boncuklarla ve lacivert taşı kırmızı akik Kadıköy taşı babakoru gibi kıymetli taşlardan incilerle bezenmiş bir örtüyle örtüldüğü; örtünün aşağısındaki püsküllerin yine aynı taşlardan yontulmuş incilerden yapıldığı aktarılmıştır.

Bu aktardığım yeterli olanı değil.

Altınlar, pırlantalar yani mücevherler.

Takılan peruk bile mücevherle kaplı.

Altın ağırlıkta.

Altınlarda şimdiki zamandaki gibi kaç ayar filan değil som altın!

Bunlar olur diyeceklerimiz nedeni; o bir kraliçe…

O zamanki adetleri de mücevherleri ile gömülmeleri.

Ve tabi gerekli malzemeleriyle de.

Öbür dünyada kullanacaklarına inandıkları için neyi var neyi yok onu da koyuyor.

Arabalarına atlarına kadar!

Giysilerine kullandıkları malzemelerine kadar!

Elbette hazine de oluyor.

Bildiğiniz hazine.

Şimdi beni rahatsız eden bölüme geçiyorum.

Kraliçeyi, kocasının mezarının yanına hazırlanan yere gömüyorlarmış.

Kraliçenin cenazesini iki eşeğin çektiği bir araba taşıyormuş.

Arabanın arkasında çok güzel giyinmiş iki nedime yürüyormuş.

Onların arkasından on kadın,

Daha arkalarında silahlı muhafızlar ve uşaklar

Ve de hazineyi taşıyorlarmış.

Neticede içeri girilmiş.

Sonra mezar örtülmeye başlamış.

Ve bütün bu kadınlar, eşek seyisleri, askerler, kraliçenin son yolculuğunda, onunla birlikteler!

Şimdi mezarda yapılacak bir işleme sıra gelmiş.

Dehlizin ortasında büyük bir leğenden oradakiler birer maşrapa içiyorlar ve yerlerine geçiyorlar…

İlahi okuyanların sesi içtikleri zehirli suyun etkisi ile yavaş yavaş sona eriyormuş.

Offff, gerçekten içim sıkıldı.

Bu adetler olmaz olsun.

Kraliçe ölüyor onunla birlikte ona hizmet edenler kendi istekleriyle mi yoksa mecbur olduklarından mı onunla birlikte ölüyorlar.

Bu can sıkıcı bir durum.

Ve bu kraliçenin mezarı bulunmuş.

Kraliçe ile birlikte hazinesinin yanı sıra onunla olanlarında iskeletlerine ulaşılmış.

Ne diyelim.

Bir bilinmeyeni bilmeye gayret ettik diyelim. Anlıyor muyum, yok anlamıyorum.

Nazan Şara Şatana

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....