Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kriz lobisi ne istiyor?

Kriz lobisi ne istiyor?
 

Dünyada kriz ne zaman başladı?

15 Eylülde Lehman Brothers yatırım bankasının batmasıyla!

Başlayan bu süreçte yurtdışında para kaybeden pek çok yatırımcı, acaba Türkiye’de hemen bir kriz lobisi mi oluşturdular?

Kaybedilen paraları sanki Türkiye’de batmış gibi bir karmaşa mı yarattılar?

Acaba yaşanan bu dünya krizinin merkezini Türkiye’ye mi taşıdılar?

Son günlerde kriz ile ilgili ortalıkta dolaşan söylentiler ve yandaş medyanın yazdıklarına bakılacak olursak, durum böyle gösteriliyor!

Güya bizim kriz lobisi(!) yurtdışında kurulan riskli fonlara paralarını kaptırmışlar!

Bu tip fonlar riskli olduğu için, normal zamanında yatırımcıya dolar üzerinden yıllık yüzde 20-25 oranında yüksek kazanç sağlıyormuş.

Türkiye’deki kriz lobisi elemanları zenginlerimiz de yüksek kazanç elde etmek için bu fonlara yatırım yapmışlar.

İşler iyi giderken çok kazanan bu kriz lobisinin elamanları, krizde işler kötüye gidince haliyle kaybetmişler.

Şöyle bir mantık yürütecek olunursa, akla ve mantığa uygun görünüyor.

Bilindiği gibi bugüne dek kriz gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’de çıkıyordu. Kriz bu defa en güvenilen zengin ülkelerde çıktı, paralar bu sefer orada battı. Yani krizi çıkartan ABD ve AB ülkelerinin en tepesindekiler. Orada ateş yeni yakılmıştı ki bizde en yoğun duman çıkmaya başladı!

ABD ve AB ülkelerinin nüfuslarına göre işten çıkartılan işçi sayılarına bakıldığında, bizimki hepsinden yüksek görünüyor! Acaba kriz lobisi, devletin kısıtlı imkânları ile bulacağı kredileri cebe atmak için krizi bahane edip, işçileri mi çıkartıyorlar?

Şöyle bir bakıyorsun; Türkiye’de ABD ve AB ülkelerindeki gibi batan bir banka, finansal kuruluş, fon ya da ödenemeyen devlet garantili bir senet olmamasına rağmen, yaratılan bu kriz havası, bu kriz lobisinin işi mi?

Bu güne kadar IMF’nin önerdiği ekonomik programı, büyük bir özen ve dikkatle uygulayan ülkemizde, ekonominin tam istikrara kavuştuğu söylenebilir mi?

Ülkemiz uzun yıllardan beri dünyanın en yüksek faizini vererek sıcak para ile ekonomiyi götürmeye çalıştı!

Krizle ilgili öylesine yoğun bir kampanya ile ülke gündemine girdiler ki!

Türkiye ekonomisinde, tüketiciler yaratılan bu korku senaryosuyla tüketimlerini iyice kıstılar.

Haliyle herkes kriz beklentisine girdi.

Bu arada iktidar tarafından da geleceği bir yıl önceden belli olan böylesi bir kriz için her hangi bir önlem de alınmadı. Her hangi bir önlem alınmayınca da, bu durumu fırsat bilen bazı işadamları da harekete geçti.

Daha krizin ufukta dumanı bile görünmeden, cebimize para koyun yoksa işçileri çıkartırız tehdidiyle ülke gündemini meşgul etmeye başladılar!

Sözde kriz lobisinin üyeleri, IMF’den gelecek 35 milyar dolar alınıp kendilerine verilmesini mi istiyorlar?

Bu kriz lobisinin kasasına IMF den gelecek para konursa Türkiye ekonomisi kurtulacak mı? Yoksa bu güzel ülke batacak mı? Bana göre bu para onlara verilirse, Türkiye ekonomisi işte o zaman batar!

Krizden kurtulmak için ABD’nin ne yaptığına şöyle bir bakalım.

Yeni başkan Barack Obama’ya göre, bu krizin çözümü istihdamı arttıran kamu harcamalarından geçiyor.

İşadamlarının cebine para koyarak bu krizi çözmek mümkün değil.

İşte bu amaçla Obama ekonomi ile ilgili yaptığı konuşmasında, 24 Ocak 2009’da görevi devraldığı gün iki yıllık bir eylem planını devreye sokacağını açıklıyor.

Barack Obama’nın plana göre altyapı, eğitim ve alternatif enerji alanlarına yatırım yapılarak önümüzdeki iki yıl içinde 2, 5 milyon yeni iş yaratacaklarını ilan ediyor.

Yani daha sorumluluğu almadan, kimsenin cebine para koymayacağını, amacının istihdamı arttırıcı önlemler olduğu söylüyor.

Mesela bizim iktidar kriz ile ilgili şöyle bir açıklama yapabilirdi. Bu tip bir açıklama ile hem kadrolaşmayı daha sağlama alır, hem de istihdam yaratmış olurdu!

Öğretmenler günü nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı 140 bine ulaşan öğretmen açığını, yeni kadrolar açarak sınavı kazananların hemen ataması yapılacak!

Yine öğretmenler günü nedeniyle açıklanan bir milyon 111 bin okula gidemeyen öğrenci okulla buluşturulacak!

Sayıları bir milyonu bulan kredi kartı borçlarını ödeyemeyen kişiye yeni bir ödeme planı sunulacak. Çünkü bu kriz nedeniyle işlerini kaybedenler, yine kredi kartına yüklenecekler ve borcu borçla kapatmaya devam ederek, eski sayının çok daha üzerine çıkabilirler!

Bankalar ile ilgili yasal bir düzenleme yapılarak, kredi kartlarının yüksek faizler törpülenecek!

Ülke bir yandan eski kitlerden kurtulurken(!) yeni devasa KİT’ler piyasaya çıkmaya başladı.

Bunların en büyüğü olan BOTAŞ ve elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin mali durumları bir an önce düzeltilmeli.

Ancak bu düzeltme, Doğalgaz ve Elektrik zammı ile yapılmamalı. Borcu olanlardan icra kanalı ile tahsil edilmeli.

Tıpkı muhalif Belediyelerden tahsil edildiği gibi! Merkez Bankası kaynaklarından oluşturulacak ekonomiye destek fonları düşük gelir gruplarına yönlendirilmeli. Bu da oy için halka kömür dağıtarak değil, üretim yapan KOBİ lere yapılmalı.

Ayrıca bu kriz ortamında, birçok işletme kriz lobisinin etkisi altında kalıp işçi çıkarırken, yeni işçi alıp, istihdama katkı yapan işyerleri desteklenmeli.

Belli bir dönem istihdam edilen işçilerin SGK payları devlet tarafından ödenebilir. Varsa vergi borçları ötelenebilir ve taksitlendirilebilir.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..