Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '17

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

KT 134: Eyvaaaah ki Eyvah! Çomar’ın Hâli Hâl Değil!


Verandaya taşıyıp bakınma, kitap okuma, uyuklama sezonunu açtığı, Ayvalık tarafından gelip Madra Dağları bırakırsa yağmur da getiren değişik kademelerde beyazın tonlarını yaratan bulutlara bakmak niyetiyle uzandığı şezlongta ayakucunda Tuhaf Tekir, diyafram civarında da Çomar’la beraber yeni bir Bremen Mızıkacıları kompozisyonu yaratan “abla” huzursuz! Çomar’ın ince dişlerinden korunmak niyetiyle ellerini rüzgârlığının uzun yenleri içine saklamış, esintiyle daldığı tavşan uykusundan, Tuhaf Tekir’i pençeleyen Çomar’ın hırçın hırlamasıyla uyanır. Her zamankinden farklı hırlaması, dönüp dönüp poposunu yalaması, arada inip verandaya gelip giden kedilerle uzun uzuuuun koklaşması, hayra alâmet değil. Yoksa erken ergenleşti de kızışma dönemine mi girdi? Eyvah! Ya bu arada, kaşla göz arası yavru aldıysa? “Abla” allak bullak! Bebeklikten çocukluğa oradan ergenliğe atlayan, kendini, "o daha küçücük bir çocuk" dediği kızının telli duvaklı hâline bakıp salya sümük ağlarken bulan ebeveynin karışık duyguları içinde bocalamakta.

Ertesi sabah çamaşır sermek için verandayı yıkayan “abla” Çomar’ın yatak takımlarını güneşlenip havalansın deyip parmaklıklara sererken arasından düşen incecik iki pençe birkaç tane de tüy bir gece önceki tıkırtıların nedenini açıklar: Haspa kuş avlamış! Bu açıdan bakıldığında “abla” kucağına aldığında poposunu havaya diken, senbilirsinabla bu derdin de dermanını bilir sanan Çomar, yavrularını besleyebilecek cabbarlıkta bir avcı kedi; eh o zaman icâzet de verildiğine göre bebekleri de olabilir gibi görünüyorsa da henüz ufak bedeni iki ay hamileliğe, bebek taşımaya dayanır mı, o şüpheli.

KutuMutu döneminde mutlu mutlu çalıştıkları günlerden birinde, kuzeninin eşinin Ankara’dan kızını ziyarete gelen gerçek bir kedisever annesi, tecavüze uğrayan küçük kız kedi meselesi üzerine konuşurlarken “abla”ya hârika gelen bir çözümden söz eder; "ben" der "bakıyorum arka bahçede küçükleri sıkıştırıyor büyük erkek kediler, mama vermeye aşağı indiğimde alıyorum kullanmadığım parfümlerimden birini bebeklerin arkalarına sıkıyorum! O zaman erkek kediler dişi kedi kokusunu tanımıyorlar…"

Muhteşem fikir! Bu konuşmayı hatırlamasıyla banyoya dalması bir olur “abla”nın… Promosyon olarak verilen ve genellikle de beğenilmediğinden kalan küçük şişelerden birini kapıp verandaya fırlar! O ne!??? Tuhaf Tekir altına aldığı Çomar’ın başını kulaklarını yalamakta! İyi de, Tuhaf Tekir kısırlaştırılmış bir erkek kedi! Eylemi o kadarla kalır, belli ki Çomar’ın acıklı/isterik mırıltılarına dayanamamış kendince, elinden geldiğince teselli etmekte. Verandaya çıkan “abla”, yerlerde kıvranırken aman bana bir çare edasıyla ayakları arasına dalıp paçasına tırmanan Çomar’ı yakalar, arka bacakları arasına, karnına, az poposuna değecek kadar birkaç fıs fıs sıkıp bir iyi sıvazlayıp güzel kokuyu yayar.

Rüzgârın uçurmayacağı kuytu köşelerden birine biraz mama koyar, önceden denenmişliği olmasa hayatta kalkışamayacağı operasyonun başarıyla sonuçlanmasını dileğiyle, Çomar’ın bir sonraki çiftleşme dönemine kadar yavru almaması için dualar edeee ede içeri girer.

 
Toplam blog
: 591
: 63
Kayıt tarihi
: 27.07.15
 
 

İstanbul'da 20 yıldan fazla, tasarımcı grafiker olarak çalışırken bir kız çocuğu da yetiştiren "a..