Kültürpark'a gideniniz var mı?

Kadifekale'ye çıkıp da etrafa bakındığınızda kentin orta yerindeki yemyeşil örtüyle kaplı alana takılır gözleriniz. Gri renkli masanın orta yerine konmuş yemyeşil bir salata tabağına benzeyen bu alan Kültürpark'tır. İzmir'de Kültürpark ismi ''Fuar''la özdeşleşmiştir. Kimse, ''Hadi Kültürpark'a gidelim, '' demez; ''Fuar'a gidelim mi?'' der. Nedeni de bu alanda yılda bir kez uluslararası nitelikte ''İzmir Enternasyonal Fuarı'' kurulmasındandır.

Uluslararası Fuar, eskiden 20 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında açık kalırdı. Bu tarihler arasında İzmir'de olağanüstü bir canlılık yaşanırdı. Çevre ilçelerden, illerden akın akın ziyaretçi gelirdi fuara. İzmir'deki otellerde yer bulabilmek güçleşirdi. Lokantalar başta olmak üzere esnaf bayram ederdi. Fuar nedeniyle gelen ziyaretçiler Kemeraltı Çarşısı'na uğramadan dönmezlerdi.

Yıllar geçtikçe Fuar canlılığını yitirmeye başladı. Birisi çıktı, ''Burası fuar değil, sanki bir panayır, '' diyerek eğlence yerlerini kapattı. Diğeri geldi, ''Bir ay fuar mı olurmuş? On beş gün yeter, '' diyerek süreyi kırptı. Kısacası yıllar geçtikçe İzmir Enternasyonal Fuarı'nı yolunmuş tavuğa döndürdüler. Eğlence ve etkinlikler azalınca Kültürpark'a olan ilgi de azaldı. Yakın zamanda Hayvanat Bahçesi'' de kapanınca çocuklar da uğramaz oldu

Oysa Kültürpark, şu haliyle İzmirliler için bulunmaz bir nimettir. Çöl ortasında bir vaha gibidir Kültürpark. 1 Ocak 1936 yılında Dr. Behçet Uz'un öncülüğünde, Yunanlılar tarafından yangın yerine çevrilen 420 bin metrekarelik alana kurulmuştur. Alanı yeşillendirmek için çoğu yurtdışından getirilen 8000 adet ağaç dikilmiştir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarla Külürpark'taki yeşil alan miktarı 180 bin metrekareyi bulmuştur. Kültürpark'ın beş giriş kapısı vardır: 9 Eylül, Montrö, Lozan, 26 Ağustos ve Cumhuriyet.

Kültürpark Yeraltı Otopark'ı da 594 araç kapasitesiyle, 28 Ağustos 2009 tarihinde ziyaretçilerin hizmetine sunulmuştur.

Kültürpark'ta, yeşil alanların yanında insanların zamanını değerlendirebileceği birçok tesis vardır. Bunların arasında; 14 adet kapalı sergi salonu, 4 adet konferans salonu, Atatürk Açıkhava Tiyatrosu, İsmet İnönü Sanat Merkezi, İzmir Sanat, Evlendirme Dairesi, Celal Atik Spor Salonu, Lunapark, Paraşüt Kulesi, Gençlik Tiyatrosu, Resim Heykel Müzesi, Tarih ve Sanat Müzesi, Yüzme Havuzu, Tenis Kortları'nı sayabiliriz.

İşte tam burada durup sormak gerek: Neden bu kadar yeşili bol; sanatsal ve sportif tesislerle donatılmış bir Kültürpark'tan yeterince yararlanamıyoruz?

Her semte hemen hemen eşit uzaklıkta, ulaşım sorunu olmayan Kültürpark gibi kültür ve doğa harikası bir yeri neden görmezden geliyoruz?

Alsancak'taki daracık caddeleri sokakları dolaşın. İnsanlar irili ufaklı kafelerde, sıkış-tepiş, havasız ortamlarda, önünden geçen araçların egzos dumanını soluyarak, bir iki yudum bir şeyler içerek eğlenmeye çalışıyor. Halbuki Kültürpark bu mekanlara yürüme mesafesinde.. Oksijen pompalayan yeşil alanlarıyla bomboş, öylece duruyor.

Alışveriş mağazaları, kafeler, restoranlar, çay bahçeleri gibi mekanları özendirici koşullarda ve mevcut doğal yapıyı bozmadan taşıyabilirsek bence Kültürpark canlanır. Otopark sorunu da halledildiği için her yaştan İzmirli gününü değerlendirmek amacıyla Kültürpark'ı tercih edebilir.

İzmir'i yönetenler, günün 24 saatinde de canlılığını yitirmeyen bir Kültürpark için projeler üretmelidir.