Kupa törenine gölge düşürmek, havayı bozmak!..

Bir yerde “doğru” olan, bir başka yerde “yanlış” olabilir. Çünkü yerine göre davranmak, konuşmak gerekir. Bu da, ancak, “kafası”yla düşünenlerin becereceği bir iştir.

Yerine göre davranmak, “ödün vermek", “teslim olmak" değildir.

Kalabalıklar içinde, olur olmadık bir anda ortaya çıkmak, havayı bozucu eylem ve söylemlerde bulunmak, en yalın deyişle, “kışkırtıcılık”tır. Bunu yapan bir kişi de olabilir, yönlendirilmiş bir “grup” da olabilir.

Olabilir de olabilir.

Dün gece, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda, Aziz Yıldırım konuşmaya başlar başlamaz, bir grubun Alex sevgisinin arkasına sığınarak attıkları sloganla Aziz Yıldırım’a tepki göstermesi, havayı bozucu bir eylemdir.

O grup, Aziz Yıldırım’ı çileden çıkartmak için yapacağını yaptı. Aziz Yıldırım da, ağzına geleni söyledi.

("Terbiyesizlik etmeyin. Bugün burada Fenerbahçe, şampiyonluğunu kutluyor. Bir şahıs üzerinden değil, bu kadar insanın emeğini kutluyor. Sizi bir daha bu stada sokmam, terbiyesizler, ahlaksızlar, paralı köpekler. Bu kadar ağır hakaret ediyorum. Yeter artık.

Alex’i ben aldım; bu kulübe faydası olacak diye. Siz de yuhaladınız. Ama Fenerbahçe’ye faydası olmayacak diye gönderdim.

Bu çocukların emeğine haksızlık etmeyin. Terbiyesizlik etmeyin. Ayıp denen bir şey var. Bu akşam burada Fenerbahçe 3 Temmuz'dan bugüne yaşadıklarının hesaplaşmasını yapıyor. Sizin gibi Karabükspor maçından sonra geçen sene 'şike şike' diye bağırmıyor. Sizler Fenerbahçeli değilsiniz. Bir daha bu tribüne giremeyeceksiniz. Herkesin önünde söz veriyorum."

*****

Aziz Yıldırım, Metris’ten çıktıktan sonra, bir televizyon söyleşisinde, özeleştiri yaparken aynı zamanda bir gerçeği de açığa vurmuştu:

"En büyük sorunlardan biri de bu amigo işi. Biz de hata yaptık 2004'e kadar yanlarında oldum ben de. Bilet filan kestik. Öyle bir noktaya geldik ki, kendisi Reis oldu. Ayrıca, Fenerbahçeli de değil Beşiktaşlı.”

Görüntü, “ayna gibi”...

Aziz Yıldırım, bir zamanlar kolladığı, zaman içinde kendisini “Reis” ilan eden bir “amigo”dan söz ediyor. Bu kişinin Fenerbahçeli değil, Beşiktaşlı olduğunu söylüyor.

Bu nasıl olur?

Sorunun yanıtını, Fenerbahçe’nin eski yöneticilerinden Köksal Özbek’in bir yazısında bulduk:

“Beşiktaş taraftarları, “Amigo” seçimi yaparlar. Seçimi kaybeden aday, geçer Kadıköy’e... Fenerbahçe yandaşlığını ifade eden bir isim altında dernek kurar; antetin başına da, “genç” kelimesini kondurur. Bu deyim, çıkar çatışmasında, deneyimli yaşta bulunanları ekarte etmek için, tıfılların kullandığı bir argümanıdır. Çünkü onlar yaşlarının ufak olmasından başka özellikleri bulunmayanlardır. Bir dolu iyi niyetli ve enerjik Fenerbahçe sevdalısını, çatıları altında toplamayı başarırlar. Askerlik çağına bile yaklaşmamış yaştaki çocukları, vurucu güç olarak kullanırlar; maç baskınları yaparlar. Hedefleri, sportif mi, ticari mi belli değildir.” (Cumhuriyet,  “Güncel ve Öncel”, 12 Şubat 2013)

*****

Bir “amigo”nun, çevresine topladıklarıyla tribünlerden kulübü, “takım sevgisi” üzerinden yönetmeye kalkması, öyle tek başına yapılacak iş değildir.  

“Paralı ...“ dendiğine göre, bu paralar, kimlerden geliyor?

3 Temmuz’la iyice su yüzüne çıkan, yönetime zor günlerinde destek olmayan, ama isyan bayrağı açan, yurtiçinde ve yurtdışında Fenerbahçe’ye zarar verenler... görülüyor ki, uslanmamışlar!.

Fenerbahçe’nin, “şike”yle içeriden ve dışarıdan, kıskaca alınmak istendiğini bilmeyen yok artık.

3 Temmuz süreciyle çok şey anlaşıldı. Bu süreçte, takıma, mağdur olan yöneticilere sahip çıkanlar, tavır alanlar belli oldu.

Son söz:

Takımın en mutlu gününde, anlamlı bir kupa töreninde, mutsuzluk yaratacak eylem ve söylemlerle havayı bozmak niye?

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com